Shōgun 6. Bölüm Podcast 🎌🔥
Bu bölümde Shōgun’un en ateşli ve entrika dolu anlarını masaya yatırıyoruz! 💥 Mariko’nun Anjin için yaptığı
kerhane pazarlığı 🤝, Anjin’in Mariko’yu şoke edici bir üçlü teklifiyle sınaması 😳 ve Toranaga’nın moda
anlayışıyla (evet, Toranaga stili diye bir şey var!) sahneyi nasıl domine ettiğini konuşuyoruz.
Ayrıca:
⚔️ Ochiba neden Toranaga’dan nefret ediyor? Derin politik hesaplar mı, kişisel geçmiş mi?
👶 Mariko ve Ochiba’nın çocukluğu: Bu iki güçlü kadının geçmişindeki kırılma noktaları neler?
🔺 Ve en önemlisi: Toranaga’nın sürekli üçlü cektirmesi!
Bu bölüm kaçmaz! 🎙️🔥
Abi valla yani bilmiyorum. Geçen bölüm baya değişik olaylar olmuştu. Bu bölümde ne olacak diye bir heyecanla açtım yani. Sonra zaten dün en son bir neydi? Leydi Oçiba mıydı? Oçiba. Oçiba. O geldi ortalığı karıştırayım dedi. Çünkü baktı abi adamlardan bir bok olmuyor. Bunların savaşacağı edeceği yok. Yok konseydi, yok oylamaydı bilmem neydi. Vakit kaybediyoruz dedi. Ve dedi ki Oçiba ben gelin bir ortalığı karıştırayım dedi. Geçen bölümün sonu böyle bitmişti zaten hatırlarsan. Evet. Bu bölümde Mariko ile Oçiba'nın çocukluğuna indik. Bir geçmişe döndük. Geçmişte bunların yaşadığı şeyleri gördük. Ne oluyor? Mariko'nun babası Oçiba'nın babasını öldürüyor. Ama Mariko ile Oçiba da ölümüne arkadaşlar. Çok iyi arkadaşlar. Ama en son Mariko Burito ile evleniyor. Ve Oçiba'nın evinden sonsuza kadar gidiyor. Ondan sonra bu ikisi düşman oluyor. Valla Soner harika anlamışsın. Ben de aynısını anladım. Zaten başka bir şey anlattıysa da biz ikimiz bu şekilde anladığımıza göre bunun üzerinden yürümeye devam edelim. Bence. Dediğin gibi öyle bir Oçiba ile Mariko'nun geçmişine gittik. Yani bir 15-20 dakika özümsettiler bize o konuyu. Yine aynen dediğin gibi işte Mariko'nun işte babasının kardeş olmasıydı suçlanması. Bunların çocukluk yıllarında hep birlikte olması ama daha sonra şu bugünkü duruma gelmeden sonra. Ama daha sonra şu bugünkü duruma gelmeden sonra. Onların da birbirlerine anlatan bir süreci geçtiler. Hatta bir noktada şey vardı ya bu. Oçiba ile Mariko böyle sırt sırta birbirlerine dayıyorlar. Evet. Böyle uyurken. Hani orada sadece arkadaş değiller aslında. Böyle birbirlerini koruyan, birbirlerine dayanak olan iki karakter gibi orada sanki betimlenmiş gibi oldu. Ve o hoşuma gitti mesela benim. Ya orada hikayeye giriş yaptılar. Ama tabii onu da vermesi gerekiyordu. Yani böyle uzunca bir aralıkta anlattılar bize. Yani o geçmişi neden bu noktaya nasıl geldiğimiz konusunda. Geçmişi anlamamız için çok iyi bir giriş yaptılar. Daha sonra olaylar zaten direkt politik bir hikayeye dönüştü. Bütün bölüm politika üzerine geçti. Politik olarak savaşa daha da yaklaştığımız bir bölüm oldu. Oçiba'nın neden savaş hissettiğini çok iyi anladık. Geçen bölüme ne demiştik biz? Oçiba geldi gözlerinde intikam var ama ne intikamı bunu bilmiyorduk demiştik. Ve bu bölüm onu anladık. Tabii hikaye bende biraz şey evrildi altı. Ya şogan olmak isteyen erkekten ziyade kendi savaşlarını erkekler üzerinden yöneten kadınların dizisine dönmeye başlıyor gibi oldu. Mariko biraz defansta ama Oçiba'da inanılmaz bir atakta karakterler olduğunu gösterdi bana. Oçiba'yı böyle biraz dominant bir karakter yapmışlar. O zaten savaşa sürüklemeye çalışıyor yani ortamı. Net bir şekilde belli. Bunu yaparken de işte tabii Mariko'yla olan geçmişine falan vurgu yapmışlar. O kısımları anlayabiliyorum çünkü bunların savaşacağı yok abi. Bunların savaşacağı yok. Birinin bunları ittirmesi gerekiyor. Baktılar gitmiyor dizi bu Oçiba'yı bir sokalım da yani ortalığı karıştırsın demişler. Ben öyle algıladım yani. Bunu daha önce bir şeyle yapmışlardı hatırlarsın bir önceki bölüm. Toranagan olduyla. Anlamsız minneti toba tutmuştu anlamsız. Baktılar olmuyor ya. Bu zamanda Oçiba kartını kullanalım demişler yani bu dizide. Ve Oçiba'yı salmışlar yani. O sırada tabii şeyden de bahsediyor aslında onu da vurgulamak lazım. Bu Anji'nin önlenemeyen bir yükselişi var. Abi evet ya. Çünkü en son bölüm yine bu bizim Toranaga'yı toprağın içinden çıkartmıştı kendisi. Ve hayatını ikinci kez kurtardığı için bu sefer ona işte baş amiral artı general artı işte toprak falan. Adam o iyice orada. Adam ülke boğdu yani. Adam yani şu an rahatlamıştır herhalde yani. Şu an Anjinsan rahatlamıştır diye düşünüyorum. Burada şey yani hani Anjini de bir yandan da yükseltiyorlar. O hiç mesela dizide düşmüyor o adam. Evet. Hep böyle en üst perdeden devam ediyor Anjinsan'ın hikayesi. Anjini durduramıyorlar ve Anjini artık ben bunları neden alıyorum? Ben bunu neden hak ettim? Yeter ben bunları istemiyorum. Bana gemimi verin ben Portekizlere saldırmak istiyorum dedi Toranaga'ya. Toranaga da aslan. Sen bir rahatla sen çok gerilmişsin deyip Anjini gönderdi ve Mariko'ya ne dedi? Mariko kızım sen al şu Anjini akşam bir keraneye götür orada bir güzel rahatlasın dedi. Abi yalnız köydeki tek fahişenin Kiko olması yani beni biraz üzüyor yani hani bilemiyorum. Orada bir de biliyorsun Kiko'nun şeyle bir ilişkisi vardı. Yabusere'nin yeğeni. Obi miydi? Obi bravo süper hatırladın. Hayatta hatırlamayacaktın. Tebrik ediyorum seni. Obi'nin yeğeniyle bir ilişkisi vardı. Orada bir Kiko muhabbeti oldu ki o bölüm bayağı uzun sürdü ya. Yani dizin son 20 dakikası falan orada Kiko, Mariko ve Anjini üçlemesinin hikayesini dinledik yani. Geçen bölüm dörtlü olmadı. Bu bölümde Toranaga Mariko'ya sen de git onunla beraber takıl deyince ben dedim kesin üçlü olacak. Ama ne yazık ki üçlü de olmadı. Ama üçlüden... Bu bölüm daha seksi bir sahne oldu abi. Yeri gelmişken bu sahneyi konuşmak gerekiyor. Anjini gidiyor Kiko'yla beraber olacak. Kiko keranenin neden olduğunu anlatıyor. Diyor ki insanlar buraya bir şeylerini unutmaya gelir. Dertlerini unutur, kederlerini ya da başarısızlıklarını unutur. Ne olduğunun önemi yok. İşte sen buraya geldin, hoş geldin aslan yiğidim falan filan. Kızı veriyor böyle. Anjini'ye hoş geldiniz. Bu bölümde şarkı söylüyor. Kişisel bir şarkı söylüyor. Kişisel bir şarkı söylüyor. Kişisel bir şarkı söylüyor. Kişisel bir şarkı söylüyor. Ve güvenliği için. Bir mükemmel anı yaratmak için. Bütünü yaratmak isteyeceğini. İçini ne istiyorsanız. Aşkımı açmıyorum. Aşkımı açmıyorum. Şimdi burada. Aşkımı. Bir tanem. Aşkımı. Aşkımı. Aşkımı. Aşkımı. Aşkımı. Aşkımı. Aşkımı. Aşkımı. Aşkımı. Aşkımı. Aşkımı. Kiku'nun sözlerini anlatırken, daha doğrusu çevirirken Mariko sahnede tek o kalıyor. Ve yavaş yavaş Kiku'nun sesleri arka plana giriyor. Ve sadece Mariko Anjine bir şeyler anlatıyor gibi oluyor. Sanki o noktada Mariko kendi dertlerinden, tasarlarından kurtulmak için o an Anjine'le, John'la beraber olmak istiyormuş gibi bir izlenim veriyor. Yönetmen. O benim çok hoşuma gitti. Çok seksi bir sahneydi bence. Evet evet o güzel bir sahneydi. Ama ben daha çok şey gibi onu yorumladım açıkçası. Yani Kiku'nun yerinde Mariko yine kendini koyup Anjine'i kendisi hissetmek istiyor gibi yorumladım. Ya o çok haklısın. Daha önce de bir yaşamışlıkları falan var ya bu arkadaşlarımızın. Öyle olduğu için sanki evet orada Kiku var ama aslında hani Anjine'nin sahibi benimmiş gibi bir şey hissettim ben orada. Çok haklısın. Çok doğru hissediyorsun. Ben aynı şeyi hissettim. Zaten ayağa kalkıyorlar. En son Kiku diyor artık Anjine sen gel diyor. Mariko diyor istiyorsan sen de gelebilirsin. Ama Mariko Anjine çevirirken sen gideceksin diyor. Hani benim de gelme ihtimalim var gibi bir şeyden bahsetmiyor Anjine. Anjine'yi göndermeye kalkıyor yani. İkisi ayağa kalktığı zaman Anjine de Mariko'nun yanından geçerken eline dokunuyor. Mariko da elini çekmiyor. İkisinin aslında bir sonraki bölümlerde daha fazla yaklaşacağını, daha fazla beraber olacağını gösteren bir sahneydi. Bunların ilişkisi derinleşir abi ben sana diyeyim. Zaten hani bir yer yapmışlardı. Şimdi olayı şeye bağlıyorlar yani o bir biz bunları bir seviştirdik ama olay sadece sevişme değil yani biz aslında duygusal bir bağdan bahsediyoruz orada. Muhabbet oldu diye düşündüm ben. Bu şeye ne diyeceksin ya? Ochiwa'nın Toronaga'dan tiksinmesi olayına. Niye bu kadar nefret ediyor bu adamla? Benim anladığım şey Ochiwa babasını öldürmek için. Babasını öldüren ısı kişinin Toronaga olduğunu düşünüyor ve o yüzden ona saldırmak istiyor. O yüzden ondan çok fazla nefret ediyor. İsmail de hemen Ochiwa'nın iki günlük kadının gazına geldi yani. Şeye ne diyeceksin peki? Herkesi rehin almasına. Abi Ochiwa dedi ki artık buna bir çözüm bulmalıyız dedi. İsmail de tamam artık dedi o zaman sen ne istiyorsan onu yapayım Lady'im dedi. Ve herkese esir aldı. Adam tam yani Ochiwa aslında tam Puppet Master hani kuklacı. İsmail de çok güzel bir adam. Ochiwa'nın bir kukla oldu ve Ochiwa ne derse onu yapıyor. Gerçekte de böyle değil mi abi? Kadınlar ne derse olmuyor mu? Bu şekilde çok kolay bizi ellerinin altına almıyorlar mı? Evet evet doğru. Yani o zaman Shogun için hayatın ta kendisi diyebilir miyiz? Eğer hayatı daha iyi anlamak istiyorsanız izleyeceğiniz dizi Shogun'dur. Aynen yani toplum içindeki yerinizi merak ediyorsanız Shogun'u izleyin. Maksimum busunuz yani. Hahaha. Lütfen lütfen! Bunun için gerek yok! Hatamotu olarak korumalısınız. Bu vatan arıza! Hayır! Hayır. Mariko sama anjin sama ni oşattı kudasarimasen. Teppou wa watakushi ni o azuke kudasare to. Fuji sama'ya silah verin. O sizin konsolun. Onları korumak için hayatını vermeyecek. Ben kendimi korumak için çok iyi koruyabilirim. Anjin sama! Abi sen şey ne diyorsun peki? Torunaga'nın herkese üçlü çektirmesine hani böyle bir ooo. Ooo. Ooo. Hahaha. Hahaha. Çok güzel bir noktaya dem vurdun. Onu bilmiyorum ya herif her bölüm birine birine neyi çektiriyor. Ya böyle ruhuna falan bir şeyler yaptı. Ölmüşlerin ruhuna olsun falan felçmek yaptı. Ama yani kimsede yadırgamıyor. Demek ki normal bir proses bu. Niye düşünüyorum. Ve bunu iki kere yaptı. İlkinde bir şey olmuştu. İkincisinde işte hadi artık savaşıyoruz der gibi milleti gaza getirdi. Ben orada gaza geldim bu arada he. Ooo. Ooo. Ooo. Dediği zaman. Abi ben ilk ilkinde ben gaza gelmiştim. Hani şu orduyu falan getirdiğinde de böyle şimdi ikinciye üçüncüye olunca yani o ilk baştaki enerjim gitti benim yani şu an o kadar gaza gelemiyorum yani. Şimdi her bölüm yapınca olayın şeyi gitti yani. Ama mesela ilkinde iyiydi yani böyle ordu getirdikten sonra. Ama şimdi o kadar gaza gelmedi. Yani o kadar gaza gelmedi. Yani o kadar gaza gelmedi. Yani o kadar gaza gelmedi. Yani o kadar gaza gelmedi. Yani o kadar gaza gelmedi. Yani o kadar gaza gelmedi. Ya burada da şimdi zaten o şeyin yarısını kaybetmişsiniz yani. Bütün asker toplamışsın sağdan soldan iki dakika işim var ben geliyorum hemen deyip orada 100,000 kişi getirmişsin. Ordunun yarısı toprağa gömülmüş. Ya buna üklü tisu ya. Ya buna üklü tisu. Ya buna üklü tisu. Ya ona üklü tisu. Ya buna üklü tisu. Ya ona güvenme. Ya ona mücadele et. Ya ona güvenme. çekti. Çektirmeyin artık kardeş. Aa doğru ilk sahne oydu. Çok iyi hatırladın abi. Evet. Yani bütün ordunun yarısı gitmiş. Orada ole falan çekti. Bu hoş değil. Toplum buna pozitif karşılamayabilir yani. Ama tabii Toranagra'yız. Yine bir bildiği vardır diyoruz bu noktada. Benim bu bölüm şey çok dikkatimi çekti. Toranagra her sahne çok güzel elbiseler giyiyor abi. Anjini de gitti işte en iyi generali haline getirdi. Ama abi Anjini hala kimonosu ile geziyor ya. Hani adamın kıyafeti bir türlü değişmedi. Tabii onu ben de katılıyorum. Toranagra sürekli bir değişik giysiler giyiyor. Ya Anjini abi bir şey vermişler. Çarçaf mı diyeyim ne şimdi? Bornoz. Herif bütün sezonu bornozla geçirdi. Ya bir de bu Toranagra'nın giydiği giysiler artık böyle en son coştu ya adamın. Böyle Cengizhan gibiydi en son şeyde. Değil mi abi? Vatkası vardı ya. Evet abi adam iyice coştu yani. Bilmiyorum. Yani bir fashion idol diyebiliriz yani Toranagra için aynı zamanda. Tam bir ikon abi. Bu bölümde bir de şey oluyordu ya abi. Kapalı teyzemiz Oçiba'yla nasıl tanıştığını anlatıyor. Oçiba aslında babası öldüğü zaman Tayko'nun yanına geliyor. Tayko da o başı kapalı teyzemizle evleniyor. Tabii teyzemiz o zaman açık. Evet güzel giymiş falan filan böyle. Tayko'nun en gözde eşi galiba. Sonra diyor ki ya ben Tayko'ya çocuk veremedim. Bir veliaht veremedim. Bunu sen yaparsın diyor. Her şeyi kaybettiğin gibi her şeyi kazanmasını da bilirsin diyor. Abi o teyzemiz aslında çok önemli bir teyzemiş. Ben onu daha önce anlamamıştım. Ve o teyze aslında Oçiba'ya şey de diyor. Sen şu an İsmail'le berabersin ama yanlış adamla berabersin diyor. Yanlış adamı kendine olarak belledin diyor. Aslında o da Torunaga'yı yönlendiriyor. Çünkü o başı kapalı teyzemiz Torunaga'nın arkadaşıydı. Bu başı kapalı teyzemizin olayları neden bu kadar nötr olduğunda ben anlamış değilim abi. Onun lafı geçer aslında yani bir şey dese herkes onu dinleyebilir. Yani bunu güzel değindim. O teyzemizin şeyini ben tam algılayamadım ama böyle wise bir ablamız yani hani olaylara hakim daha önce bu dizinin bütün sezonunu izlemiş ve yorum yapan biriymiş gibi imajı veriyor falan. O yüzden ya onun o kadının dediği her şeye ben çok itimat ediyorum yani gerçekten. Bu dediyse doğrudur diyorum. Niye bilmiyorum ama öyle bir şey aldı beni. Yani o şeyi veriyor bana bilmiyorum. Yani ne dese doğrudur diyorum. Ama neticede şey yani. Çok arada nadiren giriyor. Böyle to the point yorumunu yapıyor ve çekiliyor yani. Mesela bu bölümde de 13 saniye falan gözüktü aslında. Başka yaptığı hiçbir şey yoktu. O yüzden bu diziyi izleyenlere tavsiyem başörtülü kadını takip edin. Dediklerini önemseyin. Bir yerde doğruluğu siz de bulacaksınız diyorum. Abi bölümü çok doğanlık anlattık ama bence iyi oldu. Çünkü bu bölümde farklı farklı politik olaylar vardı. Onun haricinde flashbackler vardı. Onun haricinde pek bir şey yoktu. Savaşı daha da hazırlandık. Aynen. Aynen aynen. Ya bu bölümü abi 3 ana bölümde özetleyebilirim ben. 3'e ayrılmış. İşte Moriko ile Ochiwa'nın geçmişine bir den vuruyoruz. Oradan hani bu olay buraya nasıl geldiği öğreniyoruz. Hani 2. bölümde biraz daha böyle dağınık olaylar var. Hatta 3. bölümde de birazcık böyle dağınık şeyler var. Hatta bunlardan birkaçını da soracağım sana şimdi. Örneğin şeye vurgu yapıldı. Yani dediğin gibi yani biz savaşa hazırlandığımız belli. Bu bir kızıl sema olayı var. Kızıl sema mı? İlk başta biliyorsun bu Toranaga'yı buna hazırlamaya çalışıyorlar. Yani işte tek seferde Osaka'ya dal bitir bunları diyorlar. Ama işte Toranaga biliyorsun yani öyle bir abi değil. Ya ben öyle ölüm falan falan beni böyle şeylere bulaştırmayın falan diyor ama dizinin de sonunda okey diyor tamam saldıracağız. ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... Yani gerçekten çok böyle dağınık anlattık. Parça parça anlattık ama. Bir de Toran Agan'ın kardeşine vurgu yapılıyor yani 3-5 seferdir. Özellikle sonunda yani gel ya bu elemanı da müttefik alalım falan falan dediler. Ya o adamı fena merak ettim ben. Çünkü göstermediler bu bölümü. Bir tane bir kardeşi var ve o kardeşinin ona yardım edip etmeyeceğine pek emin değil gibi. Yani kardeşime haber vereyim o da bize katılırsa gibi bir şey diyordu. Ya ben de çok emin gibi algıladım. Ya çünkü şöyle şu yüzden öyle algıladım. Yani acayip vurgu yaptılar ya o mevzuya. Ya zaten hani şu an bu haliyle biz Osaka'yı alamayız. Ya buna bir müttefik ayarlayalım durumu olmuş yani gibi geldi. Çünkü şu gün şu dakika ve şu bölümün bu noktasına kadar böyle bir kardeşten hiç bahsedilmemişti yani. Aynen abi ben de aşırı merak ettim o sahne olduğu zaman kim lan bu Aslan Yiğit falan diye düşündüm yani açıkçası. O yüzden kardeşi merak ediyoruz yani. Yavuz Selin'in yeniden bir vasiyet yazdığında ne diyorsun ben onu yorumlayamadım. Ya Yavuz Selin'in niye zırt pırt vasiyet yazdığını da ben zaten çok anlayamadım. Abi zaten şu an sen oradasın da yani fasulyeden orada gibisin yani. Zaten Toranaga orada kral gibi yani böyle toprak falan bölüştürüyor kafasına göre. Ya sen neyin vasiyetini yazıyorsun onu anlayamadım yani. Yavuz Selin'e bu bölüm çok fazla yoktu zaten. Onu birazcık. Çok da arka plana itmişlerdi bu bölüm. Ama hani Yavuz Selin'den hep aynı vibe alıyoruz yani hani ortamı koklayan. Bir bakalım hani bir başlasın durum ona göre tarafımızı seçeriz insanı. Tam o insan ölüme yakın olduğunu hissettiği zaman mı vasiyet değiştiriyor onu anlamadım bir. İkincisi dediğin gibi abi sen ölürsen zaten İsmail seni öldürecek muhtemelen savaşı kaybetmiş olacaksın. Vasiyetin ne yani ne işe yarayacak aslan. Belki Japon kültüründe bir şey vardır abi. Olabilir. Olabilir. Japon kültürü demişken Mariko ile Fuji kerhanenin patronuna yani Manukyan'a gittikleri zaman pazarlık yapıyorlar. Kiku ile Anjin bir gece bizde olacak işte. O da diyor ki aa diyor o zaman 500 diyor. Sonra. 200. 200. 200. 200. 200. 200. 200. 200. 200. 200. 200. 200. 200. 200. 200. 200. 200. 200. 200. 200. 200. 200. 200. 200. 200. 200. 200. 200. 200. 200. 200. 200. 200. 200. 200. 200. 200. 200. 200. 200. 200. 200. Pazarlık olurken çay içiyorlar. Çay içerken abi kamera sürekli onların ellerine zoom etti. Fark ettin mi? Böyle garip garip hareketlerle bardağı falan bıraktılar. Muhtemelen o hareketlerin çay içerken ki o el hareketlerinin bir anlamı var. Sen biliyor musun bu anlamları? Ya da sen dikkat ettin mi? Bana mı öyle geldi? Dikkat ettim. Öncelikle o doldurduğu şey sakeydi diye hatırlıyorum ben. Çaydan ziyade. Okey. Orada anjini yeşillendiriyorlardı yani sakeydi. Hayır hayır o değil. O değil mi? Nikola Puccin'in gidip pazarlık ettikleri sahnede. Hahaha evet evet doğru söylüyorsun. Yani demek ki abi Japon kültüründe pazarlık sünnettir. Yani bizde olduğu gibi. Diye yorumladım ben. Yani o pazarlık yapacaksın yani. Çünkü biri 500'den biri 100'den aştı. Yani gerçekten bir Türk usulü bir pazarlık oldu orada. Ama ortada da buluştular. Valla bravo. Yani işte bu da Japon harmonisi diyorum ben. Kaç elmişlerdi ya? 400 müydü en son? 300 müydü? O birim neydi onu da anlamadım. 500 Mona mı? Cookie mi? Öyle bir şey miydi? Yani neyin pazarlığını yaptığımız belli değil. Para mı? Fasulye mi belli değil abi. Pirinç mi? Ne yani? 500 Mona mı? Öyle bir şey demedi mi ya? Common mu? Öyle bir şeydi ya. Yanlış hatırlıyorum. Yani para biriminin ne olduğu belli değil. Bir kere likidite yok yani parada. Yani neyin pazarlığını yapıyoruz anlamıyorum. O yüzden ben mesela yorumlayamadım. Yani. Ucuza mı gitti? Kazık mı yediler ben yorumlayamadım ve bu beni rahatsız etti. Orada biraz daha spesifik olmasını beklerdim. Japon kültürün. Şey de diyelim abi. Anjin'in yıllık maaşı 600'e yükselmişti. Abi Anjin zaten yani adam zaten toprak aldı bir kere. Bir böyle 600 Mona mı verdiler? Yıllık değil mi? Bir şey verdiler. Aynen yok bir şey koku moku bir şey verdiler. Adama 600 bir şey verdiler ama ne verdikleri belli değil. Zaten onu anlatmak istedim. Yani orada mesela iki tane farklı birim döndü. Yani o fahişeyle dönen birim farklıydı. Adama verilen ücret farklıydı. Yani bu benim çok aklımı karıştırdı. Yani kazık mı yiyoruz? Kikikonun fiyatı normal mi? Oradan ne bileyim o arsadan kazanacağı para iyi mi? Bunu anlayamadık yani ve orayı yorumlayamadık. Bu da artık. Bizim eksiğimiz oldu yani bu dizinin bu bölümle ilgili. Abi sen bunları söylerken araştırma yaptın. Anjin'in maaşı 600 Rio'ymuş. 600 Monme. Ne? 600? Monme. Monme. O ne abi? İşte. Bak yine aynı şeyi yaşadım yani. Dizide de bunu yaşamıştım. Pardon 600 Rio'ymuş abi çok özür dilerim. R-Y-O. Ya hala bende bir çağrışım uyandırmadı. Yani bu para normal mi değil mi bilmiyoruz abi. Çok güzel bir nokta. Ve Kiku'nun price'ı da 300 Monme'ymiş. Ama sıkıntı şu Rio'yla Monme arasındaki çevrimi bilmiyoruz. İşte zaten sıkıntı o. Yani onu bilsek aslında işte Kiku ucuza mı gitti ne bileyim ya da John'un parası ne kadar iyi. Bunları çözebilirdik yani ama şimdi bunları çözemediğimiz için oradaki fiyat pazarlığı bizim için boş bir skeç oldu yani. Hiçbir şey anlamadık. Ya normal bir Japon köylüsü Kiku'yu bilmiyor. Bir gece satın alabilir mi? Sorsana cevabımız yok şu an. Cevabımız yok yani. Allah bilir bir Mono'da 18 Türk Lirası falan. Ya öyle bir şeydir kesin. Ben aslında Kiku'nun olayını biraz sana sormak istiyorum abi. Kiku gecenin sonunda Anjin'i evine kadar götürdü. Sanki orada Anjin'den etkilenmiş gibi davrandı. Yoksa bu onun hayat kadınının oyununun bir parçası mı? Ya tabii Kiku. Bunun şöyle bir. Avantajı var. Piyasada tekel. Yani. Kiku'dan başka bir hayat kadını yok dizide. Tabii öyle olunca da 500 Mono'ya artık Mono neyse olayı kapatabiliyor. Yani belli ki yüksek bir meblağ. Çünkü çok pazarlık döndüğü üzerinden biliyorsun. Yani işte sonuçta tabii öyle bir vibe da vermişler. O da hani biraz Moriko'yu da kıskandıralım da. Hani aralarındaki ilişkiyi izleyiciye verelim. Hı hı. Böyle hemen de şey yapmasınlar yani. Aslında o aradaki hala devam ediyor bunların arasındaki o elektrik vibe'ını verelim şeyi olarak algıladım ben. Kiku'nun hareketlerini. Muhtemelen bir sonraki bölüm ilgilenmez bir de yani. Öyle mi diyorsun? Ben ona emin değilim abi. Kiku bu. Kiku'dan ben hala bir oyun çıkacağını bekliyordum. Oyun çıkacağını beklediğim diğer bir karakter de Burito abi. Burito. Bölüm sonunu belki hatırlarsın. Yine Torana'yı üstü çektirirken bir Burito'ya. Burito. Kamera yaklaştı abi. Orada ben bir dedim ha. Sen de aldın mı o sahneyi? Burito'nun sahneyi aldım. Burito. Burito. Zaten John'u görünce bir seyiriyor herif. Bilmiyorum fark ettim mi yani. Adamın sol gözü seyiriyor falan böyle dudakları falan titriyor. Yani adama zindan ettiler ya hayatı. Bir de buna bir ara Toranaga 7 gün suspension verdi bunu. Bir şeyden dolayı. 7 gün eve giremezsin falan yaptı ya. Hatırlıyor musun onu o sahneyi? Hatırlamaz mıyım abi? Tabii terbiyesizlik ettin. 7 gün o eve giremezsin falan gibi bir şey yaptı. İşte 7 gün artık out herif. Yani bilmiyorum. Tabii bu tip şeyler adamı dolduruyor sürekli. Bu herif kesin böyle dengesiz bir hareket yapacak. Yani dizinin bir bölümünde canımızı sıkacak bizim. Keyfimizi kaçıracak belli. Çünkü dolduruyorlar herifi sürekli. Zaten tiksiniyor John'dan. Adam Mariko'yu sallamıyordu. Ama şu an öyle bir kıskançlık krizine girdi ki. Dediğinde o dengesiz hareketler. Her şeyi hazır abi. Direkt. Dünyanın en dengesiz hareketini yapabilir. Bir de zaten bu herif biliyorsun. En son savaştan tek kılıçla. 750 kişinin arasından bir şekilde kurtuldu. Zaten orada bir soru işareti var. Orada şu an hala emin değiliz. Yani oradan nasıl kurtulduğunu. Kesin oradan da bir şey çıkacak zaten de. Bu adamı böyle bir. Hani şerefsizlik yapacak yani. Anladın mı? Ona hazırladılar bizi bence. Ve zaten kaçıncı bölüme geldik zaten. Yakındır diye düşünüyorum. Şurada 4 bölüm kaldı abi artık. Brüte yapacağını yapacak yani. Yaptı yaptı. Yaptı yaptı artık. Son şanslar bunlar. O bir de çok kıskanıyor abi. Kiku'nun Anjin'le beraber takılmasına. O bir çok aşık herhalde Kiku'ya abi ya. O da bir dengesizlik yapabilir. Evet evet orada bir şey var. Bir de zaten şeye de tilt oldu biliyorsun. Bu adamın topçuların. Amiral, general, yüzbaşı, onbaşı ve subayı olmasına bozuldu yani. E bir de zaten Kiku'yla da birlikte olunca Anjin. İyice keyifli. İyice keyifli kaçtı yani onun da. Ya abi 3-5 tane şey var ki karakter. Bunlar her an bir saçmalık yapabilir. Koronaga'nın oğlu birincisi. Bu Omi. Ya bu serinin yeğeni yani. Bir de Burito. Ya bu üçlünün ya biri ya hepsi aynı anda bilmiyorum. Ya bir faal bir şey olacak yani diye düşünüyorum. Abi birisi eziklikten diğer ikisi kıskançlıktan çok faal şeyler yapabilir. Demek ki buradan Seven filmine geliyoruz abi. Hahaha aynen. Böyle şeylere fazla takılmayın. Hayatınızı yaşayıp mutlu olmayın bakın yoksa. Hahaha. Yoksa keyfiniz kaçar. Hiç gerek yok kanka. Abi ben artık savaş gelsin istiyorum. Abi ben de artık savaş gelsin istiyorum. Yani tamam artık ısıt da ısıta kaynadık yani. Tamam artık başlasın ya şu savaş. Ya bir de zaten dedi bizimki. Şogan olacağını söyledi. En son biliyorsun böyle sittiri çektiler köy. Yani dünyanın geri kalanını. O yüzden artık hani bu noktada zaten adam saldıracağını da söylediği için. Aynen. Artık kimse tutamaz yani. Bir tek şu an adam birazcık zayıf kaldığı için işte o hiç bilmediğimiz kardeşini entegre edecekler. Onu da muhtemelen önümüzdeki bölüm görürüz diye tahmin ediyorum. Onunla birlikte bir sonraki bölümde de artık kan gövdeyi götürür bence. Peki sence bu Portekizliler savaşça kimin yanına gelecek? Bu bölümden sonra benim biraz fikrim değiştiği gibi geldi ya abi. Ya abi. Şu iğrenç saçlı adam yani tepesi kazık sadece yanları bırakmış olan arkadaşımız zaten hani Toranagaya mı yamaçsak vibe'ı verdi orada. Çünkü onların derdi şey zaten hani ticaretin devam etmesi aslında. Yoksa onu kesmiş biçmiş falan umurlarında değil yani. O ticareti de safe olarak devam etmesi için Toranagaya'yı yakın görüyorlar. Bence bu adamlar bir noktada Toranagaya'ya yamaçacaklar. O noktada en son nokta olur yalnız diye düşünüyorum. Saçmış. Yapamazlar bu adamları. Aynen. Bu savaşın sonuna doğru hani onlar böyle son vurucu hamleyi yaparlar gibi hissettim. Çünkü zaten dikkat et hiç Portekizliler işin içinde yok yani. Tamam orada bir ticaret var bunlar başında. Şu an ticaretleri bozuldu. Keyifleri kaçtı falan. Hani bu kadar ya. Adamlar başka hiçbir şeye karışmıyor yani. Ama bir noktada karışacaklar herhalde. Yoksa diziye çok müdahil etmezlerdi diye düşünüyorum. Çok haklısın abi. Bana da o vibe verdi ama ben daha önceki bölümlerde şey demişim. Muhtemelen Portekizliler. Savaşta öbür adamların yanında olur. Ve bizim Anjin onlardan intikamını o şekilde alır demiştim ama. Bu bölüm Portekizliler biraz Toranaga'nın yanında olacakmış. Hani Mariko kendini öldürmek istiyor ya. Babası sepiku yaptı o kendi yapamadı. Ve onun utancıyla yaşıyor. Evet. Bu bölümde Toranaga diyor ki işte kardeş diyor. Aslında baban seni evlendirdi. Çünkü senin gidip onun savaşını bitirmeye hissediliyor. Uzak tutmak için. Mariko da eli baya iyi kılıç yutan bir yiğit. Bir kadınmış. Onu da gördük. Eğitimlerde inanılmaz döktürüyor. Muhtemelen savaşacak. Ama ben şeyi anladım abi. Şimdi evde olduğu için kendini öldüremiyor. Ayrılırsa kocasından bu sefer de Hristiyan olduğu için öldüremeyecek. Çünkü Hristiyanlıkta ne abi? Kendini öldürmek günah. Diğer dinlerde olduğu gibi. Mariko aslında ölmek istemiyor mu abi? Neden Hristiyan olmuş? Ya abi aslında Mariko ölmek istiyor da. Brito. Brito da ona ölmesine izin vermiyor. Evet. Onu söyledi. Bir dakikada. Bir ara. Aslında işte her yıl kendini öldürmek istiyor. Ama ben onun işte yaşamasına müsaade ediyorum falan gibi bir şey söyledi Brito. Brito. Zaten Brito. Brito. Başka bir bokada yaramıyor yani. Tek dizideki amacı Mariko'nun ölmemesini sağlamak. Onu o şekilde dizginlemişler gibi algıladım ben. Tam bilemiyorum ya. Bu çok böyle buraya çok vurgu yapıldığı için. Mariko. Bir noktada ölür vibe'ını aldım ben. Evet abi. İzleyerek söylüyorum ki. O kadını öldürürler abi. O da huzura kavuşur. Ben sana söyleyeyim. Ha bu önümüzdeki bölüm mü olur? Hayır. Sonraki bölüm mü olur? Hayır. Ama son iki bölümden birinde gider abi bu kadın. Bak buraya yazıyor. Kesinlikle. Mariko peki kendini mi öldürür yoksa öldürürler mi? Ya bence savaşarak ölür. Ya onu böyle kendini öldürmezler. Şimdi o böyle birazcık hafif şey bir ortam oluştu çünkü. Yani aslında güçlü bir kadın. Falan durumu var ya. O yüzden bence savaşarak ölür diye düşünüyorum. Kesin Oçiba falan öldürür bunu. Böyle iyice sinir ederler bizi. Hatta Mariko Oçiba'yı öldürme şansı varken öldürmez. Ama Oçiba ilk fırsatta öldürür. O savaşarak öldürmez. Aynen öyle bir rezillik olur yani. Yine canımız sıkılır. Zaten yeterince canımız sıkkın değil gibi bir de buna sıkılsın. Aynen biraz da buna sıkılırız yani. Abi o zaman ben son olarak şunu söyleyeyim. Dizinin bu bölümüne kadar iyi geldik. İlk başlarda uyuduk falan. Sonra ilgimizi çekirdik. İlk başlarda uyuduk falan. Ama abi artık lütfen action'a dönsünler. Çok hızlı bir şekilde. Böyle 3-4 bölüm savaş görelim. Taktikler görelim. Kopan kafalar falan görelim. Yoksa biraz beni sıkmaya başladı. Bu bölümün giysileri, sanatı, görüntü yönetmenliği falan o gibi şeyler çok hoşuma gitti. Ama artık biraz ekstra bir şey istiyorum. Mesela deprem sahnesi güzeldi. Depremin arkası sahnesi bok gibiydi abi bu bölüm. Yani o kadar basit ki. Adamlar ot süpürüyordu yani yerde. Onu görünce bir sinirlendim. Dedim bari savaşa geçeyim de artık biraz gözümüz şenlensin. Vallahi sana katılıyorum ya bu noktada. Yani savaşa hazırlık bölümü çok uzun sürdü ya. Yani kaçıncı bölüm? Zaten 3-4 bölüm kaldı. Yani hala böyle orada politik şeyler yani. Yeter arkadaş. E bir de abi o kadar abarttılar. Mesela bir önceki bölüm deprem olayını abarttılar. Herifin ordusunun yarısı yok oldu. Bu bölüm hiçbir şey olmamışçasına devam ettik. Yani anladın mı? Öyle iki tane mum yakmışlar tamam dediler devam ettiler yani. E gitti abi ya ordun gitti senin. İşte o yüzden zaten adamın kardeşini bence invol ediyorlar. Torunagın kardeşini şey yapıyorlar yani diziye katıyorlar. O da o çiva bacımız gibi biraz atarlı biri olursa işte o zaman işler kızış. Aynen. Artık onu bekliyoruz bundan sonraki bölüm. Söyleyeceğin kaldı mı abi? Çok dağınık anlattık ama bence dikkatli dinleyiciler baya bir şey anlıyor. Anlamışsın. Yani bunu anlayabilmeleri için bu bölümü izlemeleri lazım. Bu bölümü ancak izleyen bizim şu konuşmalarımızdan bir şey çıkarabilir. Eğer hiç izlemediysen yani çok anlamsız manasız bir program olur yani. İsmail kim? Yavuzeli kim? Ne oluyor? Yavuzeli Fransız değil miydi? İsmail. Aynen. Bir sonraki bölümde görüşmek üzere diyelim mi Atu? Peki o zaman bir sonraki bölüm görüşmek üzere. Altyazı M.K.