Dertleri bir türlü bitmek bilmeyen ailemiz nihayet terapi yapmaya karar veriyor ve rotalarını New Mexico’daki Connor’ın evine çeviriyorlar. Tabii, bu aileye terapi demek, aslında olayların iyice karışacağı anlamına geliyor! Kendall, tam bir sanatçı edasıyla önce ‘asla gelmem’ diye tutturuyor ama sonra yine olay çıkaracağı belli bir şekilde kapıda bitiyor. Shiv ise iş teklifini kabul ediyor ve bu yeni dönüm noktasını oldukça kendine has bir şekilde kutluyor🫦. Ancak ne yazık ki Kendall için işler yine kötüye gidiyor; ışıltılı yalanların ardında ickiye ve uyuşturucuya geri dönüyor, bu da hepimizi gerçekten derinden üzüyor. 🥲
İzlediniz değil mi bölümü? Yeni yani tekrar. Yanlış bölüm izlemedim değil mi ya ben? Şeye gittikleri bölümde bu. Teksas'a. New Mexico. New Mexico Teksas bunlar aynı yerler mi? Galiba. Değil. Pardon doğru doğru. İkisi de state. Ama yan yana mı değil mi bunlar? Teksas gibi geldi bana. Amerika'nın güney ortası hep şey ya. Zaten çöl. Çöl var. O yüzden çok benzer. New Mexico daha batıda galiba Teksas'a göre. Emin değilim ama. Çünkü Kaliforniya'ya falan daha yakın diye biliyorum. O yüzden Meksiko demişlerdir herhalde. Meksika sınırına yakınsa. Evi iyiydi. Sadece evle ilgili bence şey problemi vardı. Güneş paleli yoktu hiçbir yerinde. Mimar gözüyle baktın değil mi? Yok ya. Baya bildiğin şey. Yeşil enerji gözüyle baktım. Şey yoktu. Hiç güneş enerjisi paleli yoktu. O kadar güneş. Aynen. O saçmaydı. Demek ki o dönemde. Hala. Bunlar daha yaygın değilmiş. Belki de zengin adamın umurunda değil böyle şeyler. Ama abi arabası Tesla. KR diyor. Aslında umursuyor. Umursadığını gösteriyor. Ama güneş paleli yok. Güzel nokta. Onlar Tesla mıydı peki o ışıklar? Kanır'ınki Tesla'ydı. Babası falan tabii ki şeyle Kadillac'la geldi de. Pardon. Kanır arkadaşını almaya Tesla'yı gönderiyor mesela. Şif. Santa Fe'ye giderken o da Tesla'ya biniyor. Ama güneş paleli yok. Olmadı o tutar somuş. Bir dahaki şeyde artık. Sezonda diyeceğim ama. Ben bu bölüm iki yerde çok büyük afalladım abi. Birincisi bölümün sonunda havuzdan çıkan Logan'ın sırtındaki kesikler. İkincisi Kendall'ın New Mexico'da Allah'ın affettiği bir yerdeki bir barda gidip ayıklığını bozması. Hımm. İlk önce. Ayıklığını neden bozduğu ben anlamadım. O zaten pivot şey onu konuşuruz da şeyi merak ettim. Logan'ın sırtında ne vardı benden karşıma şu. Yara izleri abi. Yani. Allah Allah. Muhtemelen de işte küçüklüğünden falan kaynaklanıyor. Hatta o bir olayla bağlantılı. Yani aslında ne kadar çok ne diyeyim ailesinde dayağın ve işte işkence mi diyeyim bilmiyorum işkence değil. Hımm. Ben Parliament'ta die Phase 3'ünü Θ frequencies'a verì worse belly yaygscreams but nothing this guy ever said. Eğerточu 3 çizimde, sa derivatı görmek 파리ا 그� envelope ourselves sö красивا 그 세�앙이다 vir whoever works at home anticipating we are up altogether small old pero biology weeks ie pямırhao beast s gesagtlar battery qualité yani cihano the eye mentioning the distribution тоже億と思います yani konusundarait actually moving warriors love sesp полiy Enlightened êtes đem detachı öw Road does not change, you know, children are hurt, they live in możli bakıyorum o Muy ür loc medillamı awesome ama çok Cover Center der Is it a good channel world high school in suçluёлgram ovaya çalışkor Bishop Gag với On Tok'in sınırı var eh los By Canlıktaymış benden tamamen kaçmış. Eyvallah. Küçük nüansları Aybak yakalayalım lütfen. Daha iyi çaba göstereceğim. Neyse sözü öner. İkinci şeye girsin. Hayır abi. Erkan o kadar nazik ki küçük nüanslar dedi. Küçük değil. Eşek kadar kolay. Adamlar göstere göstere anlattılar bunu. En son sahneye de bunu kocaman kocaman adamın sırtını. Ben orada çerez tabağını boşaltmaya kalkıyordum galiba. Peki sen bu bölümü izledikten sonra büyük bir heyecanla inanılmaz rebound geldi. Ne kadar güzel bölüm diye niye dedin abi bunu anlamadıysan. Ama rebound şimdi Logan'dan gelmedi. Rebound Kendall'dan geldi. Kendall çıktı tepede böyle bir zirve pozu verdi ya. Bir de bölümün de adı Osterlitz. Osterlitz'in ne olduğunu biliyorsunuz diye bahsediyorum. Ben de. Osterlitz Napolyon'un ünlü zaferlerinden biri. Fransız devrim savaşları yıllarında. Şehirlere karşı. Basically Fransa tek. Herkes bir şeklinde bir savaş. Birazcık ona gönderme. Kendall tek kalıyor ya bu bölümün başında. Herkes bir işte. Kendall'a karşı gibi. Ama Kendall da ingenious bir şekilde halka karışarak drag falan kullanarak halka karışarak drag falan kullanarak halka karışarak drag falan kullanarak gayet babasının da birazcık ağzının payını vererek iyi bir şekilde bitiriyor bölümü. Yani Napolyon'un Osterlitz zaferinde diğer krallara karşı ingenious bir şekilde kazanmasına gönderme. Nasıl zaferle bitiriyor ya? Ayıklığını bozuyor. Ayıklığını bozması yarıyor Kendall'a. Ben öyle yorumladım. Yani hani Kendall'dan beklediğim rebound meğer böyle herifin ayıklığını bozmasına bağlıymış. Birazcık acı bir durum ama ayıklığını bozduğunda acayip cool bir adama dönüştü kendisi. Cool bir adama mı dönüştü? Üstündekiler evet biraz daha böyle şey artık takım elbiseden çıkıp başka bir forma girdiği için o olmuş olabilir. Bir ikincisi de şey lafı çok... Davranışları da öyleydi. Aa evet dur. Şey çok önemliydi. Babasına sen bizi kıskanıyorsun dedi. Değil mi? Evet evet. Orada şey dedi yani bizim böyle hani para içinde büyümemizi kıskanıyorsun gibi bir şey söyledi. Ve babası orada böyle koptu. Gerçekten doğru olan oymuş herhalde. Yani çünkü babası işte kendisi öyle büyümemiş. Acayip bir ortamda büyümüş. Kötü bir ortamda büyümüş. Ve kendi çocuklarına onlar iyi ortamda büyüdü diye bir taraftan da sinir oluyor yani. Daha çok şey yapmaları bundan bekliyor galiba. O ilginç bir tespit. Bir de sen başkanlara yüksek seviye fahişelik yapıyorsun gibi bir şey söyledi. You are a high class whore for the presidents. Gibi bir şeyler söyledi. Babasına karşı öyle laflar ediyor olması. Yani o da sonuçta parasını kazan kendi harcadığı parayı babası öyle kazanıyor olabilir de babasına niye bunu söylüyor onu da çok algılayamadım. Ama ilk kez söylüyor olmasında işte esas olay. Babası o kadar şaşırdık üstüne yürüdü Kendall'ın. Kendall orada bile çok cooldu. Geliyorsan gel hadi bakalım der gibi. Hani böyle boyunlu bir Kendall. Kendall yoktu. Tamam canım onu diyorum. Bu arada aldığı kullandığı mat mavi değildi herhalde abi. Siyahtı. Yani Breaking Bad'den Heisenberg'den gelen bir şey değil yani. Maltiverse yok diyorsun. Tabii oğlum. New Mexico'da kötü mağlıyor olduktur abi. Vay be. Napolyon'un şeyinden alınmış ya bu sahne. Bölümün ismi. Güzelmiş. Ya çiftliğin adıymış aynı zamanda. Eskiden ne demişti kadın? Politically incorrect bir ismi varmış. Yeni ismine o stilist koymuş işte Connor. Connor dedi mi adımın adı? Aha. Öğreneceğiz bunları öğreneceğiz. Ama Connor da yani son öğrenilecek adam. Eşek Connor. Gerizekalı ya abi. Connor'a çok üzülüyorum. Çok saf ya abi. Gelmiş 60 yaşında. Hala babasının söylediklerini falan her şeyi ciddiye alıyor. Roman gibi. Roman'ın büyük hali. Roman saf değil ya o kadar. Saf mı? Bana öyle gelmiyor en azından. Ben abi iddia ediyorum. Roman'ın 20 yıl sonra bir kâhini yapsınlar. Senaristler Connor'ı yazmazsa adam değilim yani. Ya Connor'ın o hayat kadınıyla olan ilişkisi hakkında ne düşünüyorsunuz? O sahneler çok acıklı değil mi? Roman'dan öyle bir şey sen hayal eder misin? İşte ben sana aşığım. Sen bana aşık mısın? Senle işte şöyle çok güzel yaşayacağız. Ben sana burada kahve yaparım. Starbucks'a gitmene ne gerek var? Yani ne kadar sahne varsa hepsi bana ayrı bir acı verdi. Hiç halden anlamıyor ya. Yazık. Connor acı nasıl durumda? O kadar da meşgul. Mecbur yani. Başka hayatında hiç kimse yok. Saçma sapan bir komşusu var. İşte o da geliyor aptal aptal babasıyla konuşuyor. Onu gönderiyor falan. Yani Connor'ın kadını olan sahneleri gerçekten üzücü. Connor adına üzücü. Benim için çok komik. Artık ben diziyi taşağa vurup izlediğim için çok eğleniyorum. Ama öyle. Ama oturup Connor için ağlayacak değilim. Kız için üzülüyor muyum? Ben bu bölümü izlerken onu düşündüm. Kız aslında parasını kazanıp tiyatro miyatro senaryo o işlerle uğraşmak istiyor. Aslında güzel iş. O açıdan bakarsan. Ama hani sarılma sahneleri vardı ya. O da kızın surat ifadesini görünce yoklar çekilmez dedim. Ve ben şeyi düşündüm abi. Gece kaç dolar alıyor bu kız aşağı diye düşündüm. 2000 daha başlıyordur. Kız onun hesabını yaptı orada. 2000 ne ya saçmalama. Sarılırken bir hesabını yaptı orada yani. Benim aldığım paraya bu çileçek. Çekilir mi falan diye bir düşündü herhalde. 5k çekiyorum. Ama ilk sezon çekildiğinde enflasyon yok tıpkı. Abi bir de düşünsene. Bak birisiyle kalıyorsun tamam. Şey hani ne bileyim bunun paraleli üstünde anlaşılmış bir şeyler de var falan ama. Biz bu adamın böyle birkaç sahnesini izliyoruz. Ve birkaç sahnesini izlediğimizde de bu adamın çekilmez biri olduğunu algılayabiliyoruz yani aşağı yukarı değil mi? Kız bütün gün buna maruz kalıyor. O bir önce bir kızla şey yaratıyor yani. Hani ben burada bir sene geçirsem şu kadar para alırım ama. Ruhumdan da şu kadar yok olur ölür falan diye de düşünüyor olabilir. Ruhu baya ölü ama gerçekten önceliğini de düşündü bu bölümde. O sahneyi hatırlıyor musunuz? Havuz başında Logan'ın karısıyla konuşurken. Logan'ın karısı galiba bir arkadaşı varmış. Paris'te yaşarken tanıştı. O arkadaşı da böyle bir hayat kadınlığı yapıyormuş. Oraya kadar güzel. Hayat kadının deyişi gerçi biraz böyle gökten zenmilde inmiş gibiydi. Orada bir kadıncağız şaşırdı. Sonra da o yetmiyormuş gibi şey dedi. Öldü benim o arkadaşım falan dedi. Hani o bir tehdit miydi? Yoksa öylesine söylenmiş ayağını denk al bu işler öyle uzun sürmez falan. Çoluğa çocuğa karış düzgün yaşa gibi bir laf mıydı anlamadım. Ama Marcia'nın iyi niyette bir şey söylediğini düşünmüyorum abi. Marcia insanları tedirgin ediyor, huzursuz ediyor. Az konuşuyor. Hepsinin de öyle bir gücü var yani. İyi niyetle, ben seni öldüreceğim gibi bir niyetle söylemedi ama. Ya kardeş bak senin yolun yol değil diyor. Sanki kız bilmiyor. Bu arada aptal Marcia yani. Kızın zaten onu duymaya ihtiyacı var. Kız New York'tan uçmuş gelmiş çölün ortasına. Gecelik alıyor 10 bin dolarını. Bir an önce gitmek istiyor yani. Daha ne üzüyorsun ki? Ne üstüne gidiyorsun kızın yani? Kızcağız taktı ama onu kafaya sattı. Kızcağız taktı ama onu kafaya sattı. Kızcağız taktı ama onu kafaya sattı. Sonra başka bir tane de şey diyordu. Öldüreceğinizi değil mi benim gibi böyle şakayla kaşık bir şey söylüyordu. Takmıştır oğlum 10 bin dolara da olsa yani. E tabi 10 bin de iyiymiş ya. 10 bin de iyiymiş ya. 10 bin de bu kadar. 10 bin de buz uydurduk şu an. Yani olmayan bir rakam var ortalıkta. Ben diziyi izlerken gecelik 100 bin falan diye düşündüm bu arada. Çünkü kalorinin abi o sürmesi 50 bin 60 bin dolardır yani. Onun arkasında çalışanlar. Belki de öyle bir sözleşme vardır. Bak şöyle düşünün mesela yani normal bir günde diyelim ki 10 bin. Bütün ekstraları üst üste biniyor falan. Gün sonu alıyorlar. Gün sonu da şu kadar. Örnek veriyorum Connor'la konuşması 5 dakikadan fazla sürerse ekstra 20 bin dolar. Olabilir. Oğlum bilemedim ya. Ya bu pavyonda olur da hani. O kız bunları takip edebilecek potansiyel de biri değil gibi. Pavlona gittiniz mi hiç? Kızına kalktın göbe kattın mesela. Artı 500 lira. Onun belgeseli vardı. Bir tane platformda tam hatırlamıyorum. Sarı Bebeto. Aynen orada bir şey açtırma diye bir şey vardı. Bir tür bira açtırıyorlardı galiba. Şampanyadır o. Yok ya adı bile Miller Miller açtırma diye bir şey var. 5 tane Miller açtırdım sana falan diyor mesela. Masaya getirtiyor galiba. Öyle bir olay var. Yani bir şeyler yapıyorsun ekstra. Herhalde masayı açtırdığın şeylerle gelenler kimleri getireceğini falan söylüyorsundur masaya da öyle geliyorlardır. Uzun süre kalmalarını bekliyorsan da büyük bir şeyler açtırıyorsun galiba. Büyük bir şeyi sonunda açıyorsun herhalde. Biraz açar mıyız? Ayverk bunu. Şive geri dönelim bence. Şiv kampanyasını yürüttüğü bir tane kadın vardı galiba. Onu bırakıyor. Sonra başka bir kampanyaya yürütebilmek için bir ne oluyor ya bir başka politikacının yanına gidiyor. Ve kabul ediyor işi aslında. Politikacıyla ilgili bir görüşüm var. Yani neden olduğunu bilmiyorum ama adam bana hiç güven vermiyor. Yani böyle bir politikacı olsa mesela direkt şey derim. Yok bu adam iş yapmaz derim. Sizde hiç öyle bir algı oluştu mu? Nesi hoşuna gitmedi? Ya söyledikleri çok basmakalıp herkesin söyleyebileceği laflarmış gibi geliyor. Tam politikacı olmuş dediğin şey. Öyle bir şey mi? İşte iş yapmaz gibi geliyor bana. Adamın bakışları falan da aptal gibiydi abi. Şiv orada tokat vursa. Eğilip *** bir adam gibi bana soracak olursan. Tam Tom'u tarif ettim ama. Ne bu? Ben Can Dündar'a benzettim adamı. Böyle iyi niyetli saf jurnalist tadında bir herif. Pek politikacıya benzemiyordu hakikaten. O kapitalizm karşıtı görüşleri falan da çok şeydi hani üniversite öğrencilerine satarsam satarım gibi. Orada iş yapar bak ama normal hayatta iş yapmaz bunun görüşleri. Şiv'in Trigger olduğu sahne çok acıklıydı yani baktı bu aileden bir bok olmaz dedi gitti abi. O beni üzdü yani. Ama dönünce babasıyla olan kavgada da bizim daha önceki bölümlerde söylediğimiz şeyi söyledi işte. Babası şey dedi ki hani kendinden çok düşük bir adamla berabersin çünkü hani hiç hata yapmak istemiyorsun gibi bir şey dedi. Ne demişti tam hatırlamıyorum. Terk edilmekten korkuyorsun çünkü gibi bir şey dedi. Biz hani söyleyip duruyorduk ya Şiv hani böyle şey yapmak istemiyor hiç sorumluluk almak istemiyor. Hiçbir başarısızlık olmasını istemiyor. Ama ilk defa hırs yaptı. Gitti o adamla konuştu. Onun için teklif etti. Bir de hençabını da aldı o da güzel. Yalnız abi arabadaki o sahne beni çok rahatsız etti. Şiv adamın elini alıp vajinasına götürdü ya. Sen devam et ben biraz düşüneyim dedi. Şiv gözlerini kapattı doğal olarak çünkü başka ne yapacak. Abi adam gözü açık şekilde böyle ne yapsam diye bakıyordu. Lan gerizekalı adam yaparken görev gibi yaptı hiç zevk alacak bir şeymiş gibi. Oyunculuk sergilemedi o beni çok rahatsız etti. O çocuk da gıcık etti yani. Çok iyi cevap vermişsin. Genel bir gıcık bir tavrı var ya o nasıl bir oyuncu çok. Başka yerde oynadı mı o eleman hiç hatırlamıyorum. Oyunculuğu bir boş onun ya. Böyle bir kaykala kaykala oturuyor falan beni de bir gıcık ediyor. Dediğin sahneyi de hatırlıyorum. Hakikaten böyle yani hiç oynayamamış gibiydi. Ve bir eli böyle havada böyle yavaş yavaş geliyor falan. Ama arada vites var onu düşündünüz mü hiç? O kadar kolay pozisyon değil. Erman Torun'a bağlı. Bu arada araç sedan değil zaten. Yani orada vites olsa ne olur olmasa ne olur. Araca dikkat etmedim ya ben şive bakıyordum. Bir de Amerika'daki arabalar koldan vites. Vites topuzu denen bir şey yok onlarda. Söylemeyeyim söylemeyeyim dedim de söylettin ya zorla. Açtırdı kutuyu. Şivde siz garip bir çekicilik buluyor musunuz? Hani normalde azıcık balık etli hani direkt böyle kitaptan çıkma bir güzelliği yok ama. Bir albrenesi var. Yani bana albrenesi var gibi geliyor. Kadınsa mı geliyor sana nasıl? Bir seksi değil bir seks sepeli var. Bir ağrısı var. Söyleyeceklerim şivi çok üzecek ama. Sen katılmıyorsun. Şiv vs domates domates derim yani. Karakterini bildiğim için kadın. Ama şivin donu çok güzeldi. Siyah dantel dondu. Şivin donu vs şiv donunu tercih ederim yine öyle diyeyim sana. Ya bana çekici gelmiyor. Bana da çekici gelmiyor. Karakter karakter lazım. Şiv şuan intihar edecek. Yapma şivi bizim için değmez yani Erkan'la sona vermedi diye. Ayberk sen ne düşünüyorsun? Belki sen şiviyi ikna edersin. Hayata döndüğüne kadar. Ya karakter dediniz ben size o zaman maaşı yayı vermeyi düşünüyorum. Şivi kendim alacağım. Öyleyse anlaşırsak yani. Abi karakter deyip alacaksak bu dizide herhalde herkes Connor almalı dünyanın en karakterli insanı olarak. Connor'dan Kendall sahnesine gelmek istiyorum. Kendall gidiyor bar'a. Diyor ki bana alkolsüz bira ver diyor. Yok diyor o zaman gazlı su ver diyor. Gazlı su veriyor. Bakıyor barman kıza kredi kartını veriyor. O da alıyor bakıyor. O Kendall Roy. Connor'ı görmeye mi geldin diyor. Diyor senin kardeşin çok kaypak birisi diyor. Bir tane köpeği vardı ölecekti işte doktorlar onu kurtaramayacaktı. O da dayanamadı. Burada birisini alsın diye getirdi diyor. Connor gelmiş köpeğimi alın. Besleyecek biri var mı diyor. Sonra adamın teki alıyor köpeğin öleceğini bildiği için gidip onu arkada vuruyor. 3000 dolara da cebe atıyor. Bu hikayeyi duyduktan sonra Kendall içki orucunu bozuyor. Hikaye mi çok ağır geliyor yoksa zaten o içkiyi içecek miydi? Ya Kendall neden bozuyor abi? Öncesi var aslında. Karısı arıyordu ya Kendall'ın daha. Pardon New Mexico'ya gitmeden önce. Hani babası çünkü şey yapmış. Kendall'ı işten kovduktan sonra hakkında kötü haberler çıkartmış. Bu işte sağda solda salak salak yürüyordu. İçmeye başladı tekrar vesaire diye. İmajınızı da denemek için. Ondan sonra Kendall'ın da eski karısı bunları anlatıyor. Kendall abi ki yapmamış bunları. Çok gıcık oluyor. O da böyle yıllardır sober kalmaya çalışan bir adam sanırım. Ben onun backstoresini bilmiyorum. Ama öyle anlaşılıyor. Ve de hiç içmemiş aslında. Çok gıcık oluyor bunlara. Ondan sonra bir de bara gidiyor. Barda da hala soberlığını korumaya çalışıyor aslında. Senin anlattığın sahne geliyor. Köpek olayı sabrını taşırıyor herifin. Batsın buda. Batsın bu dünyada. Ondan sonra başlıyor gibi geldi bana. Barda sabrını taşırmıyor da şey olmuş gibi geldi. Ya bu adam böyle bir köpeği alıp arkada vurduysa kesin bunda uyuşturucu falan vardır. Ben bunlardan bir şeyler elde ederim. Deyip herhalde bozuyor. Yemin ediyorum. Çünkü sokağa çıksa nerede bulacaksın. Hani o da bir iş ya. Abi Kendall istese helikopterle o Meteor'u indirecek adam. Saçma sapan konuşma. Ama... Ama direkt gazetelere de... Çarşaf çarşaf haber olur. Peki siz bekliyor muydunuz Kendall'dan öyle bir samimiyet? İlk başta hani o vodka sahnesi olunca ben şey zannettim. Vodkayı içecek heriflere dalacak. Bir baktım sonra adamlarla beraber kafayı çekmeye başlamış. O biraz ilginçti. Ben dümdüz sahne hani dümdüz dövülmüş bir şekilde gelmesini bekliyordum. Hatta True Detective'de öyle bir sahne vardı. Adam gidip isyan ediyordu işte. Amiri istediğini yapmıyordu falan. Bu da gidip bir barda içip insanlara satışıp deli gibi dayak yiyordu abi. Çok güzeldi o sahne. Ben Kendall'ın öyle olacak sandım. Olmadı. Buradan da True Detective'in ne kadar iyi bir dizi olduğunu söylemiş oldum. Çok mutluyum. Bu senin dediğin birinci sezon muydu? İki miydi? Birinci sezon. Bir. Şey Matthew McConaughey mi dayak yiyordu? Yok öbür adam. Woody Harrelson. Woody Harrelson hatta ondan sonra bir tane köpek yanına geliyordu. Bu sokakta. Ondan sonra bu köpeklere bakmaya başlıyordu. İyiymiş. Unutmuş muyum seni? Bu arada birinci sezon değildi galiba bu ya. Neyse haftayı söyleriz ya. Böyle numarası vereceğim size. İkinci sezonda Colin Farrell mi vardı? Colin Farrell vardı. Yok ya o zaman kesin. Üçüncü sezonda bu. Zence adamla öbür adamın sezonunda. Üçüncü sezon bu. Ben izlemedim üçü o yüzden. Neyse atarsın sen buraları da. Kendall'a dönün. Kendall öyle dayak yiyecek sandın mı Arkan sen de? Aynı fikirdeyiz. Ben nerede bunu soyacaklar diye bekledim bir süre. Ne bileyim bunu götürürler, para isterler, fidye isterler falan. Ama gerçekleşmedi o. Baya arkadaş oldu elemanlarla. Orada işte Kendall'ın cool olduğu anlar başladı zaten. Hani bir şekilde halka inerek gücünü buldu gibi. Kendall gücünü halktan mı alıyor? Yok lan öyle şey mi olur? Ama hani o Crackhead'larla beraber. Sanki onlardan biriymiş gibi oturdu takıldı. Hatta Roman'ın geldiği sahneyi hatırlarsanız. Roman bunu almaya geliyor işte. Konuşup giriyor içeriye. Roman hiç rahat edemiyor. Hani kafayı çekmiş durumda değil sonuçta ama. Öyle bir tedirgin sürekli hadi çıkalım falan filan. Gidelim ayaklarında. Kendall hiç öyle değil o da cool'dur ya falan filan diyor böyle. Ağırdan alıyor. İyi de yani bence oraları. Baya farklı bir karakter gibiydi. Kendall kendini buldu. Yani kendi... Yani kendine benzeyen kişilerle orada takıldılar yani. Demek ki ortamı oymuş adamın. Zaten bu kurtuluyor bu illetten sonra artık ayı kalmaya başlıyor falan. Demek ki öncesi full böyleymiş. Ama işte bu süper gücü olmuş oluyor aynı zamanda. Çünkü diğer kardeşlere düşünecek olursanız hepsi kopuk tipler. Hiç öyle halka inebilecek tiplere benzemiyorlar. O Connor, Manor, Roman alakaları yok yani. Yani acayip. Uçuk gıcık tipler. Ama bak Roman'ı takdir ettim. Mesela bir telefon geldi hemen neredesin lokasyon at geleyim hemen gitti oraya. Mesela çok taviz vermeden sen şurada dur sen burada dur hadi kalk gidiyoruz. Hani böyle dilinde de konuşmaya çalışarak onu oradan aldı arabaya bindirdi eve götürdü. Orada şey de vardı böyle kardeşine olan sevgisini de biraz göz kulak olma ve sevgi işte. Duyduğu sevgiden dolayı aslında oraya gidip onu oradan çekip çıkarmasa da takdirlikti bence. Kaçırmayalım bunu. Sattıktan sonra oylamada azıcık gönlümüzü aldı. Orada babası da hemen git al diyor abi. Bence babası da aileyi sallıyor. Bu arada gidip alırken o Crackheadler şey diyor Kendall'a ya arkadaşın çok sıkıcı diyor. O da diyor aslında yok o iyi bir insandır diyor. Kendall da aslında aileyi sallıyor. Bu aile kendi içinde birbirini çok sallıyor abi. Bir şekilde dayanışmaları var ama hala hepsi birbirinin arkasını kazıyor. İçten içe birbirlerini seviyorlar ama para onların aralarını mı açmış? Doğrusu ben şimdilik Kendall'ı kimsenin arkasını şey ederken görmedim. Kaçırmış olabilirim ama. Babasının arkasını kazıyor lan daha ne yapsın? Kardeşler arasında diyorum. Babayı kazıyor canım ona laf yok. Kardeşlere karşı hiçbir yamanı görmedim. Kendall, Kendall, Kendall, Kendall. Adam açık açık Kendall'ı tutuyorum ben diyemiyor da işte neden arıyor? Ya oğlum bak 7 bölüm oldu. Herif bir kere ribaunt yapabildi. Artık bırakın da kutlayalım yani. Bu arada Kendall bir taşın kayanın üstüne çıkmıştı ve böyle silüet gibi görünüyordu ya. Oradaki sahnede çünkü kimin çıktığını da anlaşılmıyor. Tabii çocuk çıkmış gibi düşündüm. Çocukluğu taşın üstünde. Napolyon işte o taşın üstündeki adam. Napolyon da mı çocukken çıkmış? Ondan başka bir şey anlatıyorum burada. Beni dinlemiyorsun Ayberk bana konsantre ol. Yani orada böyle silüet olarak. Çocuk gibi sevinçliydi. Evet belki de çocukluğuna geri dönmüştür. Meti içtikten sonra. Ayberk ben ribaunt konusunda sana katılmıyorum. Kendall ribaunt yapmadı bence. Bence rahat davrandı. Şimdilik o kadar. Bir sonraki bölüm davayı geri çekerse şaşırmam. Kendine özgüvenli bir şekilde konuşması falan güzeldi tabii. Fazla *** kalkmasın indirirler. Logan ve adamları dikkat etsin. Logan doğrusu gözümden düştü bu bölüm. O terapi seanslarını düşünecek olursanız çocuklar sallamıyordu bunun dediklerini. Her birisi yalan söylediğini falan farkındaydı. En azından öyle bir ima vardı. Belki herif doğru söylüyor olsa bile. Terapist çok konuşuyor. Ağzı burnu kırıldı zavallı. Gaza geldi. Terapi için gittiğim bir evde havuz başına inelim de herkes bir havuza girsin deyip bir de havuzda da numurla patlamazsın. Nasıl bir eşeksin sen. Yani hiç mi iş etin ahlakın bilmem ne yok. Hani bunları geçtim. Logan'ın yorumu vardı ya zaten şey diyordu. O adamın adını bilmiyor adamdan ders mi alacağım. Abi terapistin o fakirliği. Terapinin ortasında durduk yere hadi biraz yüzelim falan filan demez kimse. Adamın aklında var o yani. O yüzden atlıyor. Atlamayı da bilmiyor salak. Dişler gidiyor yani. Sırf fakirlik yani. Bak sen ben o eve gitsek abi. Aynı şeyi yapmak isteriz. Havuza girmek için bir neden ararız. O da onu yaptı abi. Gireriz de öyle atlamayız biz. Onu gaza getirdiler. Havuzdaki eleman Roman mıydı o kimdi? Hadi gel gel atla falan dedi. Hemen gaza geldi. Hayat Kadını işte. Kadının adı Hayat Kadını. Heyke diyelim de abi aramızda. Sürekli Hayat Kadını demek hoş olmuyor. Bir ismi var abi Villa. Villa. Bu arada ismi iyi ya güzel. Hoş kadın zaten. Ben onu bir yerden hatırlıyorum da çıkaramadım ya. Bir filmde gördüm ben o kadını. Neyse. Şimdi Villa mı o zaman? Villa. Biz zaten She vs. The Domates. The Domates seçerek Villa oldu. Dur sağlamasını yapalım. Domates mi Villa mı? Villa. Tamam o zaman. Şu an net bir şekilde Villa üst. Güzel bir bölümdü ama ben sevdim. Genel olarak ortam da güzeldi. Farklı bir mekana gittik. O şehrin kaosundan uzaklaştık. Kahverengi bir seting vardı. Ev de iyiydi. Keşke daha detaylarını biraz daha detay verselerdi falan. Güzel bir ortamdı. İyice anlatsaydık. İyice içimize sindirseydik. Ama onun haricinde de bu aileden de bir cacık olmaz dedirten bir bölüm oldu bence. Abi bölüm Kahverengi'ydi. O çok hoşuma gitti. Işıklar falan biraz güne inince. Amerika'nın Işıkları diziler de çok güzel oluyor. Benim çok hoşuma gittiği o. Bölümde bir kavga eksikliği var. Ondan bahsettik. Bence açık bir sevişme sahne eksikliği de var. Bu bölümü onu yapabilir diyordum. Onu da yapmadı. Onu yapmadığına emin miyiz? Ya ben gördüğüme inanırım. Bu bölümde öyle bir şey görmedim abi. Böyle bir yüzü gülüyordu döndüğünde. Benim hayal gücümü bırakıyorsa yönetmen bunu ben yapmadıklarını düşünüyorum. Çok safım. Temiz kalbinle. Çünkü aslında gayet yaptığı gibi bir ima vardı. Ben bir düşünmeyeyim diye. Tamam ya yaptılar ya. Tamam mutlu musunuz? Yaptılar. Tamam sevişme eksikliği yok bu bölümde. Ama kavga eksikliği, terapinin dandikliği. Terapi çok kötü geçti yani. O yüzden bu bölümde. O yüzden bu bölümü ben vasat buluyorum abi. Ne yazık ki. Aa. Aşırı keyifliydi ya. Ben çok sevdim. Terapistin şey demesi çok komik değil miydi ya? Ben ilk önce nasıl başlayacağımızı size bırakıyorum. Sanki şarkı söylüyor da dinleyicilere şarkıyı söyletiyor gibi. Şarkıyı biliyorsunuz zaten. Ben de beraber sizinle söyleyeyim. Sen nasıl şantörsün be. Ben çok beğendim ya bölümü. Başından sonuna. Şiv'in daha iyice takıldığını düşünüyorum. Şu sahneyle birleştirerek. Döndüğünde babası gömdü ya Şiv'in kocasını. Senden Fatim's beneath bir adamla berabersin falan dedi. Sanki o ikisi beraber çalışılmış sahnelerde gibi geldi bana. Şiv böyle bir baskı altında kalsın iki taraftan gibi düşündüm ben. Bir tarafta işte eski sevgilisi yazıp duruyor buna. Bir tarafta babası kocasını onaylamıyor. Bu da tam evlenmek üzere. O yine evlenir muhtemelen. Bilmiyorum da. Öyle bir gerginlik var. Sanki böyle bir. Artıf Şiv'de olsa yapılmaya çalışılan. Neyse aynısı. Kafalarda bir soru işareti kalsın Şiv adına. Acaba ne yapacak Şiv? Tom'dan ayrılacak mı? Tom'la mı kalacak falan. Bana şimdi çok belirsiz gibi görünüyor bu. Muhtemelen evlenir ama. Ya Şiv şu an bu sahneleri bu detaylı yorumladığımızı ve onu puanladığımızı duysa gerçekten çok mutluluktan ağlayabilir abi. Ağlayabilir. Biz bir de ondan yaşlıyız ya. Yani Şiv o bölümler çekilirken 32-33 yaşındaymış. Baktınız mı yaşına bilmiyorum. Yok bakmadık. Sen niye baktın? Merak ettim. Kadının hoşuma gitti. Bakayım dedim. Yaşı kaçmış. Ama sonra üzüldüm birazcık. Çünkü çok yaşlı görünüyor. Şiv'i gömünce Ayberk'in suratı ısınmış biraz. Ben şimdi anladım. Çok hoşuna gitmedi abi. Aynen hoşlanmış yani. Hoşlandıysan söyleyebilirsin. Biz senin bu kadar çok üstüne yine gideriz ama. En azından hoşlandığını anlarız. Gelin ama az gelin. Azıcık hoşlandın dedim ya. Hayal kırıklığı işte çok yaşlı gösteriyor. Bu bölümde. Bir de günümüzde daha zor yaşlı görünmek. Bütün kadınlar artık daha genç görünüyor günümüzde. Şimdi bunun da üstüne konuşulur da. Koymayacağım ben. Konudan sapmadan. Yani bu bölümde Şiv'i konuşacağımız hiç aklıma gelmezdi açıkçası. Bu kadar çok konuştuk. Ben şok içindeyim. Şiv böyle bir karakter işte akıllara gelmeyi iyi becerir. Çok içindeyim. Ben birazdan gidip bütün Saksation videolarının altında Şiv ile ilgili iyi şeyler yazacağım. Çok bir skaza geldim abi. Siz de umarım like edersiniz benim yorumlarımı. Ederiz ayıpsın ya. Ben şimdi YouTube'a da alacağım Şiv ile bütün sahneleri baştan sona izleyeyim. Diziyi ardından izlerim. Kadın 37 yaşındaymış. Şu an? Evet. Yani sen inanabiliyor musun? Seneye 38. İlk sezonda 32 yaşında olduğuna çok yaşlı görünüyor. Yani şu anki fotoğraflarına bakarsan. Bu kadın 37 değil ya. Bence bunu geç yazdırmışlar yani. Yani rahat 47'si 57'si var ya bu kadın. 57 olmasa da bile bir 47'si var. Niye öyle yaşlı gözüküyor ya? Balık etli olduğu için mi? Body shaming yapmayın arkadaşlar. Şu an utanıyorum sizinle podcast yaptığım için. Hayır body'e bakmıyorum. Yüze bakıyorum. Hani kaç gösteriyor diye gelse bana. Mesela Şiv geldi. Dedi ki bugün yanıma geldi. Dedi ki ben bu kadar çok yaşlı değilim. Yani bu kadar çok yaşlı değilim. Dedi ki bugün yanıma geldi. Dedi ki Erkan kaç gösteriyorum ben. Cevap verilmez. Cevap verilmez ama çok şey diyor. Hayır söyleyeceksin söyleyeceksin falan diyor. Ben derim ki 35 falan. Ama içten ne derim? 5'i var. İnsan zaten yaşını soruyorsa o iyi şeyler duymak istiyordur. Eksi 10 kuralı vardır orada. Hatta bazen eksi 15 söylemek zorundasın. Mesela ben sana soruyorum şu an. Erkan ben kaç yaşında gözüküyorum? Bana 50 dersen üzülürüm. O yüzden 15 çıkacaksan 35 diyeceksin. Sana şöyle bir bakıyorum mesela şuradan. 28-32 arası bir şey. Bak gördün mü? Bu iş böyle işler abi. Ama Şiv'in suratı tombik diye o kıza yaşlı dedirtmem arkadaşlar. Lütfen kendinize gelin. Burası ciddi bir podcast yani. Yok ya yeni hali tombik de değil. Yeni hali derken sen hangi halini diyorsun? Şu seneki halini mi? Wikipedia'da bir tane fotoğraf konmuş. Ben o halinden bahsediyorum. Kaç yılında konmuş? 2024'te Emmy ödülleri verilirken bir ödül kazanmış. Oradaki fotoğrafına bakıyorum. Yüzüne zoom ediyorum. Yakınlaştırmak suretiyle bakıyorum şöyle bir. Yok diyorum ya 37 değil. Demek ki bu 6 yaşından gömdüğü paralarla personal trainer tutmuş. Ozenpig falan filan da kullanıyor olabilir. Yeni ilaç. O ne? Yaşlandırma ilacı mı oğlum? Yaşlı görünüyor diye konuşuyoruz o kadına. Kilo verdi gibi andım ben seni dediklerinden. Ben kiloyla ilgili hiç konuşmadım. Kilosundan var ya ne? Sanki o bir şeyler gibiydin. Demek isteyip demedi. O sulara girmek istemedi Erkan ama gözlerinden anlaşılıyor neden öyle şey etti. Gerçekten utanç. İçini nasıl konuştuğunu biliyoruz. Hadi verin o zaman puanınızı da kapatalım bu bölümü. Terbiyesiz terbiyesiz şeyler konuşmaya başladık. Bugün. 18 üzerinden beri. Yok hayır. Bugün. Harfleri kullanacağız abi. A'dan Z'ye. A en yüksek. Z en düşük puan olmak suretiyle. Biraz kafamızı çalıştıralım. 26 üzerinden veriyoruz yani. Hayır. Ben de o seksi demiştim zaten. Bu bir skala. Artık bir sayı yok. A en yüksek. Z en düşük. Tamam ben 23 diyorum. Oğlum sayı yok ya. Harf harf. C. D diyorum D. Çok yüksek vermiş oluyorsun ama o zaman puanı. E onu dedik işte. 23 üzerinden. 26 23. Ben mi? Ben Amerika alfabesi U, Türk alfabesi Ü veriyorum abi. Baya kötü verdin sen bu bölümü. Sen ne yaptın? Ben bu bölüm o kadar eğlenmedim ya. O kadar şey etmedim. Kendal'ın hareketleri falan hoştu da yani uyuşturucu kullanmaya özendirdi. Ben abi bu bölümü izledikten sonra Google'dan med nasıl alınır, nasıl içilir diye araştırdım. Şimdi ben kullansam bunun sorumlusu kim olacak? Çocuklarınızla izletmeyin bu bölümü. Bu bölümde. Bu bölümde. Bu bölümde. Bu bölümde. Bu bölümde. Bu bölümde. Bu bölümde. Bu bölümde. Bu bölümde. Bize öyle diyeyim yani. Haklısın başkan. Doğru. Duruşum dedik hata ettim. Bu bölüm doğru. Ben de bu bölüme F demek istiyordum. Biz kıralım Berkan. Aynen şimdi onu söyleyeceğim. F vereceğimi düşünüyordum ben a b c d f. F iyiydi. Ama şu an. A artık b vereceksin. Şu an. Şu an 4. D. D. D. D. D. D. D. D. D. D. Şu an sırf bu Şeyden dolayı Z veriyorum abi Ya bakın Birbirimizi etkiliyoruz bu benim hiç hoşuma gitmedi Bundan sonra herkes yazsın Bilki 3 deyip kaldıralım abi lütfen Yani ben bu ilaç meselesini Düşünmemiştim o yüzden D'den B'ye çekiyorum puanımı İşte doğru hareket Ortalamamızda o zaman Rahat bir M var Yaz kavga olsaydı ben A verirdim abi Bu bölüme Kendall dayak yeseydi A'yı çakardım hiç acımazdım Umarım Allah bir gün O bölümlerde gösterir bize ya Kendall'ı şöyle dümdüz dövdükleri falan Sonra gidip Ah diye çeksin sigarasını Kendall daha ne dayak yesin ya Gitti Matt'i denedi Matt'i denedikten sonra dedi hadi Parti yapalım daha fazla şey söyleyelim Abi işte Mariana söyledi Ekstazi söyledi, kokain söyledi Her şey söyledi Zaten Matt'i içen Diğer dizilerde 3 gün kendine gelemiyor Bu adam hepsini içti Ağzında sigarayla dışarı çıkıyor Elinde bira Oğlum Kendall sen neymişsin aslan Ya zengin kanı böyle bir şey işte İyi içiciymiş demek ki Sağlam işçi Bunu iyi kurtarmışlar o zaman Değil mi bu kim bilir nasıl içiyordu Bu rehablere falan gitmeden önce Tamam canım tamam bir hayvammış O zaman bir sonraki bu bölümde görüşmek üzere Hoşçakalın Sağlıcakla kalın ilaç kullanmayın Altyazı M.K.