Succession S01E03: Lifeboats

Succession S01E03: Logan’ın hastaneden çıkışını Kendall, CEO olarak kutlamaya çalışırken 4 milyar dolar borç alır. Roman odasında mastürbasyon yapar, Shiv ise Marcia’nın geçmişini araştırır. Tom, Shiv’in vajinasıyla konuşmaya başlar; bu çocuğun kafası iyice gidiyor. Greg, garibim, ne yapacak ne edecek anlamaya çalışır. Waystar Royco, günden güne daha büyük bir kaosa sürükleniyor gibi bir hal alıyor. Bakalım, dördüncü bölümde neler olacak?

Bölüm İncelemesi

Kendall'ın psikolojisi şirketin hissesinden daha beter yani. 130'un altına düştüm sadece Kendall'ın psikolojisi. 0-0'a yakın. Bölümde Kendall'la başlıyor değil mi? Kendall uyanıyor. Böyle gidip sporunu yapıyor. Sporunu yaptıktan sonra işte ilk gününe gidiyor. Herkesten önce ofisi açıyor. Aynen. Nasıl bir başlangıç? Kendall'ın çok heyecanlı olduğunu mu gösteriyor? Ya da çok dedike olduğunu mu gösteriyor? Yönetmen böyle başlayarak aslında bize ne mesajı vermeye çalıştı ki? Ya da her sahnede böyle bir şeyi yorumlamamız gerekiyor mu? Bilmiyorum. Bazıları böyle sahneler üzerine çok yorum yapıyor ya. Yani çok başka bir şey düşünmediğini gösteriyor. YouTube motivasyon videosu izlemiş ve onu yapıyormuş gibi geldi. Hani derler ya saat 4'te şimdi spora gidiyorum. İşte 3'te duamı ettim. İşte 5'te açıyorum ofisimi falan ya da ne bileyim erkenden gidiyorum. Aynen. Onların hepsini doğru yapıyor. Yani biliyor işte bakmış bir yerlerden. Onun hepsini doğru yapıyor. Ondan sonra bir karar verileceği zamanı orada böyle patlıyor artık. Yani yanlış karar bilmem ne falan. Yok yani çünkü falan. Ama bu bölümü izlerken şey oldu. İşte bunları yapıyor. Ofisede erken gitti ya. Eskiden Coca-Cola reklamları olurdu. Sabah fırını açardı. Fırıncı. Ona benzettim. En azından fırıncının bir şeyi var. Ne yapacağını biliyor falan. Ne yapacağını da bilmiyor. Biraz ne yapacağını bilme bekler yapıyor. Bu tabi yani bir de onu. Kendi kendine kalabilir. Bir de bir şirkete gideyim bari. Boş boş ofiste takılayım. O da olabilir. Belki ilham gelir diyor. Roman da kalkıyor. O da personal trainer ile spor yapıyor. İşe gitmeden. Hepsi bir şarp oluyor ya. Siz peki işe gitmeden böyle spor yapıyor musunuz? Ben denedim bir süre. Ama oturtamadım. Ama sadece 15 dakikalığına. Öyle bir şey vardı. Mythical Morning ne? Öyle bir podcast'tan mı gördüm? Twitter feed'ten mi? Whatever. Yani her şeyi böyle bir 10-15 dakika yapıyorsunuz. Spor. 10 dakika kitap okuyorsun. 10 dakika meditasyon yapıyorsun. Kendini dinliyorsun falan. Öyle öyle bir şeyler. Covid zamanı denemiştim bunu. O rutini. Onun bir parçası da spordu işte. Hani iyi oluyor aslında yaparsan. Ama bir şekilde stick etmedi bende. Benim gördüğüm genel olarak zaten bu formüller stick etmiyor normal hayatta. Hani bunu yapan böyle CEO gibi insanlar var ya da böyle influencerlar var. Onların domeni farklı bence. Onlar zaten bundan para kazanıyorlar. Ama biz normal insanlar normal problemlerle meşgulüz. Normal bir hayatımız var. Bizim constractlerimiz farklı. O formüller bize translate olmuyor. Ben de sporumu akşam yapıyorum. Çünkü sabahlar genelde böyle toplantılarım oluyor. Onlara katılmam gerekiyor. Öyle olunca benim çok çok erken kalkmam gerekiyor. Çok çok erkenden kastım 6 falan. O kadar çok erken kalkamıyorum yani. 7'ye doğru falan kalkarsam işte en azından birazcık hazırlanıp sonra çalışmaya başlayabiliyorum. Bence akşam sporu daha iyi. Çünkü sabah enerjim de olmuyor benim. Yani normal işte gym'e gidiyorsun. Bir şeyler indiriyorsun, kaldırıyorsun falan. Gücün olmayınca bu sefer bunu da yapamıyorsun. Psikoloji iyice gider yani. Gün içinde de herhalde yorulursun, uykun gelir. Bir şeyler olur diye tahmin ediyorum. Sen o zaman gece insanısın. Tamam ben bunu diyecektim. Sen dedin. Akşam ya gece insanı gündüz insanı farkı var ya. Biraz. Ben öyle çoğu gündüz insanı. Sistem de gündüz insanına yönelik. Gece insanlarının pek de yapabileceği bir şey değil aslında. Ağzına sağlık. Gündüz insanı deyince bir sonraki sahnede Tom gidip Shiv'in vajinası ile konuşuyordu. Bugüne kadar izlediğim en creepy sahnelerden birisiydi. Hani Tom'u zaten ilk iki bölüm itin bir taraflarına soktuk da yani gerçekten Tom her bölüm ayrı aptallığıyla bizi bizden alıyor gibi geliyor abi. Hakikaten çok komikti. Yani. Shiv ne yapıyor ne bulmuş o elifte o ilginç. Mesela Shiv'i ziyaret eden erkek arkadaşı neydi adını unuttum da onunla da takılmışlar ya o çok daha cool bir herife benziyor. Nate. Ha Nate aynen. Spy'lık yapacak olan adam ya da spayı bulacak olan adam. Nate hem daha yakışıklı hem de daha başarılı gibi. Yani böyle şeyler oluyor mu erken ya hayatta? Hani Tom gibi birisini seven bir kadın ya da tam tersini söyleyelim. Yani Tom'un Tom'u beğenen bir erkek olur mu abi hayatta? Neden bir insan Tom'la muhabbet eder sabah kalkıp bir taraflarının onunla muhabbet etmesine tanık olur? Çok garip ya. Bana da acayip ilginç geliyordu bu dizide. Yani Tom'la Shiv'in aynı karede olması bile böyle anlamsız bence. Yani oluyor mudur? Oluyordur illaki. Hep gösterirler ya işte Balkan çifti falan derler. Balkanlardaki çiftler böyle bir farklı olurlar falan. İşte kız güzel olur. Erkek birazcık daha böyle nasıl diyeyim? Kalın kafalı olur falan gibi. Çirkin olur falan. Yani orada oluyorsa niye diğer yerlerde olmasın dedirtiyor insana. Demek ki ota da konuyor bu kadar. Belki Shiv Sırbistan dönüşü Tom'la beraber olmuştur o da ayrı mesele. Ben geçen bölüm bu dizi beni hiç güldürmüyor demiştim ama bu bölüm çok güldüm. İlk bu Tom'un sahnesi. İkinci Roman'ın gidip manzaraya bakarak. Mastürbasyon yapması. Daha sonra boşaldığı yeri temizlemesi bana daha komik geldi. Çünkü Roman herkesi böyle patronluk taslamayı çok seviyor. O camı sildirecek birini bulamadı. Gitti kendi temizledi adamı ya. Çok ezik bir sahneydi. Siz Roman'ı severler bu sahneyi görünce ne hissettiniz? O sahneye gelmeden önden bir şey ekleyeyim. Hemen öncesinde şöyle bir şey var dikkatini çektim. Roman ofisinde COO oldu ya. COO ofisine ilk girişi galiba. Ya da bilmiyorum. Kapıyı yanlış tarafa doğru itiyordu. Atıyor güzel sanki. Bir de COO ile ilgili şey diyordu. I am the COO now. It means if it operates I chief it. Böyle bir herif kendisi. Attırma sahnesinde de şöyle güzel bir geçiş vardı. Adam tam attırma anında sahne kesiliyordu. Espresso makinesinden kahve akmaya başlıyordu. Siktir çok iğrenç. Her iki candle ile private acuity gaya geçiyorduk oradan. O da güzeldi neyse. Sonra geri dönüyordu. Espresso sahnesinin bağlılığı için görmedim. Bayağı efsaneymiş o ya. Bu dizide öyle geçişler çok güzel oluyor galiba. Hiçbirini fark etmiyorum. Yağ gibi akıyor. Kapı sahnesi demişken Erkan şey oluyordu ya. Tom da yönetim kurulu toplantısına girmeye çalışırken. Kapıyı ilk önce çekiyor sonra çekiyor. Sonra iterek içeri girebiliyor. Onda yine öyle bir aptallık oldu. O toplantı sahnesini beğendin mi sen? O bayağı güzel bir sahneydi top. Ben beğenmedim herhalde ya. Siz ikiniz de beğendiniz herhalde. Niye beğenmediğim konusu da şeyin devamı olduğu için olabilir. Candlenin güne öyle hazırlanması falan. Sonrasında böyle mış gibi yapması herhalde onlar olabilir. Sonrasında da zaten yanlış bir haber çıkıyordu arkasında. Söyledikleri yanlış mı anlaşılıyordu? Söylediklerinden negatif bir şeyi seçiyorlardı. Onu Bloomberg'e basıyorlardı galiba. Hani şey Titanic'le ilgili bir şey söylüyordu. Iceberg'e çarpacağız diyordu. Onu basıyorlardı. Biraz patlıyor. Ne bileyim hani insan... Ya birazcık herhalde ben suiitsiz dediğim için falan da olabilir. Daha öncesinde. Böyle kişiler konuşurken esaslı konuşurlar genelde. Bu elemanı çocukları niyeyse böyle bir azıcık boş konuşuyorlar gibi geliyor bana. Azıcık demeyeyim de boş konuşuyorlar gibi geliyor. Sen öyle dedin de arkama şey geldi. Margin Call diye bir film vardı izlediniz mi? Orada da bir toplantı sahnesi vardı. Yine bir banka 2008 krizi sonrası zor durumdalar. Hızlı satış yapmaları gerekiyor. Elindeki morgaj enstrümanlarını satmaları gerekiyor falan. Sabaha kaç toplantı yapıyorlar. Herkes diken üstünde. Jeremy Irons CEO'yu oynuyor. O giriyor böyle en son işte herkes girdikten sonra. O sahneyi izleyin yani. Tam bu Saksa şeşidindekini 180 derece zıttı. Ciddiyet falan diyorsun ya. Mesela işte orada var o ciddiyet. Çok iyi oynuyor. Böyle Lifeboz gibi saçmalıklar yok yani orada. Zaten bu sahnede şeyini net görüyoruz. Kendall'ın bir planı yok. O toplantıda herkesi gaza getirip onların şirketi düze çıkarmasını bekliyor. Herkesten yardım dileniyor aslında. Yardım dilendikten sonra bir sonraki sahnede ya da önceki sahnede gidip bu boşla ilgili bir bankayla konuşma yapıyor. Jerry ile beraber. O sahnede baya aslında. Dizinin akışını değiştiren sahnelerden birisiydi. Kendall'ın durumu stock hisse gibi diyorduk ya. İşte sabah yükseliyor gibi. O sahneyle düşüyor. Sonra toplantıdan sonra yine yükseliyor gibi falan. Dediğin gibi o sahnede pivotal'dı. Ve o toplantıda baya alfa olmaya çalışıyor. Öyle bir pozisyon olmamasına rağmen hisse 130'un altına düşerse ne yapacaksınız gibi bir şey soruyor. Onlar da diyor ki biz tabiki borcumuzu isteyeceğiz öyle olursa diyor. Kendall da orada Jerry'e tamam ben bu işi hallediyorum diyor. Ve adama siktir git diyor. Siktir git dedikten sonra o toplantı tamamen bitiyor. Ve şirketin gidişi de bu sahneyle beraber tamamen değişiyor. Bu bölüm özelliğinde. Yani sonundaki hani olayı da katarak bir şey söyleyeceğim. Net karar verebilen insanlar ya da net karar verip iyi karar verebilen insanlar çok hoşuma gidiyor böyle dizilerde. İşte Sweets'te özellikle böyle çat çat o bir şey söylüyor bu bir şey söylüyor. Sonra hayır işte böyle olmalı falan diyor. Ve acayip bir karar veriliyor. Ya bu dizide de babalarında aslında öyle bir yetenek var. Acayip özenilecek bir şey. Yani sen öyle mi diyorsun o zaman ben sana şöyle bir şey yapayım da sen gör gününü deyip karşı taraftakini ezebilecek böyle bir yeni bir fikirle gelebilmesi bana çok ilginç geliyor. Sweets'te de vardı hatta Harvey oynuyor orada da. Harvey'nin bir lafı var. Birisi senin işte alnına siyah dayıyorsa ne yaparsın diyor. Ne yaparsın diyor. Vurmasına izin mi verirsin diyor. Hayır diyor işte daha büyük bir silah çıkartırsın. Şunu yaparsın bunu yaparsın ya da yapılabilecek 150 tane farklı şeyden bir tanesini yaparsın falan diyor. Düşünüyorum Kendall'ı yani tamam planı yok bir şeyi yok ama planı olsa da çok da bir etkisi olmayacakmış gibi hissettiriyor açıkçası. Büyük kararları nasıl alıyor babası o böyle hep bir merak konusu benim için. Filmde konuştuğu kişilerle de olsun başkalarıyla da olsun. Konuşurken böyle karşı taraf seni dinliyor ya ona sana göre hareket ediyor. Seni söylediğini bir dinliyor işte bir şeyler istiyorsun ondan ondan sonra o birazcık bir şeyler daha istiyor. Ama Kendall istediğinde kimse karşıdaki kişi hiçbir şey vermiyor. Kendall'ın acıklı durumunu gözler önünde serdin tekrar. Zaten babası ilk bölümde bundan yakınmıyor muydu? Hani sen domino bir karakter değilsin sen bu işi yapamazsın gibi bir şeyler söylüyordu. En son zaten sen aptalsın demedi mi? Çok yol verdik birbirimize. Bu dizinin spin-off'u yapılsa Logan hayatını görsek şirket nasıl bu duruma gelmiş görsek aslında güzel olabilir. Buradan HBO'ya seslenelim yani bu dizinin spin-off'u güzel gider gibi geliyor. Çünkü herkes Bolt karakterlerin nasıl o hale geldiğini nasıl lider olduğunu görmeyi merak eder yani. Siz iki örnek verdiğiniz ikisi de aslında bunu gösteriyor. Sucksation onun tam tersi iki tane üç tane hatta Kendall ve Roman'ın nasıl lider olmaya çalıştığıyla nasıl lider olmaya çalıştığını görmek. Sucksation onun tam tersi iki tane üç tane hatta Kendall ve Roman'ın nasıl lider olmaya çalıştığıyla nasıl lider olmaya çalıştığını görmek. Sucksation onun tam tersi iki tane üç tane hatta Kendall ve Roman'ın nasıl lider olmaya çalıştığını görmek. Sucksation onun tam tersi iki tane üç tane hatta Kendall ve Roman'ın nasıl lider olmaya çalıştığını görmek. Sucksation onun tam tersi iki tane üç tane hatta Kendall ve Roman'ın nasıl lider olmaya çalıştığını görmek. Sucksation onun tam tersi iki tane üç tane hatta Kendall ve Roman'ın nasıl lider olmaya çalıştığını görmek. Sucksation onun tam tersi iki tane üç tane hatta Kendall ve Roman'ın nasıl lider olmaya çalıştığını görmek. Sucksation onun tam tersi iki tane üç tane hatta Kendall ve Roman'ın nasıl lider olmaya çalıştığını görmek. hikayesini yaratmak istiyor çünkü geçmiş çok başarısızlıklarla dolu. Babasından onu ayağımladığın hiçbir şey yapamıyor. Hatta birkaç karar verdi. İkisinde de şey dediler gidip babanla bu fikirleri tartışacak mısın diye sordular. O da şey demişti artık CEO benim bunu sormama gerek yok gibi bir şey demişti. Ama sonunda patlıyor. Herhalde biraz şeyin belasını da gösteriyor bu. Hep derler ya büyük bir liderin ardından onun yerine geçen dünyanın en şanssız insanıdır diye. Asla o şeyi dolduramaz falan. Hani Candle'da muhtemelen bir şeyleri defalarca kez iyi yapmadan kendini ispatlayamayacak. Herkesin bir şüphesi var. Herkes puanını biçmiş Candle'la ilgili. İşte bu ezik herif. Biz sevmiyoruz seni falan diyorlar adamın yüzüne. Açık açık neydi şu private equity'ci adam diyordu. Problemleri sayarken şirketle ilgili bir tanesi de seni sevmiyor bile diyordu. Hani bu liderlerle ilgili olan başka bir şey de bu aslında. Dizide de şeyi görmüyoruz işte. Candle'ı gömüyorlar da Candle'ın aldığı kararlar doğru mu değil mi? Onun business açısından bilmiyoruz. Belki herif doğru kararı aldı falan. Sadece bildiğimiz şey insanların onu sevmediği şimdilik. Böyle devam ediyor. O da belalı bir şey yani. Nasıl çıkacak ona? Böyle bir sahne vardı. Candle stock price'ı gösterip bu insanları beni ne kadar sevmediğini gösteren bir şey. Şir ne yapıyordu bu bölümde? Şir de babasının sağlık durumu ile çok ilgileniyordu. Gidip görmek istiyordu. Marş'a izin vermiyordu. Daha sonra gidip Marş'ın geçmişini araştırıyordu. Marş'ın 31 yaşından önce ne yaptığıyla ilgili. Hiçbir şey bulamıyordu. Bulamadığını gördüğü zaman da eve baskın yapıyordu. Connor ve Tom'la beraber. Daha sonra Logan'ın odasına gidiyordu. Daha sonra garip şeyleri oluyordu odada. O sahneler de beni çok güldürdü. Hatırlıyor musunuz? Ne oldu? Oralar komikti ama ben o sahnelerin anlamını çözemedim. Yani orada bir yan hikaye girişimi vardı gibi. Ne oldu ne çıktı oradan anlamadık. Yani ben anlamadım en azından. Sahneler komikti ama evet. Oralara girmeyeyim ben. Erkan girsin. Yani hikayeden kastın ne? Hani orada işte geçmişine baktırıyor ya Marş'a. Kıllanıyor Marş'a falan. Niye gittik oraya oralara? Bir anda hani geçmişini bilmediklerini öğrendik falan. O da bir abuzürt geldi bana. Ben orayı komple kaçırmış olma. Ne yapıyorsam. Ama şeyin altı boşmuş ya. Marş'a izin vermiyor ya. Çıkamazsın. İşte çıkmanıza izin vermiyor falan. Çıktı gayet. Konuştu. Tamam olabilir yani bir şeyler de. Ki oldu. Ama yani kız da sonuçta. Orasını görmek istiyor. Ve buna neyine izin vermiyorsun yani? O çok salakmış. Galiba bir de Marş'a'nın da ajanı var değil mi? Ufak bir sahne vardı sanki onu ima eden. Marş'a çakıyordu yani kendisinin araştırıldığını. Ve koridorda bir kareliğine böyle bir tane ajan gibi bir tip görüyorduk. Eğer benimle ilgili bir şey bilmek istiyorsan bana sorabilirsin diyordu. Hani öyle de bitiyor yani orası. Ben anlamadım yani. Ne oldu şimdi? Niye gittik oraya? Orada çok hızlı geçişler oldu. Çok haklısın. İlk önce odaya gidip Şiv babası morfin etkisiyle ne yaptığını bilmiyor. Şiv'in elini alıp penisine götürüyor. Şiv irkiliyor. Tamam hadi çıkıyorum diyor. Çıktığı zamanda Marş'a diyor ki işte tam dediğin gibi benle ilgili bir şey merak ediyorsan ben sana söylerim diyor. Orada yine tekrardan Marş'a'nın acaba şirketi ele geçirmeye çalışan birisiymiş gibi bir izlenim oluyor. O sahnenin sonunda ben Marş'a ile ilgili ne hissedeceğimi bilemedim. Çünkü Marş'a'ya güveniyordum ben biraz. Ama şu an tamamen güvenim gitti. Çünkü neden saklayacak bir şeyin yoksa bir ajan tutup Şiv'in sahneyle ilgili araştırma yaptığını biliyorsun ki. Benle ilgili bir şey araştırıyorsan gel bana sor demek de çok salakça değil mi? Sen anlatmamışsın anlatmamışsın. Sonra biri seni araştırıyor. Hiçbir şey de bulamıyor falan. Öyleyse gel bana sor. Ben sana doğruları söylerim. Tamam inandım sana falan mı diyecek ya karşılık? Şey sahnesini hatırlıyor musunuz? Bir Jerry Roman ve Kendall gün sonunda artık ne yapacağız diye brainstorming yapıyor. Roman'ın üzerini çıkarıyor. Hadi siz de üstünüzü çıkarın diyor. Shirts off. Kendall çıkarmak istemiyor. Ceketini çıkarıyor. Daha sonra masa üstüne çıkıp böyle şunları yapalım bunları yapalım. İşte insanları işten çıkaralım. O stock price'ı artırır gibi şeyler yapıyor. Roman neden böyle dingillikler yapıyor? Yani bir insan neden üstünü çıkarmak ister ki? Kokainci adam şöyle bir tenini havaya doğru açınca daha çok şeyler hissediyor falan. Bir gaza geliyor böyle. Bence o yüzden o kadar. Şöyle bir çıkartayım tişörtümü. Oh! falan gibi. Bildiğin için konuşuyorsun gibi geldi. Ha yok canım bizde olmaz öyle şeyler. Ya ben o sahnede çok gerildim. Sehpa camdandı galiba. Kırılacak diye. Bir tırstım yani. İnsan geriliyor. Yani shirts off böyle bir kavram var mı bilmiyorum. Hani üstümüzü çıkartalım ve fikirleri yarıştıralım. Böyle bir şey olup olmadığını bilmiyorum. Ama bence de çok salakça. Kendall'ın yaptığı da çok salakça yani. Ceketini çıkartıyor falan. Azıcık gömleğini birazcık açıyor falan. Ha çıkartacaksan çıkart. Çıkartmayacaksan çıkartma. Yani böyle hep bir arada bir denede. Neyse umarım başarılı olur. Bundan sonraki bölümler. Şey de çok komik. O zaman birilerini çıkartalım. Ama öyle değilmiş gibi gösterelim. Arkasına bir filozofi koyalım falan. Bu da tam bir iki tane finans dergisi okumuş insanın yapabileceği yorumlar. Arkasında hiçbir plan yok. Ne bileyim. Bir sürü insanın var. Bir sürü çalışanınız var. Zaten bunları yapıyor. Analizlerini çıkartıyor. Ve size böyle simülasyonlar hazırlıyor olması gerekiyor. Ama bunu öyle söyleyebilmeleri bile hiçbir şey konusunda doğru düzgün fikirlerin olmadığını gösteriyor bence. Çünkü kadın konuşmayla ilgili bir şeyle geldiğinde kadının adı neydi unuttum. Kendall hemen hayır işte o değil. Ben yapacağım konuşmayı falan gibi böyle saçma sapan bir şeyler söylemişti. Halbuki kadın bir sürü bir şey yapmış. Çıkarımlar oluşturulmuş. Konuşmayla ilgili nasıl düzgün sonuçlar elde edilebileceğine dair yorumlar. Onlar yapmış. Muhtemelen bir ekip çalışmış arkasında. Ona bile artistlik yapıyor yani. Sen ne biliyorsun da kime ne artistliği yapıyorsun? Dedirtiyor insan. Bölüm sonuna doğru gidelim biraz. Bölüm sonunda iki tane kritik şey vardı. Birincisi Kendall Stewie ile anlaşıyor. 4 milyar dolar ondan borç alıyor. Ama borta ona oy hakkı veriyor. Oy hakkı verdikten sonra gidip karısıyla yemeğe çıkıyor. Yemekten sonra eve gidiyorlar. Sevişiyorlar. Sabah kalkıyor. Karısı diyor biz seninle olmayacağız diyor. Şu an böyle iyiyiz. Ben bir değişiklik istemiyorum hayatımdan diyor. Kendall ilk önce şirketi kurtardığını düşünüp bayağı üzülüyor. Hani çünkü bir şey başardıktan sonra karısını da kurtarabileceğini düşünüyordu. Evliliğini. Onda fail ediyor. Daha sonra marşı arıyor. Kendall baban seni görmek istiyor. Babasının yanına gidiyor. Ve babası Kendall'a sen bir aptalın tekisin diyor. Ve bölüm bu şekilde bitiyor. Bölüm Kendall'la başlıyor. Kendall'ın yeni umutlarıyla başlıyor. Bölüm Kendall'ın yok olan hayalleriyle beraber üzgünlüğüyle beraber bitiyor. Bölüm başındaki dediğin şey geliyor yani. Yani şu stok price gibi oluyor işte Kendall'ın durumunda. Aşağı doğru spiral yapıyor. Ama her stok şey derler ya bir dead cat bounce derler ona. Hızlı düşen stoklar şöyle bir kötü hisse olsa da bir bounce ederler bir yerde. Bir sonraki bölümde Kendall'dan da bir bounce bekliyoruz kısmetse. Belki karısıyla tekrar yatar. Belki bir toplantıda parlak bir fikir söyler. Ne olur bilinmez artık ama umarım olur. Üzülüyoruz Kendall için. Belki bir küçük umut vardır. Bu GameStop diye bir hisse vardı. Onda olmuştu diye hatırlıyorum. Reddit'de galiba. Şarj Skys. Aynen. Öyle bir şeyler yapmışlar. Sonra hisse acayip yükselmişti. Herkes elinde tutuyordu. Sonra bir anda düştü. Meme stoktu ama. Bu şimdi Disney gibi şirket. Biraz zor pompalarlar bunu 3-5 adam. Belli olmaz ama. Bir akıl başlatsın Kendall'ı kurtarsın diyorsun. Ben bölüm sonunda Kendall'ı çok net hissettim. Geçen bölümde de öyle. Aslında ben biraz Kendall'a sempati duymaya başladım. Belki ben de biraz onun gibi alfa olmaya çalışıp olamayan bir tipim iş hayatında. Belki öyledir. Bilmiyorum yani. Neden ona böyle bir bağ kurduğumu bilmiyorum ama Kendall bu bölümde benim biraz onayımı kazandı. Yaptığı şeyler ne kadar aptalsa deniyor gibi. Belki denememesi gereken şeyler var. Onları da deniyor gibi. Tüm tuşlara basıyor şu an. Belki panik olduğum zaman ben de öyle yapıyorum. Tüm tuşlara basıyorum. Ama Kendall hoşuma gitti. Rowan'dan nefret ettim bu bölüm. Shiv galiba bir iki bölüm içinde kocasını aldatacak. O da biraz daha doğrusu erkek arkadaşını aldatacak. Oradan da garip sahneler gelecek gibi geliyor. Shiv'e karşı hala şu an nötrüm. Benim bölüme puanım bu arada 7 üzerinden puan veriyorsak bu bölüm de güzel değil. Bir 5,5 veririm. 6. Easy. Ben beğendim toplantı sahnelerini falan. Güldük ettik. Ben de sonraya katılıyorum. Kendall'la olan kısımları. Herhalde ben de doğru düzgün kararlar veremediğim için belki de iş yerinde. Daha doğrusu vermek istediğim kadar flash kararlar veremediğim için herhalde. Kendimi yakın hissediyorum. O yüzden de birazcık Kendall'a kızıyorum. Biraz daha yükselebilirsin. Birazcık daha sert oynayabilirsin. En azından onun hareket edecek alanı var. Ya da bir gücü var ama farkında değil. Öyle olunca birazcık ah be, ah be falan durumu oluşuyor. Birazcık ona sinirleniyorum. Babası gibi davranabilir yani. Ya da yakın sayabilir. Çok uzakta durmaya gerek yok. Tam tersi yönde çünkü ilerliyor. O biraz beni üzüyor doğrusu. Bölüme de puanım 5 herhalde. 5.2. Ortalama 5.6 ya da 5.7 civarı bir şey veriyoruz. Kendall'ın şeyi çok beni üzüyor. Babası onu çok ezmiş. Çok ondan korkuyor ve sürekli onun onayını kazanmaya çalışıyor. Ama onu bir türlü beceremiyor. Onu kazandığı zaman ben mutlu olacağım gibi hissediyorum ya. Umarım olur. Kendall hak ettiği yerlere gelir. Onun olması işte demin de demiştim. Seviliyor olmasına bağlı birazcık. Karar veremiyor falan diyorsunuz da aslında karar veriyor adam. Yapıyor bir şeyler. O var zaten karar veren kardeşlerin arasında. Ama adam sevilmiyor. Sevilmediği zaman da karar veriyor olmak bir blessing değil bir curse. Yani hani o yüzden işte aşağıya giden bir spiral oldu kendisi. Sevilmeme nedeni de kararı düzgün vermiyor olması olabilir. Ben hatırlıyorum yani daha önce ellerimi falan. Karar verirken böyle herkesin bir, herkesin hoşuna gidecek bir şekilde verebilmek isterdim. Onunla konuş, bununla konuş falan. Ondan sonra fikrin senden çıktığını bile kimse hatırlamıyor. Böyle olurdu yani. Dinlenmezdim de. Dinlenmezdim yani. Yarı birisi dinliyorsa diğeri dinlemiyor oluyordu falan. Muhtemelen de çok da sevilir bir yanı da yoktur herhalde. Bilmiyorum hiç sormadım. Sonra sonra birilerini acıtsa da, birilerine kötü gelse de bazı kararlar verebilmeye başladım iş yaşamında. O andan itibaren daha çok sevilebilir bir yapım olduğunu düşünüyorum. Daha doğrusu şöyle söyleyeyim. Gıcık kapan adam bile bana karşı bir en azından da olsa bir saygı beslemeye başlıyor. Asıl olay sevilmek değil de saygı beslenilebiliyor olmak herhalde. Kötü karar vermen ya da kararın çok uygulanabilir olması falan önemli değil. Saygı duyuyor ve devam ediyor. Tamam diyor ben bunu takip ederim diyor. Hatalı olursa da diyor benim ne iyisi yok diyor. Devam ediyor. Biraz herhalde kişi de onu düşünmeli. Yani hatalıysa kararın ya gelecekte çevirirsin ya da devam edersin. Hatalı çıkarsa da kabul edersin. Oradan sonra başka karar verirsin yani. Çok da düşünmeye gerek yok açıkçası. O mu? Bunu mu? Yapayım. Bu mu daha iyiydi? Sen ne düşünüyorsun falan. Çok sormaya gerek yok herhalde. O zaman güçsüz görünüyorsun zaten. Doğru diyorsun saygı muhabbeti. Ama nasıl o saygıyı toplayacaksın? Bir de saygı biraz ya bu durum hani self-fulfilling profesyonel oluyor aslında. İnsanlar sana saygı duyarsa kararının da arkasında duruyorlar. O zaman o kararın gerçekleşmesi bir meyve vermesi olasılığı da artıyor değil mi? İnsanlar sana inanmıyorsa nasıl bir şeylere çevireceksin? Aslında kararın niteliğinden çok ne kadar insansın. Arkanda duruyor ne kadar saygı toplayabiliyorsun onları. Ne kadar millete harekete geçirebiliyorsun. Logan'la Kendall arasındaki fark o. Logan seviliyor mu? Bence zevk sevilmiyor. Ama herkes ona saygı duyuyor. O düştüğü zaman hisse değeri çakılıyor. Gelen kişiye saygı duyursaydı o kadar şey olmazdı. Sevilmekten ziyade aslında biraz saygı. Saygıyı nasıl kazanırsın? Onu da Succession'ın spin-off'unda göreceğiz. Bakalım. Belki biz de bir şeyleri öğreneceğiz. Bu arada bölüm sponsoru ben Logan gibi konuştum abi. Hani Logan keşke bize de 3-5 atsa biraz para kazansak podcast yapıyoruz diye. Fena olmaz yani. Ne olacak ki biz de bir işte cinsel bir şey yaratıyoruz. Kendall da onların yaratılmasını istiyordu. Aslında aradığı insanlar belki biziz. Belki hatalar bir şey belli olmaz. Spin-off dedin. Spin-off nedir? Var mı hakikaten öyle bir şey? Breaking Bad'in spin-off'u Better Call Saul. Aynen. Hani o diziden başka bir dizi çıkma muhabbeti. Bence Better Call Saul Breaking Bad'den iyidir. Siz ne düşünüyorsunuz? Katılıyorum. Daha nüanslı bir senaryosu vardı. Karakterlerde başroldeki eleman Breaking Bad'deki başroldeki elemandan daha iyi. Daha reddittim. Daha kompleks. Bob Odenkirk. Bayağı iyi bir adam o da. Doktora yani. Mükemmel. Better Call Saul'da 150'den fazla Emmy adayı olup hiç Emmy kazanamamış abi. Trivia olarak vereyim. Biraz Better Call'u çok sevdiğim için böyle saçma bir bilgiye sahip. Şeydir ama politically correct falandır o ödülleri verenler. Ne? Correct kararlar almamıştır muhtemelen diye tahmin ediyorum. Ondandır. Genelde artık her şey böyle olduğu için 2010'lardan sonra aklıma ilk bu açıklama geliyor yani. Yeterince sahip kazanamamışlar. Yoksa az mı seviliyordu? Tersine sahip kazanıyor bence o adamlar. Belli bir çare bu. Ne bileyim ya. Bana çok acı geliyor ya. En azından Bob'un bir tane Emmy kazanmasını isterdim ben. Adam her ödülden sonra bayağı üzülüyordu. Suratına yansıyordu yani böyle. Bayağı üzüldü. Aklınıza başka spin-off dizi geliyor mu? Spin-off'ı olsa iyi olur dediğin bir seri mi? Yok ya da spin-off'ı olan. Mesela Avatar'ın var. Bu animenin spin-off'ı var. Bilmiyorum. Game of Thrones'un galiba bir tane spin-off'u var da izlemedim. Gördüm duruyorum. Onun var. House of the Dragon galiba Game of Thrones'unki. Ben de izlemedim onu. Doğru. Başka başka başka. Aklınıza gelen spin-off'ları yorum olarak ekleyebilirsiniz. Logan var. Film direkt. Logan da spin-off sayılır yani. O zaman şeyde spin-off değil mi? Penguin yaptılar ya. HBO Penguin. Batman spin-off'ı mı? O da spin-off. Aynen. Spin-off çok. Düşündükçe çıkıyor. Joker vardı. Filmden film. Doğru. Başka aklıma gelmedi. Kolaya kaçtık şimdi. Filmden film. Spin-off'lardan çok galiba. Saygı gören karakterleri yeni diziye koyuyorlarmış. Ya da çok sevilen karakterleri. Ben hangisi bilmiyorum ama. Spider-Man'dan Venom yaptı Sony mesela. Venom da galiba kötü karakter falandı. Ama belki bu bütün Marvel şeyleri için spin-off diyebilirsin. Loki var. Loki'nin de dizisi var. O da spin-off. Mandalorian bile spin-off değmiyor. Sonuçta Star Wars. Filmlerinden çıkıyor Mandalorian diye. Orada vardı birkaç tane daha. Asoka falan. Disney bu işi iyi yapıyor. Spin-off seviyor herhalde. Yalnız şöyle eleştirdiler Disney'i. Star Wars'un değerini düşürdünüz çok fazla üretim yaparak diye. Bilmiyorum. Bilmiyorum. Ceplerine bakmamız lazım. Disney para kazanıyorsa devam etsin. Yok ama eleştiri ondan zaten Box Office düştü mu? Son filmlerde falan. Ya da izlenme düştü. Toplamına bakmak lazım. Şimdi toplamına bakmak lazım. Bence de çok güzel bir parametre. Arkana katılıyorum. Burada toplamına baksınlar. 20 yıl sonra konuşalım bunu. Benzer bir şey sorayım o zaman kontraktla ilgili. Pink Floyd lisanslarından yılda 25 milyon dolar kazanıyormuş. Ve tüm albümlerinin lisansını Sony'e 400 milyona satmış. Sizce mantıklı mı? 400 milyona. Yılda 25 getiriyor diyorsun zaten 15 senede falan çıkacak bir para yani. Evet. 60'lar 400'ü cebe. İyi mi ya? Mantıklı ya. Adamlar ölecek yakında oğlum. Kaç yaşında bu adamlar? İşte bir legacy bırakmak istemez misin abi? Ben biraz şaşırdım açıkçası. Çoluğuna çocuğuna gibi mi? O 400'ü ne yapacaklar zaten? Mezara götüreceklerse iyi yapmışlar. Götürmeyeceklerse. Ama mesela 400'ü kazanmış. 400'ün 15 senede getirisine bakmamız lazım değil mi? İltibaren getirmeye başlayacak sonuçta. Bilmiyorum faizle şunda bulunmamı olur. Artık stok piyasasına mı girerler? Hiçbir fikrim yok. Ama o da kümülatif olarak 15 senenin sonunda iyi paraya dönüşebilirmiş gibi geliyor bana. Birincisi bu. İkincisi de yani şey diyebilmiş diyebilirler de. Çoluğun çocuğu da kendi kazansın. Ben bu parayı sonuna kadar yiyeceğim. Dedemiş olabilirler. Bilemedim şimdi. Yine birkaç bölüm önce yaptığımız zenginin malı züğürdün çenesi şeyine geldik. Yapıyoruz bu sporu. Aynen. Seviyoruz. O zaman her bölüme bu köşeyle başlayalım. Her hafta bir şey bulalım abi. Zenginlerin hayatından bir şey. Ve onları konuşalım. Bölüme de sonra başlayalım. Ben özellikle bir bölüm şeyi konuşmayı rica ediyorum. İzninizle. Cem Uzan'ın San Tropez'deki partilerini konuşmayı rica ediyorum. Çünkü adam bunu tweet atmıştı. Vaktiyle tabii political correctness bu kadar güçlü değildi. Ekmelettin vardı ya. Onun bir sloganı vardı işte. Cumhurbaşkanı olmaya çalışırken yaratılan. Ekmek için Ekmelettin. Hatırlıyor musunuz onu? Yok. Valla halim slogan var. Ekmek için Ekmelettin. Cem Uzan bununla dalga geçmişti. Bir tane Fransa'da işte Yat'tan tweet mi ne atmıştı adam? Ekmek için Ekmelettin. San Tropez'de after party için Cem Uzan. Bir an şok içindeydim. Türk siyaseti konuşuyor diye. Buraya kadar. Ama o zamanlar bak. Ne güzelmiş dünya. Böyle bir ortam vardı. Şu an bilmem mümkün mü? Cem Uzan diye bir karakter vardı mesela. Yarışıyordu yani. Her şey çok dinamik. Çok hızlı değişiyor. Yetişemiyorum. Ben dördüncü bölümle ilgili hiçbir şey hatırlamıyorum. Erkan senin aklında bir şey var mı? Sürprizler. Şu an dördü izlemek için bir şeyim yani. Hafif motivasyonum var açıkçası. Yavaş yavaş heyecanlanıyorum yine. Ben diziyi doğru düzgün hatırlamadığımı falan fark ettim. İzliyorum. İzledikten sonra da birazını unutuyorum yine. Farkediyorsunuzdur zaten. Dördüncü bölüm ne olacak acaba? Çok merakla bekliyorum bölümü. Hemen arkasına izleyeceğim. Candle'dan Bounce bekliyoruz işte. Hisselerin yaptığı gibi bir Dead Cat Bounce yapabilecek mi? O zaman Ayberk Metre'yi sorayım. Ayberk kaçıncı bölümdesin? Geçen hafta beşteydin galiba. Ben beşe kadar izledim de sonra dedim her bölümden önce nasıl olsa izliyoruz. Bırakayım o zaman önden gitmeyi. Durdum yani işte. Tek tek izliyorum şimdi. Aaa bir dakika size bir sorum var. Şimdi aklıma geldi. Bölümün ilk başında Candle babasının ofisine girdiği zaman orada sonla fotoğraf var. Fotoğraflardan birisi Boris Yeltsin'le, diğeri Reagan'la. Logan o zaman demokrat mı yoksa cumhuriyetçi mi? Onu anlayamayız bence orada. Neden? Reagan'la fotoğrafı varsa onu desteklemiş değil midir? Yani böyle Yeltsin'de de var. Her masada varmış demek ki. Ben cumhuriyetçi derdim yine de. Öyle bir karakteri var. Cumhuriyetçi. Sadece yani. Sadece. Sence Erkan? Bana da öyle geliyor ama hani fotoğrafları görmesem de öyle dermişim. İzlenimi uyandırdı bende. Ruslara yakınsa? Ben de biraz savcı derdim. Ama onlarla da iş yapmak için bir şey yapıyorsa. Bu arada Disney'in falan Rusya'da şey var mı? Parkı? Yok sanırım. Yok herhalde. Ve Star onu da çözmüş. Buradan Disney'e sesleniyoruz. Yani Ruslarla yakın olursanız orada da iyi para vardır. Kocaman ülke. Girin bence. Neden girmeyeceksin? O zaman dördüncü bölümde görüşmek üzere. Görüşmek üzere. Hoşçakalın. Hisseniz Candle'ınkinden iyi olsun. SAK SESYON SAK SAK SESYON SAK SESYON SAK SAK SAK SESYON