Succession S01E04: Sad Sack Wasp Trap

Succession S01E04: Bu bölümde Tyson gerçekten şike yaptı mı, Kendall neden eğilip babasının çişine yaklaştı, kripto daha ne kadar yükselebilir, tantuni yanına kavun gider mi gibi uçsuz bucaksız konuları masaya yatırdık. Hem ciddi hem komik, tonla şeyi tartıştık! Siz de sohbetimize katılın, birlikte kafa yoralım!

Bölüm İncelemesi

Boks maçı vardı ya biz onu niye konuşmadık hiç boks maçı geçen haftaydı oğlum ben onu vermiştim gündem olarak aslında atladık değil mi? Şike mi var onda? Maç fixing. Vardır kesin. Yani para kazanmak için olması lazım. Abi Tyson neden o şeyi yaptı? Dövüşü yaptı. Bence para kazanmak için. Güzel para kazandı diyorlar. Yani Cristiano Ronaldo niye Suudi Arabistan'da oynuyorsa o da ondan yapmıştır diye düşündüm. Oğlum adam o yaşına gelmiş. Tamam belli bir kariyeri falan var da. Şimdi eline cash 80 milyonu saysalar mesela. Kariyeri dersin koyarsın kenara zaten şurada yaşayacağım 20-30 sene daha ömür. Ben bu parayı alayım çekileyim dersin. Dersin ya. Paul'un bokunu bile yerim renkte dersin. İzlediniz mi bu arada? Ben izledim. Özeti gördüm ben sadece. Böyle bir intens bir mücadele değildi zaten. Sanki birbirlerini devirmemeye çalışıp geceyi çıkaralım da izleyici sayısı şey olsun falan. Bir şey de. Tyson'ın güzel yakaladığı yerler var. Boş geçiyor. Baya bildiğini şey için yapmışlar ya. Hani bir tür şov olsun diye yapmışlar. Ellerine de para saymışlar. Ne şiş yandı ne kebap yani aslına bakarsan. Bahis oynuyordunuz mu? Yok ben oynamadım. Tyson'a oynardık. İyi ki oynamamışız. Bahis oynamış olsaydım muhtemelen bitcoin de almış olurdum. 200 dolar. Biz o zamanlar bakıyorduk Soner'de. Bir iş yapıyorduk. Orada Soner dedi ki böyle bitcoin diye bir şey var. Anlatıyor anlatıyor ben hiçbir şey anlamıyorum. O zaman 200 dolardı. Koyardık kenara 10 tane bitcoin. Şimdi sizde bu podcast'ı da evden değil de yattan falan şey yapıyorduk. Çok uçtun oğlum. 10 bitcoin 1 milyon yapıyor. O da para değil günümüzde artık. Doğru. Hani bende olduğundan demiyorum ama 100 bitcoin olmasına. Yatı olan bir arkadaşımızın yatından. Oraya kadar götürebilir o para. Oraya götürür. Yatı kiralatır. 10 tane bitcoin oluyor. Yine de burun kıvırıyorsun şuna. Aslında bir iBank'de finans yapacak olursak o 10 bitcoin'i elinde asla tutamazdım. Ben girerim yani ama gerek yok şimdi. Yine züğürdün çelesi olmasın. Bence biz bu programı birazcık züğürdün çelesi olarak yapıyoruz aslında. Çene olarak. Hani ismini keşke öyle koysaydık. Doğru. Yalan. Yalan saymaz. Piyasa pişmanlıkları üzerine. Böyle çok ucuza alıp bir kenara attığınız kripto falan yok mu ya? Bayis beni andı. Hisse falan. Benim şey var. Shibu. Shibu diye bir şey vardı bir aralar. O da coin'di. Dediler ki bu çok şey. Ama nasıl diyeyim? 0,0000001 dolar falan. Yani para değil. Ben aldım bundan böyle 100 tane mi aldım 200 tane mi aldım hatırlamıyorum. Para olmadığı için ne kadar aldım hatırlamıyorum. Buna diyorlar ki o kadar çok sıfır var ki sıfırı sayıyorlar. Yani diyor ki 7 sıfır var mesela. Sıfır atacak diyor. Hani gelişmesini böyle görüyorlar. Görüyorlar. Tamam mı? Böyle hani 1 oldu. 1 dolarda da 10 dolar oldu falan değil. Yani daha dolar olmamış. Arkada sıfırlar var. O sıralarda. Daha dolar olmamış. Yani sıfır atsa da olur. O da sana 10 kat getirir mi? Ama o kadar sıfır atacak ki. Ne kadar sıfır atacak? 7 tane sıfır atacak. 100.000'in falan geçmesi lazım herhalde. O sırada Elon Musk bunun şeyini yapıyor. Ara sıra tweet falan atıyor. Bu hakikaten yükseldi. Bu hakikaten yükseldi. Bu hakikaten yükseldi. Sen doge mi diyorsun? Yok shibu. O zaman shibu atıyordu herhalde. Ya Elon Musk mı söyledi artık? Kim söyledi bilmiyorum. O zamanlar yükseliyordu. Sonra bayağı yükseldi falan sonra sattım. Ne kadar kar ettim dersen herhalde 1000-2000 lira falandır. Çok bir şey değil. Neden sattığını cevap verme. Biz sana 1000 lira verelim. Cevap vermeyi neden sattığını. Ben sana 2000 lira vereyim. Bu konuyu bir daha bir daha anlatayım. Neden sattığını da girerse çünkü bizim bu işi yapamayacağımıza getireceğim oradan. Abi ben Nike'yi 140'tan falan almış bir adamım. 70'e falan düştü. Satmadım bak. Öyle böyle değil yani. Bana çok güvenmeyin. Ama düşen şeyi satmamak çok normal canım. Nasıl olsa çıkacak. Çıkınca zarar etmem psikolojisi var. Ama düşen bıçak da tutulmaz. Ayberk. Ayrıca kar cebeye akışır. Bunlar ekonominin temel kuralları. Düşen şeyi tutmamak için büyük pozisyon olması lazım. Yıl 2021 ya da 20 Ayberk bana dedi ki Take-Two harika hisse. Şirket finansalları çok iyi falan. Gittim baktım gerçekten iyi. Dedim lan ben bunlardan alayım bir 10 bin dolardık. Abi aldım oyun sektörü. Bok gibi bir sektör. Hisseleri hiç cazip değil. Artıyor, azalıyor ama yani 140'tan mı aldım neden aldıysam böyle. 70'leri 80'leri gördü. Ben tabii satmıyorum parayı. İhtiyacım yoktu. Sonra geçen gün 190 oldu. Dedim direkt sat yani böyle. 3 yıl tuttum sattım sonra. Ama şimdi yine yükselir o. Neyse sen hala hep öyle misin. Ayrını göreceğim ama pek bir ayrı dolmamış. Yine faizden iyi getirdi ama neyse şu an ben onu sattım artık. Uçuşa hazırdır yani. Yükselmesi önünde hiç fengal kalmadı. Şu an alabiliriz. İyi yapmışsın oyun sektörünü. Onu belki de ayrıca konuşuruz. Oyun sektörünün çıkışı durdu ya. Hep buluş tezler var. Şu olacak bu olacak atıyorum. Cloud olacak bir buluş tezdi. Esports başka bir buluş tezdi. Covid zamanı falan herkes bize gaza geldi. Yeni kullanıcılar geldi oyunları tattılar. Onlar devam eder gibi gibi. Hiçbiri olmadı. Masraflar da yukarı gitmeye devam etti. Logan ya da Candle oyun işine girse sence bir gelecek olur mu? Şirketi biraz yüzeye çıkarır mı? Çıkarmaz. Disney denedi bunu. Gerçek hayat paraleli var. Bıraktılar sonra çektiler ellerini ayaklarını. Bayağı zor iş çünkü. Disney bile gereksizliği değil. Biz yapmayalım dedi. Sonra markalarını lisanslamaya karar verdiler. Mesela Electronic Arts'a Star Wars yaptırmaya karar verdiler. Kendi stüdyolarını kapattılar. Ben yalnız oyun konusunda Iberk'in yorum yapmasını istemiyorum. Çünkü geçmişte çok fazla yorumu var. Şimdikiler de böyle tersine çıkacakmış gibi bir izlenim var. Sanki Logan girse kazanırmış gibi düşünüyorum. Kimdi bu? Bir tane adam var. Hissesenedi yorum yapıyor ama yorumu tam tersi çıkıyor. Jim Cramer. O muydu? Şey yapıyor. Tabii tabii. Bitcoin diyor bundan sonra kimse tutamaz diyor. 100.000'i geçti diyor. Bitcoin düşmüş bugün. Onun bir tane indeksini tutuyorlar. İndeks reverse Jim Cramer mı? Tam tersi. Herkesten daha fazla kazandırmış. Görüyor musun aslında o iyi bir şey değil. Farketmez ki adamın ne söylediği. O zaman reverse Iberk olacak. Sen şu an Logan girerse batar dedin. Logan girseydi uçacaktı. Girsin canım denesin tabii ki. Ama Logan eski kafa adam. Oyunlar falan açmaz o yer. Ama olur mu? Bak bu bölümde Data Mining ile ilgili bir şirketi satın al dedi. Kendal'a geldi. Neydi o? Şirketi ne oldu unutulmadı ya. Ortadan girdim konuya ama şu private equity'ci elemanla beraber toplantı yaparken söylediler bunu. 3 kişi. Orada yine Kendal'ın acılı durumlarına şahit oluyorduk. Gerçi ben daha çok oradaydım pek. Üznes'e kulak vermedim. O fikri kim veriyordu Logan'a? Arkana unutmuyor musun? Kendal vermiş. Zaten Logan diyor ya sen diyordun bunu hadi gidelim alalım diyor. Kendal da yok kağıt kürek diyor. Ben bakacağım diyor data'ya diyor. Hala bir şeylere bakıyor. Kendal'a çok emin değilmiş herhalde gelmiş babasına yumurtlamış onu. Alalım biz bunu falan demiş ama çok da emin değilmiş benim anladığım. Aslında iyi başlamıştı Kendal bölüme. Hatta bir ara Tom geldi. Bu Tom'un problemli bir durumu vardı. Onu da anlatırız. Ne yapayım demeye geldi kirli işleri. Kendal orada bir laf söyledi. Böyle bayağı afili bir laftı. Benim babam en çok pislikleri saklayan çalışanları ona söylemeden gizleyenleri çok seviyordu. Bir laf etti böyle bayağı ağdalı falan. Ağzına tıktı lafı. Benim için bok yiyenler mi ne demişti. Aynen olabilir. Tom'un ağzına lafı tıktı yolladı bunu. Tom da hehehe dedi gitti yani. Vay be dedim Kendal'da acaba böyle bir gerçeklerin düşünce var mı? Yani bunu şey yapmış mı dedim ama sonra babası yanına gelince çok kötü hareketler sergiledi. Yine bildiğimiz tanıdığımız Kendal'a dönüştü. Oğlum senin hiç ofisinde işediler mi? Bir de baban yapıyor düşünsene. Oğlum her yerin sahibi değil mi bu adam? İstediği yere işer yani. Tamam hani belki şey olarak yanlıştır insanlarla beraber çalıştığın ortam ama sonuçta. Ama şey olduğunu düşün. İşte Tom'la borç aldığın adam sana ya burada gerçek başkan kim diye soru soruyor. Herif durumlardan emin değil. Endişeli. Sen benim diyorsun. Hemen ardından baban ofisine işiyor. Çok iyi demek ki. Yani zor. Şey işte belki de yerini işaretliyor adam. Direkt yerini işaretlemiyor. Peki ben size şeyi sorayım ya. Böyle Logan orada işerken odaya biri gelse çişini durdurur mu yoksa devam eder miydi? Bence işemesini bekler. Bayağı bekler böyle. O ses çıkartır böyle kışkışkır diye. O halıya çarpa çarpa o pis pis ses çıkartır. Onu beklersin şöyle. Biraz uzaktan beklersin sıçramasın diye. Bittiğinde şeyi kapatır. Ferbaları kapatır. Arkasını döner. Der ki ben bir şey için rahatsız etmiştim sizi der. Bence hani öyle de yapmak gerekir. Ha sen Logan'ı yakalasam ne yapardım diyorsun. Öyle öyle değil miydi sonra? Logan işiyor. Aynen. Logan durur mu durmaz mı? Durmaz abi. Logan devam eder ya. Hatta birazcık kaldırır cama falan da işebilir. İşerken durdurmayacaksın. Çok kötü bir durum. Niye ya? Yok. Daha çok damlatırsın da ona olmaz. Damlamasını geçtim o tazlik falan yani sıkıntılı bence. Sağlık açısından da çok iyi bir şey değil. Çok iğrenç bir his. Bunu yapanlar bilir. Ben bir kere yapmak zorunda kaldım. Çok sarhoşluk arkadaşlarla aşırı eğleniyoruz falan. Gülüyoruz eğleniyoruz. İnanılmaz eğleniyoruz ama. Hava buz gibi gece 2-3. Sonra kişimiz geldi taksi beklerken. Dur lan şurayı işe yiyelim dedik. Arkadaşın tek iyi şeydi. Sonra aynı yere ben gittim işe yedim. Bunlar ileriden ıslık çaldı. Polis geliyor dedi. Abi ben bir durdum var ya. Ama keşke durmasaydım. Polis gelip cezamı neyse verseydi abi. Çok helaydı. Benim de bir kere başıma geldi. Uçaktaydım. Tuvaletleri kullanmadım. Çünkü işte çok fazla giden gelen vardı. Bir türlü çıkışı yapamadım. Dedim ki çıktığımda dedim havalimanında yaparım. Sonra hakikaten de öyle yapmak için böyle girdim falan havalimanına. Orada işte tuvalet buldum bir tane. Sonra geçtim. Tam yapıyorum. Bir baktım şıpışpı da alınıyor altından. Meğerse bozukmuş alet. Durdurdum ve sola geçmeye çalıştım. Abi böyle bir şey yok ya. Böyle bir rezillik yok yani. Hem durdurdum. Bir yandan hani zaten pis bir yerdesin. İşte sol tarafa geçiyorsun ama çok gerçekten hani her yerime bir şeyler saplandı o anda. Tabii bir yerlere bir şeyler de damladı ya. Çalışıyordu Allah'tan. Artık bırakırdı herhalde. Devam. Abi sen bugün deyince aklıma şey geldi. İdrarı tutmak da çok büyük sıkıntı ya. Uzun süre tutarsan kalkıp yürüyemiyorsun falan. Böyle garip garip şekillere giriyorsun. O da çok kötü bir his. Belki Logan o yüzden işlemiştir. Kalkıp yürümediğini bilmiyordum. Belli bir sene. Bak yarın bunu dene. Otur. Çok çişin varken. Deneyeyim. Baya bir şey içip. O biraz bacak kasıyla ilgili bir durum galiba. İdrar ağırlığını. Çekemiyorsun yukarı doğru. Yok artık dur. Nasıl ya? Birazcık squat falan çalışırım. Yaparım yine diye gibi düşündüm. Prostatla ilgili değil mi ya? Orada bir torba yok mu? Torbaya doluyor bunlar. İşte o torbada çok çiş varken kaldıramıyorsun. Vücudu kaldıramıyorsun. O kadar ağır. Aynen. O kadar ağır. Çok kötü. Sen, sen bizim gibi hiç tutmamışsın çişini. Sana hayat hep geldiği zaman yaptırtmış bir yerlerde. Ama Kendall'ın da bence babası oraya işedi diye milleti çağırıp herkesi de bakın buraya çişini yaptı. Ben buna parmağımla dokundum falan diye anlatması da çok çirkin bir olay değil mi ya? Oyunsa acayip zorlamaydı ya. Ayıp yani. Baban sonuçta hastalanmış. Bir şeyler olmuş falan. Gelmiş oraya da işemiş. Dersin ki tamam okey yani falan. Hani sıkıntı. Tamam baban gelmiş olabilir. Senin yerine çökmüş olabilir ama zaten onun yeriydi. Bir de millete diyor ki bu nasıl olabilir? Birisi gitsin söylesin. Kadına güzel lafı yapıştırdı. Sen gitsin söyledin mi falan diye. Böyle bir laf vardı. Kendall orada kaldı. Terbiyesiz. Eğiliyordu, kokluyordu. Emin olamıyordu. Bu sefer dokunup kokluyordu. Ben yalayacak sandım. Evet. Aynı sonuçtu. İyi ki yalamadı. Oraya kadar inmedi. Belki kamera göstermemişti. Ben ondan her şeyi beklerim. Yani o sahneyi yazanın kafasını merak ediyorum. Herif ofise girdi. Şöyle bir iki dakika ayakta durdu. Koklamaya çalıştı havayı falan. Ne oluyor ya? Burada bir şey var, bir şey var diye durdu durdu. Yürüdü. Sonra sonra dediği hareketleri yaptı. Eğildi, baktı falan. Niye o kadar uzunluğu o sahne bilmiyorum. İşemiş işte herif çak. Bence orada bir şey anlatıyor. Yazarlar bize de. Bence biz anlamamışız. Bir kere travma yaşadı orada galiba. Yani anladı. Sidik kokuyor. Bir türlü şey yapamadı ama nasıl olabilir çözemedim. Siz hiç halıda sidik kokladınız mı? Hatırlayamadım. Köpeğiniz yok. Burası sidik kokuyor diye girdiğin yerde mi? Yok. Aynen köpek. Eve giriyorsunuz. Böyle bir sidik kokusu geliyor. Ağır ağır. Sonra o acaba nerede diye yere dokunmaya başlıyorsunuz. Scandal gibi. Sen tanıdıksın yani burayı. Ama hiç dokunmuyorsun. Yani koku zaten seni götürüyor oraya. Hadi en fazla dokunursun da. Keskin bir koku. Dayanamamış mı işemiş yoksa size karşı bir tavır olarak mı işemiş? Papiyken işiyorlar bunlar ufakken. Tutamıyorlar. Belli bir şeyleri var. Saatleri var. Tut tut tut. Bir de ama çıkartmazsan tavırlı olarak işiyorlarmış. Ben şeyi çok merak ediyorum. Tavırlı olarak işediğindeki kokuyla normalde kaçırdığındaki koku aynı mı? Ooo güzel soru. Ya. Tavırlı olarak sıçıyorlar mı? O da var mı? Vardı galiba ya. Yatağı yapan vardı. Hani evdesin sahibin yok yumurtayı soğanı falan gibi köpük öyle sıçıyorsun. Yatağı yapan kedi köpek miydi ya yoksa ben onu başka bir yerde mi izledim? Johnny Depp'in şeyinde mi izlemiştim ya? Onun eski karısı mı? Yatağı yapmıştı. Neyse çok karıştırdım. 20'yim detaya. Nereye gittin abi sen? Peki pisliklerden bahsederken Tom'un saklamaya çalıştığı pisliği bence bir değinelim. Yani bölümün başında bir pislik buldu. Ne olduğunu başta anlamadık ama sonradan anlatıyor. Bu onu hakikaten böyle bir rahatsız etti. Herkese bir söyleme isteği bunu nasıl çözelim? Deme isteği falan oluştu. Sonra bir ara yani Tom'a çok yüklendik hani pis bir karakter. Shiv'le konuşurken şey dedi. Ya ben bunu işte anlatmak istiyorum. İşte bir toplantı yapayım. Herkese anlatayım. Hani içinde de tutmak da istemiyor. Sonrasında da işte bir basın toplantısı yaparız. Sorumluları buluruz falan dedi. Böyle bir şeyler söyledi. Daha doğrusu sorumluları ortaya atarız falan gibi bir şey söyledi. Orada yine bozuldu tabii. Ya onunla ilgili ne düşünüyorsunuz? Yani Tom niye böyle değişti bir anda? Havlunun altına süpürmek yerine. Zor bir soru sordum galiba. İkiniz de havaya bakıyorsunuz. Ben pek sallamadım da o sahneleri. Tom'un derdini falan filan. Ya bir olaylar olmuş galiba. Bir şeyde kruz gemisinde mi oluyordu? Yok. Soner daha iyi biliyordur sanki. Daha iyi biliyor gibi görüyor. Bir anlatırsan, aydınlatırsan bizi. Abi Tom bunları öğreniyor. Daha sonra birilerine anlatmak istiyor. Çünkü tek başına olayı handle edebilecek potansiyeli yok. Olayı nasıl çözeceğini bilmiyor. Çünkü muhtemelen hayatı boyunca hiçbir şeyi çözmemiş. İlk önce gidiyor, Shiva anlatıyor, Greg'i anlatıyor. Hatta Kendall'a gidip onu söylemeye çalışıyor. Kendall boku temizlemek yerine sen bir onu ye diyor. Sonra ben temiz adamı oynuyorum. Ben onu oynayacağım diyor. Ama gerizekalı Shiva'dan ilk dayağı yiyor. Shiva diyor ki, ya tamam diyor ama ondan sonra bir şey yapmıyor. Sonra baloya gittikleri zaman Tom'un yanına neydi bizim kadının adı? Jerry geliyor. Jerry'i de değil mi? Diyor ki, Tom onu yapma diyor. Tom aslında çok büyük bir ihanete uğradığını hissediyor. Tom bence iyi adam olmuyor burada Hakan. Yani Tom yine pısırık bir adam. Ne yapacağını bilemiyor. Herkesten yardım dileniyor. Ve kurduğu tek bir plan var. O plan da hiç işe yaramayacak bir plan. Düşünsene abi ailen bir pislik yapmış. Sekiz on tane dansçı kadını öldürülmüş. Onların hepsini gizlemişler. Sen diyorsun ki çıkıp ben bunu anlatacağım herkese diyorsun. Yok öldürmemiş de şeye uğramış. Bir şeye uğramış. Galiba ölüm de var. Yanlış hatırlamıyorum. Onları bilmiyor. Oha lan ne kadar pis bir yandanmış. Ben şeyi anlamadım o sahnelerde yalnız. Hani Tom'un basın toplantısı yapacağını Jerry'e kim söyledi? Greg mi söyledi? Hatırlamıyorum. Tahminde bulunacağım. Greg diyorum. Umarım doğrudur. Erbek? Tom basın toplantısı yapacağını hatırlattım. Siz o sahneye puanınız kaç olur bu arada? Tom, Greg'e şey diyor ya git işte bir tane yaşlı bekar bir tane dul bir tane kadın bul onunla takıl diyor. Bölümün bir yerinde Greg'e yaşlı bir kadına yalakalık yaparken gösteriyor. Ben o sahneye onun üzerinden dokuz veriyorum abi temiz. Atladım evet. Öyle pis sahneler vardı. İki üç tanesi aklımda benim de. Hani böyle acı gerçekler mi desen? Rahatsız acı gerçekler mi? desem. O tarz çekilmiş ufak şeyler. Bir tanesi buydu bence. Senin dediğin. Bir tanesi şeydi Roman bir tane garsonla dalga geçiyor ya hadi numarasını istesene falan diyor. Garson işte kıza yazma ayağında. Kızı da galiba bölümün başında Roman'la beraber görüyoruz. Roman'ın sevgililerinden biri. Gidiyor bunların yanına. Tabii dalgasını geçecek işte. Garsonla şey diyor. Sorsana telefonunu madem yazmaya çalışıyorsun diyor. Kadın da bayağı rahatsız oluyor ama kadın okey diyor veriyor telefonunu falan. Sonra bu garsonu dispus ediyor git bana bir şarap getir falan filan diyor. Bayağı pis davranıyor yani kadın da bunların hepsini görüyor. Üstelik bölümün başında da kadını banyodan kovmuştu mesela. Ben sensiz, sen varken osuramıyorum falan gibi bir şey demişti. Herif yani pisliğin önde gideni. Kadına hiç iyi davranmıyor. Bütün bunlara rağmen galiba bölüm sonunda yine kadın telefonunu verdiği garson da değildi de Roman'la beraber takılıyordu. Bir bunu söyleyebilirim. Orada şey var aslında. Biz Roman'ın bir şey mi atladım acaba? Psikolojisindeki sorunu anlıyoruz. Çünkü orada mesela garson arıyor. Garson aradığında bu manyak gaza geliyor. Eee galiba yani şeyi böyle çözüyor. Sertleşme problemi. Bilmiyorum. Ya da ne bileyim fantezi kuruyor herhalde. Ya da bildiğin manyak yani hani bilip bir nedeni yok. Manyaklık yapıp sonrasında onu gaza getiriyor dolu gör. Çünkü aynısı geçen bölümde de vardı. Gitti cama cama yapmak ne lan. Yani terbiyem izin vermedi. O CEO'nun şeyiydi. Ofise ilk girişiydi galiba CEO ofisine. Ben buradayız ne yapayım diye düşündü. Onu uygun gördü. O dediğin telefon detayını atlamışım ben de. İşte kadın o kadar pisliğe rağmen. Bölüm başında tuvalet sahnesinde ya da banyo sahnesinde kadın gayet flörtü bir şekilde gidip Roman'a yaklaşıyor. Aslında orada silinmek istiyor. Roman orada onu reddediyor. Arkanın dediği gibi. O adam arasında durduğu zaman sevişmeye karar veriyor. Ya aslında o ofisindeki mastürbasyon sahnesinde de böyle. Hani bütün şehir ya da bütün herkes benim imajı veriyor Roman. O kafada. Ama psikolojik problemi ne yani bir hani kız arkadaşının başkası istediği zaman onunla sevişmek istemenin bir adı var mı abi? Böyle bir sapkınlık var mı? Sapkınlık değil böyle bir his var mı? Kıskançlık. Manyaklık. Benim sadece düz manyaklık olarak geldi bana. Yani bilmediğim için hiçbir fikrim yok yani psikolojiyle ilgili çok bir şey konuşamadığım için bana düz insan olarak manyak diyorum. O manyaklığa artık yolu. Kıskançlık da mantıklı aslında ya. Peki şeyi soracağım. Kendall'la ilgili. Kendall iyi başladı dedik ama ondan sonra yine patladı her zamanki gibi. Sonrasında Kendall bir balo düzenliyorlardı galiba. Yardım balosu. Yardım balosunda konuşma yapacak. Yani Kendall'ın konuşacağı da belli. Ama babası da geliyor. Yani geleceğim geleceğim diye tutturuyor. Geliyor. Gelir yani iğnesine vurunuyor falan. Hani iğne vurulup maça çıkan futbolcular gibi. O da ağrılarını dindirip geliyor. Sonra Kendall'ın yazdığı konuşmayı görüyor. Ve konuşmada Kendall gitmiş bir tane ekstradan satır ekletmiş ve satırda babasının emekli olacağını söylüyor. Kendall bu terbiyesizi yaptıktan sonra sanki bunun duyulmayacağını düşünerek hala konuşmayı kendisi yapacağını düşünüyor falan. Sonra bu Logan diyor ki ben yapacağım ve değiştiriyor. Kendall yine şok. Sonra adam gidiyor konuşmasını da yapıyor. Banyoda güçlü bir konuşma yapıyor falan. O zorluklarla. Yani sağlık problemleri falan var. İndiğinde Kendall'a ne yaptın baba falan triplere giriyor. Çünkü Logan diyor ki ben buradayım artık. Bundan sonra baş benim falan diyor. Kendall'a adam çok bariz bir şekilde yani niye benimle ilgili, emeklilikle ilgili bunu, bu satırı ekledin diyor. Kendall orada bir cevap veriyor ve ben dedim ki yani lanet olsun Kendall sana. Yani bu kadar da olmaz. Çünkü Kendall dedi ki ben şaka yapacaktım. Ya hani göt birdi, Tom iki oldu o anda gözümde. Ya komik bir şey soracağım. Tom tereyağında takan elemandı değil mi? O Connor. Kardeşim. Connor pardon. Tom kardeş değil. Ayberk öğreneceksin az kaldı. Sen... Tom kimin kardeşi? Onu bilmiyoruz. Annesi babası kim falan diye geliyormuş. Öyle şeyler yok şu anda dizide. Umarım izliyorsundur diye düşünüyorum ben. Çünkü geçen bölümde de böyle şeylerle karşılaştık senin taraftan. Ya biz bu podcast'ı sana çekiyoruz temelde. İnşallah izliyorsunuz. İzliyorum da egzersiz yaparak falan izlemeye çalışıyorum. Sadece oturup diziyi izlemek zaman kaybı gibi geliyor. Güzel dizi ama. Bu tereyağ olayı neydi? Tereyağ olayı çok komikti. Bu Connor şu çiftçi ekmek getiren doğum gününde değil mi o adam? Hiçbir şeyle tuzu olmayan herif, hiçbir şeyi kafaya takmayan adam. Bir anda canavara dönüştü. Tereyağını soğuk servis ettiler diye. Ve mutfaktaki heriflere çattı. Onun da böyle hassasiyetleri varmış diye anladık. Hani böyle şirketin gidişatını falan pek umursamıyor ama yemeği nasıl servis edilmiş diye. Bir ara babası da şey dedi. İnsanlara emir vermek ne kadar güzel bir şey biriymiş dedi. Ya da ben buna alıştım artık bırakamam mı dedi. Mutfak yüzünden mi? Evet evet galiba. Mutfakta yağdırıyordu ya. Aynen. Ben onu unuttum. Ne rezil erişmiş be. Baya şeyi gördük ya. İnsanlıktan bir anda çıkışını gördük yani. İki tane adama bağırdı ve insanktan çıktı. Şey vardı bir de. Dansçılarla konuştuğu sahne beni benden aldı ya. Acayip kötüydü o sahne. Yani rahatsız olduğum yerlerden biri de oydu. Ya aslında sen ben böyle beraber el ele versek ben işte ezilenlerin halinden anlarım falan filan gibi bir konuşma yapıyordu. Çok kötüydü. Ama Connor'ın sekansını vermemiz gerekiyor. Connor ilk başta gidiyor babası geldiği zaman hoş geldin diyor. Tereyağının ekmeği sürülmediğini görüyor. Marge orada tereyağı sürmeye çalışıyor. Ve şey diyor. Ben Kendall'ın konuşmasını gördüm. İşte emekliliğini açıklayacak diyor. Logan diyor. Aslan oğlum benim diyor. Sen zaten mükemmelsin diyor. Çok teşekkür ederim diyor. Ondan sonra o teşekkürü aldıktan sonra Connor gidip şey diyor. Oo hepiniz harikasınız. Muhteşem bir event yapıyoruz. Harikasınız falan diyor böyle. Ya babasının onun ne kadar eziğini, onun onayına ne kadar ihtiyacı olduğunu çok net görüyoruz. Connor'dan bir bok olmayacağını da oradan anlıyoruz yani. Gidip Kendall'a da söylemiyor. Kendall kardeşim sen böyle bir şey konuşacaksın da babamla konuştum demek yerine direkt babasına gidiyor. Böyle kardeş olmaz olsun. Rezalet. Al birini vur o tekini. Ama Kendall sahnesinde şeyi sorayım Erkan bende sana. Hani Kendall gerçekten şaka yapacak mıydı yoksa açıklayacak mıydı? Yok ya açıklardı o. Babasıyla o konuşmayı yaptıktan sonra babası düşecek gibi oluyor. Kendall tutuyor mesela. O tutmasını da aslında hem babasının çok sevdiğini gösteriyor hem de... Yok ben... Tutunca ben şey dedim. Herhalde gerçekten şaka yapacaktı bu adam. Kendall'ı yine üzdülüldün dedim. Bence ne yapıyor biliyor musun? Dur ben kafamı toplayayım bir. Bence zayıf bir karakter olduğu için böyle bir durumda aradan ben bunu söylerim ve çıkarım diye umuyor. Tamam mı? Ama uğultular yükselirse şakaya vurdururum diyor. Tamam mı? Bu tamamen şey ne oraya ne buraya. Yani karaktersiz demek istemiyorum ama karaktersiz bir karakter. Bunu yaptığında hep bir yan çiziyor. Orada da mesela babasını tutmasa babası gömer bunu bir daha yanına mı yaklaştırır? O ikisinin arasında kaldığı için tutuyor. Ama yine de pozitif karşılanmıyor babası tarafından. Çünkü bunun olduğu için tuttuğunu biliyor yani babası. Böyle bir çıkarım yapabildim. Yani hayır şaka maka yapmayacaktı. Babam da gelmez diye düşündü. Orada da diyecekti ki hayallerde yaşıyor. Diyecekti ki babam da emekli oldu. Bakın burada da yok. Ben varım. Sonra Stuvi ile görüşecekti. Bak gördün mü konuşmayı yaptım. Ne kadar da güzel yaptım arkadaşım diyecekti. Stuvi bunun arkadaşı galiba bir yerlerden. Bilmiyorum tam. Hayal. Hayal aleminde yaşıyor ama babası geldiğinde çatır çatır çatlıyor o hayaller bence. Çok sert girdim ama kusura bakmasınlar. Aynen göt'e göt demek lazım abi. Yani sonuçta bu diziyi nasıl hissediyorsak öyle açıklamalar yapmamız lazım. Bizi dinleyen 10 kişi bizden bunu bekliyor. Ama iş aleminde mesela bunu yapmak çalıştığımız şeylerde böyle mi yapmak gerekiyor peki? Yoksa politik mi buna davranmak gerekiyor? Bu soruyu Ayberk'e yöneltmek istiyorum ben. Göt'e göt diyebileceğin az sayıda iş yeri var diyebiliyorum. Meritokrasi odaklı yerlerde galiba yapabilirsin. Bakkalda da yapabilirsin bence. Bakkal kaldı mı? Kalsaydı yapardın. Bakkal senin mesela. Çırağına bir şey söylüyorsun. Ama çırak sana söyleyemiyor değil mi yine? Doğru. Bakkal asla ölmez Ayberk. Çık sokağa bak bakalım kaç tane Hint marketi var etrafında. Biraz arka sokaklara git ama. Zengin sokaklarda dolaşma. Hague'dan çıkarsa biraz görebilir belki öyle şeyleri ama. Hollanda'nın en elit yeri diyebilir miyiz Hague'a? Pardon The Hague. Diyemeyisi yok. Wasenaar var mesela daha elit. Havain'de. Buradan 10 km. Ben orayı hiç görmedim. Demek ki sadece elit olanlar gidebiliyor. Güzel bir havada geldi. Gideriz bisiklete. Keyifli keyifli. Ankara'da kar var. Bundan daha güzelse gelirim. Burada da yağdı. Şimdi burası da değil. Güzel. Mayıs'ta gel. Ama Mayıs'ta mı? Burada hayat diye bir şey yok. Ayberk 2027'de geleyim. Mayıs ne? 6 ay sonrası. Çünkü 6 ay burada insanlar yaşamıyorlar. İnsanlar kıçlarından buluyorlar burada. Ben öyle diyorum ona. Güneş yok. Bol alkol var. Yağmur, çamur. Öyle 6 ay yaşayıp 6 ay kıçtan alma şeklinde. Hollanda'daki hayat kısaca. Dinleyicilerimiz affediyorsun. Hollanda'da 6 ay insanlar yaşamazken götlerinin fotoğrafını sosyal medyaya koyuyor mu? Bu bölüm öyle de bir şey oldu. Evet onu hiç anlamadım. Göt muhabbeti neydi? Kimin götüydü falan derdi. Takip edemedim orayı. Senetörün yardımcılığını yapıyor ya da danışmanlığını. Onun danışmanlığı yaptığı kadının kocası kıçının fotoğrafını internete koyuyor. Bunlar bunun yayınını yapıyordu galiba. Onunla ilgili bir hikaye vardı. Şiv yayını durdurun diyordu. Kendi elemanlarına. Elemanı da buna atar yapıyordu. Sen mi bileceksin, ben mi bileceğim diyordu. Sen buradasın çünkü ailenin adı binanın önünde yazılıyor. Yani bu da bir şey. Yani bu da bir şey. Yani bu da bir şey. Ailenin adı binanın önünde yazıldı. O yüzden bir şey diyordu. Şiv de bir şey diyemiyordu orada. Çok şaşırmışlar. Burası bende yok. Mesela ben her bölümün bir kısmını kaçırıyorum. Bu ilk kısmı değildi aslında. Fark etmek istemiyorum. Herhangi bir bölümün içerisinde bir şey anlatıyorsunuz ve ben hiç görmemişim. Ben bölümdeyken tuvalete falan mı gidiyorum, şişimi falan mı yapıyorum acaba? Abi göt fotoğrafını görmedin mi? Yok hiç görmedim. O zaman kesin tuvalete gittin Erkan. O zaman kesin tuvalete gittin Erkan. Yok canım gitmemişim. Bazı şeyleri rahatlıyoruz o bandı oluyor. Siz şimdi şeyi konuştunuz ya. Bak neyi konuştuğunuzu bile hatırlamıyorum ama demin girememiştim yani çünkü hiç yazmamışım ona bir şekilde orası. Arada düşüncelere dalıyoruz ya bence açıklamaya. Ama bu bin bir tane derdin var anasını satayım. 50 dakikalık dizinin her karesine de odaklanacak değilsin ya. Arada transa geçiyorsun. Olabilir. Yani izlerken dalabiliyorsun demek ki. Tabii tabii. Sadece sabit şeylere dalınmaz aynı zamanda hareketli olan şeylere bakarken de dalınabilirmiş. Uyurken rüya görüyoruz mesela. Bunun ikisi bir araya kası olmadığı da kesinlikle eminim ama seni kırmamak için söylemeyeceğim bunu. Tom'un bir şeyine çok güldüm ben bu bölümde. Logan çıkacağı anons edildiğinde dediler ki işte bir programda değişiklik var. Logan gelecek ve konuşacak dediler. Orada Tom bir laf etti. Çok güldüm ona. O da şey dedi. Aa hemen Elvis mi geliyor bir ön grup falan çıkmayacak mıydı dedi. Çok eğlenceli geldi bana. Orası. Tom'un böyle bir yönü de varmış. Bayağı espri yapabilen. Çok eğlendim. Hala söylemediniz. Tom kim ya? Şey yapalım. Şimdi oraya sığacağım. Bir tane daha çekelim bundan. Bu bölümü dördüncü bölüm podcast'ını bir kere daha yapalım. Yok ben sevmedim dördü. Dördü bir an önce geçelim. Ama bir şey ayar olmuştum ben de. Jerry pardon. Kendall Jerry'den bir şey rica ediyordu. Git şu elemanı durdur diyordu. Çok kritik bu durum diyordu. Konuşmasın. Kendinde değil. İşte kötü olay olacak. Bu herif mikrofonu ne yapıyorsa falan. Hiçbir şey de olmadı. Kadın da okey diyordu. Sanıyorsun ki sen gidecek hakikaten bir şeyler söyleyecek, durduracak. Kadın orada herhalde şey diye düşünüyordu. Yani bu adamı benim durdurmaya mümkün değil. Kendall'ı da sallamıyor zaten. En iyisi ben bu adama gaz vereyim. Gaz verirsem belki performansı artar diye mi düşünüyordu? Yoksa sadece Kendall'a mı gıcıktı? Abicim yani böyle bir durumda İşte gidip tersini söylüyor. Kendall gidip kendisi söyleyemiyor. Başkasına gidip sen şunu söylesene deyip oraya atıyor. Şimdi bunlar para yani bunlar maaşlı çalışan. Kendall oğlu bile düşün yani. Her bir yerden kovmaz da. Kendall rekabet ediyor ya adamla o mu ben mi şeklinde falan. Fark eder mi abi? Kadın maaşlı çalışan olarak oraya gidiyor. Bunu söylemeyi yani şeyi söylemeyi fikrini göze almıyor. Ve diyor ki bana ne diyor yani kendi aralarındaki sorun kendileri çözsünler. Veriyor gazı Logan'a en azından ona puan olarak hanesine yazılacak. Bence çok mantıklı. Git arandaki şeyi kendin çöz. Niye kadına söylüyorsun da bunu söyle falan diyorsun. Git babanın yanına de ki sen anlat çıkamazsın. Bir şey söylersinler. Yemiyor herhalde. Kadını yaptı mı artık? Kadın diyoruz ismini unuttuk ya. Jerry ya o. Jerry diyelim mi? Ama Jerry'e mesela güvenemediğini görüyorsun Kendall'ın. Daha doğrusu güvendiğini ama Jerry'nin umurunda olmadığını görüyorsun. Yani Kendall'ı kim sallıyor ki Jerry sallasın. Abi zaten Jerry en güçlü karakter. En güçlü karakter olmasının nedeni de hiçbir şeye karışmaması ve Logan'a hep evet demesi bence. Ya Logan'a karşı bir şey gidip kardeş sen bu konuşmayı yapma bak oğlum CEO olacak. Geliyor gümbür gümbür diyemez yani dese çünkü biliyor Logan'ın tam tersini yapıp Jerry'i anında kovacağını. Arkana dediği gibi. Bir şey olmuş mudur? Jerry-Logan aşkı yaşanmış mıdır? Ofiste en azından biraz. Kapalı kapılar altında. Ünitörün yanında değil. Abi Jerry fena değil. 30 yıldır çalışıyorsa neden olmasın yani? 30 yıl önce galiba erkekler daha rahattı. Ofis işinde ortamında. Şimdi belki zor ama 30 yıl önce olmuşsa olmuştur diyelim. Peki bölüme puanımız kaç? Bugün puanımızı bence 40 üzerinden verelim. 27 Kurt Cobain. 32 veriyorum en az. Bu arada bu arada Isparta. 27 lira. Bilmiyorum. Kurt Cobain de iyi mi oğlum? Amy Winehouse olsun hadi senin için. Ben de o zaman 33 veriyorum. 33 Tantuni. Müthiş. En iyisin sen. Biraz açıktım. Kralsın. Olsa yerdik. O modadaydı değil mi? Bir tane Tantuni cizi vardı. O iyiydi. O bozmuş da. Sen bölümümüzün sponsoru olan yemek sepetinden hemen girip bir Tantuni siparişi verebilirsin. Gülüşmeler. Biliyorsun ilk Tantuni siparişine özel bir kampanyamız var. Tantuni'nin yanında sana bir tane ayran ve bir tane kavun gönderiyorlar. Gülüşmeler. Kavun iyiymiş. Kavun iyi yani. Kavun izleyin. Haftada kaç gün evden sipariş veriyorsunuz? Ben mi? Dışarıdan. Biz sıfır herhalde. Biz her gün kendimiz yapıyoruz genelde. Haftada üç gün diyebilirim. Üç full gün ama yani. Haftada bir ya da iki benim de. Yani hani hem öğlen hem akşam gibi. Sabah akşam. Ben öğün sayısı olarak söyledim. Sen bayağı yürüyor musun yani? Altı kere falan yürüyorsun. Evet. Hem kaliteden şikayet et. İşte o yüzden kalitesini anlayabiliyorum. Kalitesiz olduklarını daha doğrusu. Sabah kahvaltıya pizza söyledik. Bir. Bu hafta bir. Geçtiğimiz haftada bir dinar vermişizdir. Genelde bir veriyoruz biz Marks'ın. George sabah açık olan pizzacı iyi pizzacı değildir. Ne söylediniz merak ettim. New York pizza söyledik ama Kahvaltı mühendis şeyleri yok herhalde. Restoranları falan yok. Kahvaltı veren yerler var mı? Yok. Breastfair'ler var. Kahvaltı yerleri de var aslında ama giydirmen lazım. Eve getirmen lazım. Götürmediniz de o yüzden bilmiyorum galiba. Aaa Mayıs'ta gelmiyorsun tabi. O zaman bir bölümün daha sonuna geldik. Ayberk'in izleyip izlemediğine tam emin değiliz ama bence iyi bir bölümdü. Güzel konuştuk. O yüzden herkese teşekkür etmek istiyorum. Hoşçakalın bir bölümde daha görüşmek üzere. Hoşçakalınız. Kavunlu tantumiyeti eksik olmayın. Hoşçakalın. Altyazı M.K.