Succession S01E02: S... Show at the F... Factory

Succession S01E02: Logan hastanede can derdindeyken şirketi kurtarmaya çalışan Kendall, kavga eden Shiv ve Roman, kız arkadaşıyla öpüşen Connor ve karaktersiz Tom ve Greg’i enine boyuna konuştuk. Bunları konuşurken Amerika seçimlerini yorumlamayı da unutmadık.

Bölüm İncelemesi

Trump'ın oynadığı kaç film var biliyor musunuz? Benim bildiğim iki. Biri Evde Tek Başına, ikincisi bu. Oyunca da bile bilmiyordum. Evde Tek Başına'yı hatırlıyorum ben. Sanki çocuk bir şey soruyordu da o bir şeye cevap mı veriyordu? Karşılıklı konuşuyorlardı. Ben onu hatırlıyorum. İyi çocukla anlaşabiliyordu yani adam. Güzelmiş. Sandra Bullock dedin, korktun pandik falan atıyordu. İyi bari. Gerçek hayatta olsa kesin yapmıştır. Ama filmde senaristler adamı edepli hale getirmiş. Ama bak bu iki film... Bu iki film sayesinde bence adam ikinci kez seçildi. Bana öyle geliyor. Tanıdık yüz diye mi seçildiğini düşünüyorsun? Tabii oğlum. Yani bak şimdi Trump'ın karşısında kim seçilebiliyordu? Dur dur. Bunun programı vardı ya. Hatta Türkiye'de de yayınlanmış olabilir. Birileri geliyordu sanki. Bu da onları eğitiyordu. Apprentice mi? Çırak, mırak öyle bir şey vardı. İnsanlar geliyorlardı. Onlar böyle iş adamı olmaya karar vermiş kişiler falan. Bu da onları artık bilmiyorum firmaları mı var artık şirketleri mi var. Oralara götürüp oralarda yapılacak işleri anlatıyorlardı. Sonra herkes puan kazanıyordu gibi. Çok güzelmiş. Bu adam kendisi batık durumda olan bir adam değil mi? Bütün biznesleri falan hayvan gibi borçlu. Fail etmiş bir businessman yani bu aslında. Onu sen bileceksin bence. O kadar piyasalardan haberi olan sen bileceksin. Bence o kadar piyasalardan haberi olan sen bileceksin. Öyle mi? Bu şimdi bir tane medya hissesi çıkarttı bastı ya Pablo'ya. Onun durumu falan da bilmiyorum da önceden de her yerde Trump tavrı vardı. Taykundu yani bu adam. Ne yapıyordu çok bilmiyorum ama. Sadece haberleri okudum. Demokrat haberleri olabilir boklamaya yani. Çok borçlu. Yapamıyor falan gibi. Abi demokrat demişken biriniz bana hangisinin demokrat hangisinin cumhuriyetçi olduğunu ve nasıl akıllı olduğunu anlatıyor. Biriniz bana hangisinin demokrat hangisinin cumhuriyetçi olduğunu ve nasıl akıllı olduğunu anlatıyor. Ben de aklımda tutmam gerektiğini söyleyemiyorum. Ben hep karıştırıyorum. Kimin şu an ne olduğunu biliyorum ama bir sonraki seçime kadar yine duymayacağım. Şeyden Star Wars'tan aklına gelsin. Star Wars'ta kötüler de şey değil miydi cumhuriyetçi değil miydi? Star Wars'ı izlemedim ki ben. Renklerden git. Renklerden git. Kırmızıysa cumhuriyetçi. Mavi ise de demokrat diye düşüneceksin. Kırmızı. Cumhuriyetçi. Cumhuriyetçi. Türk bayrağından da akla gelirim. Türkiye Cumhuriyeti. Süper. Seçim sonucu beni çok şaşırttı. Ben Kamala'nın nedense kazanacağını düşünüyordum. Ama olmadı. Çok üzüldüm. Ben Trump'ın kazanacağını düşünüyordum ya. Kamala'nın kazanabileceğini hiç düşünmedim hatta. O kadar olay oldu bir de. Suikastten dolayı mı diyorsun onu yoksa genel bir görüşün mü var? Ya suikastten dolayı oldu. Biden çekildi. Her şeyi de biliyormuşum. Kamala geldi ama mesela konuşmalarını çok eleştiriyorlardı kadının. Sonra bir de suikast oldu. Trump bir de öyle fotoğraflar falan verdi değil mi? Böyle yumruk havada falan. Onlar iyiydi bence. Ben böyle hani ülkemi ayağa kaldıracağım falan gibi bir misyonla geldi yani. Bayağı güçlüydü bence. O yüzden ben çok normal karşıladım. Sen neden Kamala'nın kazanacağını düşünüyordun? Ben umuyordum. Ama o umuyordu. O umman gerçekleşecek gibi düşünüyordum. Yani şey umdukça onun gerçek olduğuna inanmaya başladım. Yok. Sen manifest yapmışsın sanki. Öyle diyorlar ya. Aynen. O kadar dedim. Kamala kazanacak. Dünya daha güzel bir yer olacak. Trump'ı görmeyeceğiz falan diye düşünüyordum. Seçilenin önemi var mı senin için? Seçilenin önemi var ya maalesef. Benim için ne kadar var bilmiyorum da. Ben zaten Trump'ın kazanacağını düşünüyorum. Ekonomi problemlerden ötürü. Son dönemde bunlar tartışırken falan hani ikili tartışmalar oluyor ya. Amerikan başkan adayları arasında. Face off. Kamala orada öne çıktı aslında ama onun haricinde Kamala'yı favor eden bir durum ben görmedim peki. Abi biz üçümüz de Amerika'da değiliz ama bu kadar çok şey niye bildik ki? Niye bunu konuşuyoruz? Yok niye biliyoruz ya? Konuşabiliriz bence de. Abi bu arada Twitter'dan geliyor ya bunlar. Twitter feed'im Amerikalı adamla dolu. Biraz o yüzden. Elon Musk yüzünden mi acaba böyle her yere doldurdu bu siyaseti? Ama bir savaş var Amerika'da. O bana ilginç de geliyor. Takipte etmek istiyorum. Hani işte bu aşırı liberal left ile konservatifler arasında olan. Biraz abartıyor olabilir her iki tarafta birbirlerini de. Yine de ilginç işte solcuları sansürcülükle suçluyor mesela uzun zamandır Musk gibi adamlar. Musk gibi adamlar kendilerine sadece de demiyor moderate diyorlar. Yani Musk da enteresan eleştirilisi bir adam falan da solcular da herhalde bazı şeyleri birazcık abarttılar son on senede falan belki. O yüzden kendi başlarına bir bela aldılar gibi görünüyor. Bilmiyorum ama. Immigration bir problem. Enflasyon bir problem. Orta tabaka insanlara en çok vuran şeyler bunlar Amerika'da o yüzden de aşırı bir şekilde travm kazandı rahat bir şekilde. Yani en büyük açıklama bu gibi geliyor bana. O zaman Trump kazandı. Trump başardı yani bunu. Saksit etti dediğimiz. Peki ikinci bölümde Ayberk kim? İkinci bölümün kazananı kimdi? Randall. Randall'du değil mi adam? Kendall pardon. Randall açık ara kazandı doğru haklısın. Abi Kendall mı diyorsun sadece? Kendall. Sen izledin mi diziyi emin misin? İkinci bölümü. Şey değil miydi bu baba babaya stroke oluyordu sonra bunlar bir çil yavrusu gibi ne yapacaklarını şaşırıyorlardı falan. Aynen hastane geçen bu. Orada bir tek Kendall işte bir sorumluluk almaya çalışıyor. O da aslında duygusal olarak yıpranmış durumda. Ama aralarında işi de götürebilecek bir tek o varmış gibi görünüyor. Roman zaten bir boktan haberi olmayan bir adam. Shiv. Shiv zaten istemiyor bunu. O böyle bir üstün bir kadın da. Shiv'e çok kuruldum ben ikinci bölümde. Hiç hiçbir işe girmiyor. Ne bileyim şirketlerle ilgili hiçbir şey bilmiyor. Ama mesela Kendall diyor ki ya beni gösterdiler falan diyor. Yok sen olamazsın diyor. İşte birisi çıksa yok sen olamazsın falan diyecek böyle bir tripte. Niye bunları konuşuyoruz falan tribüne falan giriyor. Hatta şeyle konuşuyordu. Mars olayı vardı değil mi? Roman şey diyordu. Sen imza alamayacak mısın falan diyor. Yani imzalayacak kendisi. Hani Mars'ı olsun artık Mars'ı karar versin ben uğraşmayayım diyor mesela Roman. Shiv orada şey diyor. Nasıl ona mı vereceğiz falan. Yani bir gıcıklık tutturdu mesela ikinci bölümde. Ben bir şey yaptım. Nedir yani bunu? Derdin ne yani? Sen mi geçmek istiyorsun? Onu da söylemiyor. Müteahhit ne olur bilir. Abi Shiv uzun vadeli CEO'luğa yükselmeye çalışıyor. İmajı vardı bana ikinci bölümde. İlk önce mesela Tom'u önerdi hani. Neden benim erkek arkadaşım CEO olmuyor gibisinden. Araya girdi. Roman hani CEO olmayı çok istiyor. Zaten abisi gelip Kendall sen CEO ol ben CEO olayım dedi. Hemen atladı okey dedi. Kendall zaten bariz belirtildi böyle atlamaya. Kendall dediğin ya biraz önce. Kendall'ın bir sahnesi var ikinci bölümde. Ben o sahneye aşık oldum. Hastanede yere oturmuş baya yorgun çaresiz bir şekilde beklerken eski karısı geliyor. Orada baya kırılgan pozisyonda duruyor. O pozisyon şeyi sahneyi çok sevdim ben. Tam böyle ağlamalık bir sahne. İşte beni CEO yapmıyor kardeşlerim falan diyor. Şimdi de Roman'ın kavga sahnesi vardı onu hatırlıyor musunuz? Ooo efsane. Tom'un kaçışı var. Tom içeri giriyor sonra kaçıyor. Çok iyi ya çok iyi sıvıştı mesela. O Tom orada neden kaçıyor? Normalde karını yumrukluyor karının kardeşi. Ne yaparsın sen mesela? İçeri mi kaçarsın? Girer bir ayırırsın lan. Onun için mi tepki abi? Ya Tom direkt karakterini gösterdiği sahne o abi. Orada şey yapıyor. Ben de onların hiçbirine karışmayayım. Ne yaparlarsa yapsın ben fırsat bulup bir şeye atlayayım pozisyonda. O yüzden zaten şey yapıyor. O pozisyonda girip arada bir şey yapmıyor. Çünkü onları ayırsa Roman ona gıcık olsa bir tane de düşman edinmiş olacak. Ne olursa olsun. Şiv'in gönlünü kazansa da. O düşmanlık istemiyor kesinlikle. Herkese sürekli yalakalık yapıyor. Şey yapıyordu ya. Marsha'ya gidip hani şey diyor ya iş konuşmaya başlıyor böyle. Marsha Logan'ın başında beklerken. O salak bir adam biraz ya. Sonra da bütün acısını o zavallı neydi genç? Greg. Greg oldu. Ondan çıkarıyor. Bu bölümde Roman'ı çok sevdim ben. Çünkü orada mesela şey diyor. Yani Marsha'ya verelim. Karar versin de yani ne olacaksa olsun. Zaten hani. Babam da Marsha demiş. Ben de imzalayayım. Herkes de imzalasın. Ne olacaksa olsun. Daha karışmayalım bu işlere. Zaten hani başımızda bir dert var gibi bir şey vardı. Bir de ilgilenmiyor da yani çok şirketli. Atlamıyor da işe. Ya beni yapsınlar şunu yapsınlar bunu yapsınlar. O yüzden ben böyle. Aa dedim ya ne kadar tatlı falan. Kendola falan. Birisi bir şey dediğinde hemen bir yükseliyor. Aa ben mi olacağım ya? CEO mu olacağım? Şiv diyor ki. Aa CEO olamayacağım mı? Siz mi olacaksınız? Hiçbir şey bilmiyorum ama yine de olmak istiyorum diyor ama söylemiyor da. Rowan'ı oynayan adam da inanılmaz iyi oynuyor. Evet. Adam parlıyor resmen böyle çok iyi. Ev renkli karakter var kardeşler arasında. Bölümün kazanımı derken bence hani onu konuşuyorduk ya. Bence bölümün kazanımını bu arada Marsha abi. Doktorlar gelip ne yapalım diye konuşurlarken Marsha şey diyor işte. Başka hastaneye gitmeyecek burada tedavi görecek. Ben onun halefiyim ben ne dersem o olacak diyor. Kimse bir şey diyemiyor abi. O sahnede çok güzeldi. Of. Bossi bir kadın da ben bir içime sindiremedim o kadını yani. Niye bilmiyorum. Neyse. Sen kazananları sorduğunda aklıma bile gelmedi o karakter. Bir tek kardeşleri düşündüm. Marsha para için mi sizce evlenmiş? Yoksa seviyor mu? Yani şundan diyorum. Bölüm sonu şöyle bitiyor. Bütün kardeşler eve gidiyor. Arabada uyuyor hepsi. Marsha Logan'a gidip bakıyor böyle. Sonra yanındaki sandalyeye oturup üzerine battaniye çekiyor. O da orada uyuyor. Aslında bu çok büyük bir loyalty değil mi? Hı hı. Siviyordu olabilir. Bence seviyor. Bence Marsha'nın diğer çocuklara karşı olan tavrı şey. Ya bunları nasıl yetiştirmişler lanet olsun. Hani benim çocuklarım olsa ben bunları döve döve eğitirdim falan diyen böyle bir yüz tipi var sanki. Ve hoşuna gitmiyor yani onların tavırları. Böyle gıcıklık yapmaları falan hoşuna gitmiyor. Hatta hiçbir şey söylemiyor böyle bir problem gördüğünde. Böyle bir bakışı var orada. Bizimle uğraşacağım. İğreniyor değil mi? Aynen yani iğreniyor onlardan. Bence seviyor bence. Sevmişler zaten. Hani bu adam niye evlensin falan. O kadın niye evlensin böyle bir patronla işte. Çünkü bu da zordur yani bu adam. Bununla uğraşılır mı ya? Düşünsen derdini çekeceksin falan. Hayatın şey olur. Onu demek ki seviyor yani. Belki yatakta çok iyidir. Ne bileyim. Nasıl bir şey bilince direkt aklına. Logan mı? Ya ikisinin ten uyumunu da ben merak etmiyor değilim açıkçası. Gerçekten. Ya şimdi sendiye kadar hiç hayal etmediğimi fark ettim. Onları beraber. Halbuki karı koca bunlar değil mi? Bende bir eksiklik var. Marş'a göstermiyor pek ya. Yani hiç motifinin olduğu belli olmayan bir karaktere benziyor şimdilik. Yani seviyor mu sevmiyor mu? Para için mi evlendi? Ama çocuklara karşı Erkan'ın dediği şeye çok katılıyorum. İğreniyor birazcık o davranışlardan. İkinci bölümde vardı o davranışlar bayağı değil mi? Hani böyle çocuklar ya şunu yap da nasıl yaparsan yap havasında çok şey vardı. İşte ya şu trafiği çöz abi diyordu mesela. Taksiciye. Aşabilir miyiz şu trafiği? Hastaneye gidiyorlardı bu en iyi hastanevi en iyi odamı. Çok aşırı boş konuşmalar değil mi onlar ya? Haa yani hani sanki tam işte şey görmemiş zengin derler ya ya da yani bazı insanlar zengindir ama işler nasıl çalışıyor hiç bilmezler. Şu olsun da bu olsun da bir tek etrafa emir yağdırırlar yaptıkları tekodur. O çocuklar da birazcık öyle. İşte git şu zapları evden getir de nasıl getirirsen getir. Bu diyalog bu. Burada bitti diyordu hatta daha çok konuşmak istemiyordu. Parayla bir şeyi yapamayınca şaşırıyor şaşkınlık yapıyor. Hani babamı kurtaramayacak mıydı mesela? Hımm. Daha iyi bir doktor yok mu? Nasıl olamaz? Yani o şoklar çok iyiydi. Aynen bunların kopukluluğunu gösteriyor. Gidip doktora mı sorarsın ama ya en iyi doktor sen misin diye? Yani orada şeyin olmaz mı senin? Bir ne bileyim sonuçta oraya kadar gelmesin. Özel bir doktor. Şirketten birileri olur. Yani yo yo. Nasıl diyeyim? Zaten senin çalışanların falan olur. Oralarda olmuş olurlar. Onlar zaten belirlemişlerdir. Bu doktor iyi bu doktoru getirtelim falan diye böyle bir planlar falan yapılmıştır. Gidersin onlara sorarsın. Doktorun yüzüne karşı sen iyi misin ya? Bu o da iyi mi falan desen bile ne diyecek yani doktor? Yok ben iyi değilim. Siz bunu alın başka yere götürün mü diyecek yani. Çocuklarda da bir hafif bir salaklık da var. Bu bölümde ne vardı? Bir de şey vardı. Borcu vardı. Bir de bir şey vardı. 3 milyar dolarlık borcu vardı. Ona şok oluyordu. Kendal. Ayberk ile finansal analiz. Ben burayı aslında bir teknik analiz istiyorum. Ne olmuş? 1980'lerde Logan'ın çok para ihtiyacı olmuş. Parayı bir yerden borç almış ve demiş ki ben bu para borç olarak dursun. Hissesini dursun. Ne olur? Ne olur? Ne olur? Ne olur? Ne olur? Ne olur? Ne olur? Ne olur? Ne olur? Ne olur? Ne olur? Ne olur? Ne olur? Ne olur? Ne olur. Ya borcu affetmiyorsun. Hisse senin dediği 130 doların altına inerse bu 3 milyar doları sana istediğin zaman vereceğim gibisinden bir bahis oynamış anladığın kadarıyla. Bu benim anlamım. Borç yapılandırmalarında şeyler olabilir galiba işte. Hisse hem kulaklık hem de ülke. O yüzden de borç veren krediatörler hisse fiyatlarında oynamı olduğunda şeye tabi şey isteyebiliyorlar. Borcunun bir kısmını hemen isteyebiliyorlar. Intellect Buddha maskıyla ak compliqué braceleti diye. Mesela hisseyle bankalar derler. yapacaksın onu eğer. Daha fazla düşmeden bunun önüne geçelim gibi. Sanki aynen. Bir de hissenin düşmesi demek, business tazı orada demek. Hani collateral hisse olunca o biraz aşağıya bir spiral yaratabilecek bir durum aslında. Bankalardan borç almış olabilirsin, uzun vadeli olabilir. Yani ona benzemiyor pek anlık adıyla buradaki borç yapılandırması. Başka bir şey bu. Bunlar halka açık şeyler mi? Mesela yani bir şirketin var. Böyle dışarıdan da borç çekmişsin. Üstüne lehin falan bir şeyler gelmiş. Acayip derecede çekip çekip duruyorsun falan. Hisseyi alacak olan adam bunlara bakıp şey mi diyor? Ben bu hisseyi almam. Burada bir olaylar dönüyor mu? Diyebilir. Görüyorsa eğer borç yapılandırmalarını falan. Sonuçta borç ne demek? Senin şirketin cash flowlarından bir başka insanlara bir şeyler gidecek demek. Hissederlere değil de kreditörlere. Borç, yiğidin kamçısıdır. Borç bence sadece. Gidip Trump'tan isteyebilir miyiz? Çok borç yaptın artık ver falan gibi. İsteyemeyiz diye düşünüyorum. Ama Amerika'nın borcu nereye? Sana mı? Herkese ya. Herkese borcu yok mu? Sürekli bir tane bir yerde bir saat var ya. Borç yazıyor. Ne kadar Amerika'nın borcu var diye. Ödüyor ama Amerika borçlarını. Ödüyor mu? Diyor mu? Dışarıya olan borçları. Ödediğinde sıkıntı yok. Borç istediği kadar yukarı gidebilir mi? Bunu mu destekliyorsun? Yok. Onu demiyorum. Çünkü Türk'ü birazcık Amerika'nın borçlarını ödüyor. Amerika'nın borçlarını da kontrol ettiği için. Paramı basarım öderim borcumu yapabilir ama o kötüye kullanmak olur. Dolar sistemini. Onu da yapmamız lazım. O ince bir denge var işte. Onu yürümeleri lazım. Yoksa sisteme olan güven kaybolur. Sistem güven temelli bir sistem. Abi bu güzel bir köşe oldu. Ayverk'in ekonomik fikir dağıttığı, ekonomiyi ben çok iyi biliyorum bölümünün bu haftaki sonuna geldik. Yok bir bok bilmiyor mu? Yok ya. Yine de temel okul yazarlığın bu konuda iyi. En azından Erkan ve benden iyi olduğunu biz güveniyoruz. Senin dediklerine bakıp yatırım yapıp kaybeden varsa biz Ayberk'in tüm bilgilerini veririz. Rahat olun. Ayberk'e güvenip yatırım yapmaya devam edin. Bu işi Şamat gibi Sparq falan tavsiye etmeye başlarsan o zaman silin beni. Cancel'layın. Her bölümde bir tane stok tavsiyesi yap bize. Biz de alalım onu. Ya da satalım. Ya da evet. Bak ben sadece almayı biliyorum. Satmak diye bir şey de var. Satmak tricky biraz ama var. Satmayın satmayın. Alın dursun. Baş verin. Optimist olalım biz. Bizim podcastimiz öyle. Bir yarış değil. Peki bu diziyle Amerikan seçimlerini birleşir. Sizce Logan kime oy verirdi? Kamal'a mı yoksa Trump'a mı? Trump. Net Trump. Çok net. Logan eski adam. O belli olmaz. Roman kime oy verir? Bilemedim ya. Roman iki tarafa da verebilir. Roman'a. Bilemedim ya. Roman iki tarafa da verebilir. Roman'a. İki tarafa da verebilir. O random bir adam biraz. Onu renkli yapan da. Kamala'ya verebilecek olanı düşünüyorum şu an. Şiv. Tom verir. Tom çok net. Şiv verir. Tom, Şiv kime oy ver derse onu verir. Doğru. Güzeldi. Kendall kime verir? Greg Kamala'ya verir. Kendall da bence Kamala'ya verir. Pat. Katılıyoruz. Kendall böyle insanlığı biraz daha yüksek olan bir karakter değil mi? Kamala'ya verirmiş. Bence değil ya. Bir saniye. Bence değil. Kendall birazcık böyle sürekli kişilere oynuyor. Yani onu karşısındaki ne diyorsa ona birazcık yürüyor. Yani birisi karşı bir şey söylese durmayacakmış gibi orada. Bana samimi bir karakter gibi geldi iki itibariyle. Bu bölüm ben Kendall'a çok şey sempati duydum. Burası kesin. Tom ve Greg'den nefret ettim. Abi tek tek hani hepsine baktım. Marcia saygımı kazandı. Şiv brilliant joke takılıyor. O hiç hoşuma gitmedi. Fözet yaptı. Ama ilk bölüm sevmişti mesela. Fözet yaptı. Şu an böyle bütün dizi gözlerimin önünden geçti. Bu bölüm böyle geçti. Tatlısıyla, acısıyla. Ama bu dizide hiç gülmüyoruz abi. Bu eksiktik değil mi? Ben bu iki bölümde hiç gülmedim. Kardeşler birbirini gömerken gülüyorum ben. Aha laf sokmalarına. Kavgada bile güldüm mesela. Komikti orası. O komikti kesin. Ya acayip derecede birbirlerine çok şey laf sokuyorlar, konuşuyorlar. Böyle bir çok sertler yani. Yetiştirilme tarzları herhalde böyle. Çok sertler yani. Yetiştirilme tarzları herhalde böyle. Babalar bunları sürekli kafes dövüşüne sokmuş gibi bir halleri yok mu? Her yaşlarında en az bir iki kere böyle bir atmışlar bunları kafese. Örneğin öyle bir değnek atmışlar. Haydi bakalım ne yaparsınız yapın falan diye. Bunlar da birbirlerine girişmişler gibi. Hani şimdi biraz daha medeni olmuşlar. Ağızlarıyla yapıyorlar bu işi de. O ona giydiriyor, bu buna giydiriyor. Birazcık kardeşsiniz siz. Biraz beraber yürüyün aynen. Baba da kendine giydiriyordu zaten. Aynen. Kardeşler de onun azıcık salt versiyonunu birbirine yapıyor galiba. Baba kendini ağzına sıçmış çocukken. Çok zorlamış. Çocuk başarısız olmuş. Hani ilk iki bölümünü sadece izlesem bunu derdim. Şif işte kızım canım benim deyip okutmuş. Akıllı, usta olmuş. Aile şirketinden uzakta kendi hayatını kurmuş. Ayaklarının üstüne basıyor falan böyle. Zaten en büyük adını bile bilmediğimiz. O zaten hayattan sormuş adam. Her şey babadan geliyor bence. Aynen öyle. Abi baba çok büyük sıkıntı. Şu ekmek yapanı diyorsun değil mi? Hakikaten adını bilmiyorum bak. Unuttum şimdi düşünüyorum. Tom muydu adı? Tom değil. Tom, Şif'in erkek arkadaşı. Pardon. Hepsini öğreneceğiz zamanla. Daha ikinci bölümdeyiz. Anca oturuyor. Hani bazıları şimdi şey diye olabilir ya bu isimleri nereden hatırlıyorlar bunlar falan öyle bir şey varsa. Ben açıkçası her bölüm konuşmadan önce bir girip kimdi diye bakıyorum. Yani benim kafam o kadar almadığı için. Ha bunun adı Tom'du diyorum. Bir Google'dan kest yazıyorum ben. Bir avukat vardı mesela onu hatırlayamadım. Şimdi siz konuşurken düşündüm de. Frank avukat mıydı? Ya şu hani Kendall'ın gel başımıza geç dediği Logan'ın kovduğu adam kimdi? Şu eski kurt adam. Ha okey. Aa kadın kimdi bak o vardı kadına diyor sen şirketin başına geç diye roman. Kadın Jerry. Jerry. O da biliyormuş borcu geçmiyor. Hımm. O kadının olayı neydi ya? Şu an şirkette ne yapıyor o kadın? Romanın yanaştığı kadın. Abi şu an pozisyonuyla ilgili bir şey öğrenmedik. Ama Jerry hani şirketin bütün işlerini yapan Frank'le beraber en önemli kilit insanı. Değil mi öyle bir şey? Zaten kendine borcu olduğunu söylerken şey diyor ya sadece Frank babam ve ben biliyoruz diyor. Yani bütün her şeyi o kadın biliyor. Hımm. Ne derler buna? Kirli çamaşırların hepsini filan birisi Jerry. Kritik onu işten çıkarmazlar. Ay bak biz Arkanda diziyi biliyoruz. O yüzden sana özellikle şunu sormak istiyorum. Hafif bir spoiler olacak bu sana. Jerry ile Roman'ın ilk konuşma sahnesi, ilk yaklaşma sahnesi. Aklında ne kaldı? Ne hissediyorsun onlarla ilgili? Var mı böyle ufak bir sence elektriklenme? Ya da birbirlerine yakıştırıyor musun? Cins... Cins... Cinsel elektriklenme. Roman'dan herkese cinsel elektriklenme olabilir. Onda öyle bir enerji var. Jerry'nin pek taktığını zannetmiyorum. Birbirlerine yakışmıyorlar canım. Yok hiç, hiç o küsüm. Yakıştıramadın birbirlerine. Yok hiç, hiç, hiç yakıştıramadım. Niye bilmiyorum. Roman genelde hani modellerle filan takılan bir adam yani herhalde ondan mı yakıştıramadım? Jerry de güzel kadın falan da. Jerry de gayet güzel bir kadın bence. Ama işte biraz yaşı var. Kanka yaşına göre iyi diyelim o zaman. Yaşı kaç gibi bilmiyorum ama. Tabii ki yaşıyla. Laf yok ona. Ben beğeniyorum yaşlı güzel kadınları da Roman'ı beğenir miyim ondan emin değilim. Seçenekleri olan bir karaktere benziyor gibi geldi bana. Bölüme puanınız ne olur? 10 üzerinden. 10 üzerinden değil 7 üzerinden. 8. 7 üzerinden 8. Çok sevdim. 7 üzerinden 6. 7 üzerinden 6.5 veririm. Benim çok hoşuma gitti. Bu bölümü izlerken bu benim ikinci dönüşüm. Tekrar tekrar her bölüm söyleyeceğim. Gerçekten çok sevdim. Birinci bölümden 4 kattan sevdim. Çünkü birinci bölüm sadece Candle'ya Logan üzerineydi. Hatta sadece Logan üzerineydi. İkinci de Logan'ı kenara çekmişler. Diğer karakterleri bize tanıttılar. Şu an aslında bütün karakterlerle ilgili az bir şey biliyoruz. Yani kavga ne olacakla ilgili artık bir bilgimiz var. Bundan sonra Rocket gibi uçacak gibi geliyor bana. O yüzden bu bölüme 6.5 veriyorum. Çok hoşuma gitti benim. Ben de 6 veriyorum. Herkes sevmiş yani. Güzeldi. 7 üzerinden 6 veriyorum. Son sahnesi de çok güzeldi. Gözleri açıyor bakıyor. Evet o Undead Movie gibi oldu. Her karanlığın sonunda bir aydınlık vardır diyor orada. Sabah ilk güneşte. Canım benim ya. Tontika'dan beyninde bir şeyler olmuş. Hastaneye yatmış sonra gözünü açıp kalkıyor. Aklında neler var kim bilir. Artık bir dahaki bölüm göreceğiz. Kalkıp şey desene ya. Ya canım bir adını çekiyor ya. Sözünü desene. Soslu soğalı bir dürüm. Herhalde canın ilk çektiği şey o olur gibi geliyor bana. O yaştaki bir insanın canı seks çekmiyordur herhalde. İyi düşünün. Orada damar yoluyla besledikleri için mide boş oluyor ya. O da bir ekstra damar. Nasıl yer? Var ya yağlı yağlı bir şeyler. Abi Logan'da o kadar para var ki. Mideyi aştırır. Adana'yı koyup geri diktirir. O kadar zengin adam. Hiçbir şey olmaz. Adana transferi. Adana nakli. Peki ikinci bölümde Shiv ile ilgili ufak bir şeyler konuşmak ister misiniz? Hani muhabbetleri vardır ya. 10 tane oğlum var ama kızım olunca gerçekten çocuğum olduğunu anlamışımdır falan diye böyle salakça laflar olur ya hesapta. Shiv de her pozisyonda şey diyor. Ya ben bu durumda konuşmak istemiyorum. Bu durumda konuşmak istemiyorum. Sanki babasının sağlığına tek değer veren o gibiydi. O birazcık prim yapıyordu bence o da. Aslında Kendall da çok üzgün başladı daha. Bölümün başı öyle değil miydi? Arabada falan kendi de değildi. Baya kötü bakıyordu. Ama işte bir şeyler de yapması gerekiyor. Başının etini yiyorlar adamın. Ne yapacağız yarın market açılacak bir açıklama yapalım bilmem ne. Shiv orada sadece kolaya kaçıyor. Shiv gerçekten... Bence Shiv gerçekten üzülmüyor. Shiv'in üzüldüğü şey CEO olamazsam. Ben o yüzden ona çok gıcık oldum. Yani Kendall da sonuçta üzülüyor herkes gibi. Ama ona birisi diyor ki yani şöyle bir şeyler yapmamız lazım. Yoksa sabah hayvan yiyeceğiz diyor. Bu da bununla geliyor. Bunları anlatıyor. Shiv'in gıcık olduğu şeyler listesinde Kendall'ın bununla gelmesi var. Niye Kendall'la konuştular da benle konuşmadılar şeyi var. Yani ben de buradayım falan demeye ihtiyaç duyuyor herhalde. Roman bile bir şey söylediğinde ne varmış ya niye marşaya veriyoruz falan. Neden falan. Ben de varım falan. Böyle sürekli bir ben de varım demeye çalışıyor. O da çok gerilim yaratıyordu. O zaman görüşmek üzere. Güle güle. Sak sesyon. Sak sak sesyon. Sak sesyon. Sak sak.