🎙️ Bu bölümde zombilerden çok insanlar korkutuyor! 😱 The Last of Us’un 4., 5. ve 6. bölümlerine giriyoruz ve işler hem saç baş yoldurtuyor hem de kalp dağlıyor. 🧠💔
👉 İlk olarak 4. bölüm: “Yolda mı kaldık?”
Joel ve Ellie şehirde yol alırken kendilerini isyanların ortasında buluyor. Ve karşımıza çıkıyor... anaokulu başkanı Kathleen! 👩🏫 “Bu ayaklanmanın lideri bu mu şimdi?” diye soruyoruz. Ciddi söylüyorum, kadının her repliği "şeker verirsem susar mısın?" tonunda. 🍬 Ama adam öldürüyor! 😬
Aksiyon beklerken, "Şu barikatta sticker mı var?" dedik. 4. bölüm = Diziye balataları yakan giriş. 🧯
👉 5. bölümde işler dramatik kıyamet.
Henry ve Sam geliyor, hem de ne geliş! 👨👦 İki kardeş, kalbimizi çökertmeye yemin etmiş gibi. Joel’in yavaş yavaş insan olduğuna tanık olurken, Ellie ablalığa soyunuyor. 💞
Ama en büyük sürpriz? Zombi toplu taşıma sistemi devrede! 🧟♂️ Yer altından çıkan clicker ordusu ve final boss: BLOATER! 💪 Bu arkadaş sadece yumrukla adam fırlatıyor. Rugby takımı kurup NFL’e katılsa süper olur. 🏈
Finaldeyse... ah Henry... ah Sam... 💔 İçimizden bir “bu hikâyeyi neden böyle yaptınız?!” çığlığı yükseliyor. Netflix bile bu kadar travma yaratamıyor.
👉 6. bölüm: "Aile buluşması ama buz gibi..." ❄️
Joel sonunda Tommy’i buluyor! Ama sarılmalar yerine, sanki eski sevgilisiyle karşılaşmış gibi bir gerginlik var. 🤷♂️
Tommy evlenmiş, ısınmış, çorap giymiş... Joel hâlâ zombilerle bodyguardlık yapıyor.
Ellie ve Joel arasında geçen diyaloglar ise Oscar verirken ağlatan türden. Ellie'nin "hep terk ediliyorum!" çıkışı kalbimize bir sopa gibi iniyor. 😢
Ama final?! Joel bıçaklanıyor, kan kaybından ölmek üzere... Ellie çırpınıyor, biz “JOEL SAKIN IŞIĞA GİTME!” diye bağırıyoruz. 🚑😵
🎧 Kapanışta şunu diyoruz: Bu üç bölümde gözyaşı da var, stres de, clicker da, bloater da... Ama Kathleen yok mu? Onu hâlâ çözemiyoruz. 🤷♀️
Her bölüm ayrı bir travma. Psikologlar bu diziye grup indirimi yapmalı. 🧠💳
Çekim alanına hoş geldiniz. Bugün Last of Us'un 4. 5. ve 6. bölümlerini konuşacağız. Bu kötü haberle başlamak zorundayım ama Cenk bugün aramızda yok. Altu senle ben bu podcast'i çıkarabilecek miyiz Sancı? Yani elimizden geleni yapacağız Soner. Bilemiyorum. Tabi şimdi Cenk'in hızlığını hissedeceğimiz anlar olacak. Çünkü oyunla kıyaslayacağımız şeyleri kıyaslayamayacağız. Çünkü ben o oyunu oynamadım. O yüzden direkt dizi üzerinden yapacağımız için yorumları arada bir boşluk olacaktır diye tahmin ediyorum. Aha ben de geçen bölümü dinlerken şeyi fark ettim. Cenk bize demiş ki ben hem Last of Us'u, izledim hem de oyunu oynadım. Ama podcast'ta diyor ki ben buraya kadar oynamadım diyor. Belli bir noktaya kadar oynayıp bırakmış. Bitirmemiş. Buradan Cenk'e sesleniyorum. Eğer bitirmediysen oyunu bir sonraki bölüme kadar bitir. Evet. Bir haftan var bitir. Hangi bölümde kaldıysa artık. Neyse bakalım. Bir şeyler yapmaya çalışacağız. Umarım güzel bir şekilde aktarabiliriz diyorum diziyi. En son nerede bırakmıştık? Frank ve Billy'i öldürmüştük. Bölüm orada bitmişti. Ve dördüncüde dördüncü bölüme de bu sefer yolda başlıyoruz galiba. Evet. Dördüncü bölümde sürpriz yok. Yine yolda başlıyoruz. Zaten dizinin her bölümünde yolda başlıyoruz. Adamları izlemekten ben yoruldum. Ayak bileklerim ağrıdı. Sürekli yolda yürüyorlar. Dördüncü bölümde Zira aynı şekilde yollarda başlıyor. Benim hatırladığım şey var. O yolun bir noktasında bir kamp kuruyorlar. Orada biraz muhabbet oluyor. Orada Tommy'den bahsediyor birazcık. Joel. Evet. Orada birazcık şey gibi hissediyorsun. Daha doğrusu ben öyle hissettim. Hafif hafif konuları, yaşadıklarını falan anlatıyor. Joel Ellie'ye. İlk başta çok kapalı kutu gibiydi falan. Konuları kestirip atıyordu. Konuşmak istemiyordu. Direkt kestirip atıyordu. Sorular geldiği zaman Ellie'den. Ama burada birazcık açılmaya başlıyor gibi hissettim. Yavaş. Bu yavaş. Ne yiyeceğimi bilmiyordum. Bu 20 yaşında. Bansen gibi. Dahaachsen Glory.배ôlü And II. Bristol çiftımız için bu kadar miktarımıza değindik. fark yaratan şey oydu. Bizim o bölümüyle ilgili. Joel ilk defa aileye bir şeyleri anlatmaya başlıyor. Eskiden insanları öldürüp hayatta kaldığını söylüyor. Bunu Tommy ile beraber yaptığını söylüyor. Ve daha sonra Tommy ile nasıl ayrıldıklarından bahsediyor. Buradan aslında Joel'in bu 20 yıl içinde nasıl hayatta kaldığını az biraz anlamaya başlıyoruz. Daha sonra Wyoming'e gidiyorlar. Wyoming'e giderken Kansas City'den geçerken yolda bir tane adam yardım istiyor bunlardan. Joel durmuyor tabii ki. Orada eli baya şaşırıyor. Nasıl durmayacak mısın? Yardım etmeyecek misin? diyor. Orada aslında Joel'in şeyini görüyoruz. Joel de zamanında aynı şeyleri yaparak hayatta kalmış. Ve o adamın yaptığı o numarayı yemiyor. Ve daha sonra onlardan kaçmak için hızlanmaya başlıyor. Ve bir kaza yapıp arabayı bir tane çamaşır raninin içine sokuyorlar. Ve orada bir çatışma başlıyor. Daha sonra ufak çarptı bir çatışma oluyor. Çatışma sırasında Joel 2-3 kişiyi öldürüyor. Ama en sonunda birisi gelip Joel'e saldırıyor. Ve Joel'i boğmaya başlıyor. Joel'i boğmaya başlarken arkadan eli geliyor ve adamı ateş ediyor. Evet. Evet evet. Aynen aynen. Aynen öyle. O hani özellikle pusu kurma sahnesinde işte Joel hani eski alışkanlıklarından o refleksle sahip olduğu için hemen orada pozisyon alıyor. O pusu kurulan yerde şeylerin oradaydı galiba. Böyle bir anda bir noktada böyle arabalar yolları tıkıyor falan. Yani böyle terk edilmeyi yapmış araçlar falan. Zaten o yollar niye bomboş ben onu da anlamış değilim yani. Bomboş ya. Bütün yollar bomboş. Şehrin orada böyle bir tıkanıklık var. Ve sonra yürünüyor. Yani olay giriş bölümü, giriş sahneleri her bölümde aynı yani. Copy paste gibi olmuş. Neyse. Hani buraları geçelim. Pusu kurma mevzusu var. Daha sonra işte dediğin gibi eli birisini vurmak ve öldürmek durumunda kalıyor. Tabi bu eli içinde yeni bir durum olduğu için yani böyle orada bir o anlık bir şok yaşıyoruz falan. Hani özellikle Joel tabi çok etkileniyor. İşte o adamı vurduğunu düşündüğü için. Çünkü Joel o adamı fark etmiyor. Orada iki üç kişilik bir grup var. O üçüncü adamı fark etmiyor vesaire. Daha sonra zaten anlıyoruz ki aslında bir gruba dahiller. Değil mi? Bu grubun başında da Kathleen diye bir ev hanımına benzeyen bir karakter var. O karakter olmadınmış ya yalnız. Yani ne bileyim. Hiç şey yapamadım yani. Hani o bir grup var. O grubun işte lideri falan filan ya. Böyle ev hanımı tipli bir ablamız. Ev hanımı tipli demeyeyim de yani. Yanlış bir yorum olmasın. Ama böyle hani hiçbir lider özelliği olmayan bir tipleme var. Hoş. Onun da sonraki hikayesini anlatıyorlar. Ona da geçeriz zaten. Ama bu Kathleen isimli ablamızın aslında şöyle bir amacı var ki aslında o grubun başında bunun kardeşi var. Kardeşi grup tarafından işte takip edilen, sevilen vesaire güçlü bir adam. Ama bu bir şekilde öldürülüyor. Daha sonra nasıl öldürüldüğünü açıklıyorlar. Onu biraz daha ileride açıklayacağız. Onu o kısımda anlatırız o yüzden. Ve kardeşini öldürdüğü içinde kardeşini yerine almış ve tek amacı da kardeşini öldüreni bulup yok etmek gibi bir durum. Kardeşini de kim öldürmüş? Henry diye birisi öldürmüş. Ve Henry'i bulmadan bize rahat yok gibi bir şey diyor. Biz tabii Henry'nin kim olduğunu ne olduğunu anlamıyoruz. Ama bu arada Kathleen'i Brian'ın da öldüğü haberi geliyor. Brian de işte Ellie'nin vurup Joel'in öldürdüğü adam. Bu arada Joel adamı nasıl öldürüyor anlamadım ben. Pardon bıçak sokuyor galiba. Bıçak sokarak öldürüyor. Ateş etmeyerek öldürüyor. Hangi adamı ya? Onu neden öyle yaptı? Hani bu çamaşırhanede çatışmaya giriyor. Sonra birisi bunu kovmaya başlıyor ya. Ellie geliyor ateş ediyor. Ama Ellie ateş ettiği zaman ölmüyor. Adam yerde işte ben size para veririm. Giderim annemle sizi tanıştırırım. Biz size yardım ederiz falan filan diyen bir adam var. Evet. O adamı Ellie'yi içeri gönderiyor Joel ve öldürüyor. Bıçak saplayarak öldürüyor. Hani ateş etmiyor. Neden ateş etmiyor onu anlamadım. Ama sen sahneyi pek sallamamış olabilirsin. Yani ben sahneyi hatırlıyorum. Yani adam bunun Joel'in boğazına silah dayıyor ve boğuyor. O noktada da zaten Ellie geliyor vuruyor. Vurduktan sonra Joel adamı ittiriyor köşeye. Daha sonrasında zaten orada böyle ufak çaplı bir şey oluyor. Çatışma hani şey konuşma oluyor. Çatışma demişim. O noktada da Joel sen değil ben öldürmüş olacağım zaten diye aslında onun ölüm yükünü üzerine almak istiyor. Ben neyi hatırlamadığımı söyleyeyim. Bıçaklandığını hatırlamadım. Orada bıçaklandı mı o ya? Ateş etmemiş miydi? Orada onu görmüyoruz. Ellie diyor ki sen tekrar duvarın arkasına geç. Ben geleceğim diyor. Daha sonra adam orada bıçak saplayarak öldürüyor. Bıçak saplama sesini diyoruz. Ama ben şeyi çok şaşırdım. Yani hani o kadar ateş falan edildi. Bir tane kurşun daha niye atmadı? Onu anlamadım. Ondan sonraki senle de şey oluyor. Ellie'nin yanına gidiyor ve hani iyi olacağız hiç merak etme diyor. Ellie de evet diyor. Yani ikisinin arasında bir duygusal bağ oluşmaya başlıyor. Senin söylediğin gibi. Bu bölümün tek olayı o bağ göstermek gibi. Yoksa fazla bir şey yok. Ama son sahne benim çok hoşuma gitti. Son sahneye geçeyim mi abi? Yoksa diyeceklerim var mı? Valla zaten bölümde başka bir şey yok. Yani sadece başındaki 30 saniye ve sonundaki 4 dakika 17 saniyelik sürede ne oluyorsa oluyor yani. O arada bomboş yürüyorlar. Arabaya dolaşıyorlar vesaire. Neyse bölümün sonuna doğru da şu şekilde bir aksiyonumuz oluyor. Bu tabii öldürüyorlar. Bunları ve Kathleen bu adamların öldüğünü bir şekilde öğreniyor. Ve Henry ile birlikte bunların da bulunmasını istiyor tabii doğal olarak. Ve bizimkiler de tabii o yani Joel ve Ellie zaten orada da şu an mahsur oldukları için yani şehirde. Çünkü her tarafta aranıyorlar. Bütün binalara girin. Tek tek bakın vesaire diyor Kathleen. Bunlar da tabii o binadan bu binaya koşarak saklanıyorlar. En sonunda bir tane yüksek bir bina var. Böyle baya bir yüksekliği. Diyorlar ki bunun en üst katlarına çıkalım. Oralara ulaşmaları vakit alır. Hem biraz dinleniriz vesaire uzaklaşırız diye. Neyse onlarca kat çıkıyorlar ve çok üst katlarda bir yerde oturuyorlar ve yatmak üzere pozisyon alıyorlar. Daha sonrasında da işte uyuduklarını görüyoruz. Ama işte bir noktada uyanıyorlar ve görüyoruz ki Henry ve Sam de bunları silah doğrultmuş bir şekilde odalarında kafalarını silah doğrultmuş şekilde. Uyandırıyorlar. O uyanma sahnesinde ben baya yüküydüm. Ellie Joel diyor. Hani Joel uyanıyor böyle kafayı bir kaldırıyor. Silah var. Yani o baya güzel bir bölüm sonuydu. Sonraki bölümde aslında tam olarak bu sahneden alıyorlar. Bu bölümde aslında tam olarak bu sahneden alıyorlar. Burada biraz Henry ve Sam'i tanıyoruz. Sam sağır bir kardeş. Henry onun abisi. Sam herhalde 8-9 yaşlarında baya ufak birisi. Henry de baya büyük birisi. Henry ile ilgili Henry ve Sam'in geçmişini biraz görüyoruz. Aslında geçmişini değil de son 10 gününü görüyoruz. Henry Sam'i korumaya çalışıyor ve bir şekilde Kansas City'den kaçmaya çalışıyorlar. Çünkü herkes onu arıyor. Kathleen onu bulursa öldürecek. O da bunu istemiyor. Tabii kaçmak istiyor. Bir şekilde aslında kaçmaktan kendi kaçmasından ziyade kardeşini koruması istediğinden dolayı kaçmamış gibi geliyor. Kendi hayatı aslında o kadar önemli değilmiş gibi geliyor. Sam ile beraber onlar da bir evde 10 gün saklanıyor. O 10 gün saklanma süresince Sam ile duvarları falan boyuyorlar. Sam'e baya güzel bir hayat sunmaya çalışıyor. Ama burada benim şeyi çok dikkatimi çekti. Altun sen ne düşünüyorsun o konuda? Mesela Sam bir şeyler soruyor. Mesela diyor ki şu adam öldü mü diyor. Ya da işte daha fazla yemeğimiz var mı gibisinden sorular soruyor. Henry bunlara çok direkt ve çok dürüst cevap veriyor abi. Normalde herhangi bir kişiyi korumaya çalışırsan yani küçük birisini çocuğunu ya da işte kardeşini korumaya çalışırsan aslında onu biraz rahatlatmaya çalışırsın. Bu kadar dürüst olmazsın. Henry'nin o dürüstlüğü senin de ilgini çekti mi abi? Doğru söylüyorsun. Yani güzel yakalamışsın orayı. Orada gerçekten böyle biraz gereğinden fazla dürüst bir Henry izliyoruz. Çocuğu daha çok korkutuyoruz. Zaten. Çocuk Henry sayesinde psikolojisi bozuk bir şekilde son bir ayını geçirdiğini görüyoruz. Çünkü çok önemli bir şey olmadığı durumlarda bile tüm negatif bilgiyi, negatif enerjiyi seminer üstüne boca ediyor Henry. Henry'nin tabii bir planı var aslında. Yani Henry şimdi bizimkileri yani Joel'i çatışma esnasında görüyor ve düşünüyor ki kendince evet biz de buradan kaçmamız lazım senle. Ama bizim işte survive etme becerimiz yok. İşte senin kadar silah kullanamıyoruz vesaire. O kadar bir o tarzda bir deneyimimiz yok. O yüzden de ona göre yani Henry şöyle bir anlaşma sunuyor ona. Sen diyor ben size ben yolu göstereyim. Çıkış yolunu, kaçış yolunu. Buraya çok hakimim. Yolu göstereyim. Sen de bizi oraya götür. Yani yolda bir problem olursa temizle orayı diyor. Bu arada bir şeye daha dikkat çekiyorlar. Onu zaten Henry söylüyor. Mekanda bir tane bile enfekte insan evladı yok. Yani böyle bunlar kendi başlarına takılıyorlar. Enfekte olmamasının nedeni de işte bundan önce neydi onlar? Federal miydi? Federaliydi de. Fedra. Fedra. Fedra var iken bu bütün şeyleri, enfekte olanları insanları vesaireleri yerin altına bir şekilde gömmüşler ve onları oraya hapsetmişler. Yani dışarıda hiç kimseyi bırakmamışlar. Diye bir hikayeye bağlıyorlar ki o kısmı çok benim kafama yatmadı yani açıkçası. Ama hani bir önceki bölümün zayıflığından olsa gerek. Yine de satın aldık yani o bilgiyi. Yani hiçbir şekilde yukarı çıkamamışlar yani enfekte olanlar. Artık nasıl gömdülerse bunları. Aşağıda tüneller falan. Aşağıda bambaşka bir şehir falan var bu arada yani. Ama günün sonunda Henry'nin o kaçış planı da aslında o tünellerden girmek de var. Niye? Çünkü o lanet olası mantarları görmek zorundayız ya. Bir noktada. O Henry'nin dayanı fikri de bunları oradan kaçırmak. Bundan sonra hemen Catelyn'i ve Salkoğlu'nu görüyoruz. Yerin altında gidip işte birkaç şeye bakarlarken Salkoğlu diyor ki aslan gel seni bir yere götüreceğim. Lider diyor. Patron diyor. Yerin altına bir götürüyor. Abi orada bir kapıyı açıyorlar. Evet. Böyle yerin altı oynuyor. Ben abi orada kalkağa bastım yani. O biraz önceki yaratıklar orada magma kıvamına gelmiş mantarlar yerin altını oynatıyor gibi düşündüm ki gerçekten öyleymiş abi. Ben yanılıyorum falan diye düşünüyordum ama çok saçma geldi bana bu kısım. Evet evet. Hikayenin oradaki o kısmında bir abukluk var yani. Yani dedim ya. Yani hiç bir şey. Hayır bir de şey de yok yani. Hani tamam o şehirdekileri gömmüşünüz de. Sonuçta bir hinterland'da yaşıyorsunuz ya yani sağdan soldan da mı hiç gelmedi anasını satayım. Yani ne yaptı enfekte olanlar ulan burada da hiç başka mantar yok biz gelmeyelim mi dediler yani. O yüzden orası biraz garip olmuş hakikaten de. Bundan sonra biraz kedi fari kovalamasına dönüyor. Henry Sam, Joel ve Ellie tünellerden gidiyorlar. Tabi Fedra'yı öldüren Kathleen'in çetesi de bunların peşinden geliyor. En sonunda bir çıkıyorlar bir yerden. Henry çok mutlu. Bakın işte sizi çıkardım. Şurada bir nehir var. Orayı açtıktan sonra artık kimse bize dokunamaz diyor. Abi tam o sırada bir anda şey Band of Brothers sahnesine dönüyor ortalık. Tam böyle terk edilmiş bir alanda bir tane sniper bunları ateş etmeye başlıyor. Benim aklıma gerçekten orada Band of Brothers geldi. Ortam falan çok benziyordu. Sadece karanlıktı. Tabi burada bölüm iyice hızlanıyor. Oradan önce çok ufak bir şey açayım ya. Bir tırnak açayım. O hani senin bahsettiğin şeyde. Arada yani bu işte yürüyüşler. Yürüyüşler yapılırken Henry şeyden bahsediyor. Yani Kathleen'in abisini niye öldürdüğünü. Aslında herkes tarafından çok sevilen bir adam. Hiçbir şey yok ama işte bunlar direnişçiler. Ve o dönemde de işte Fedra var. Sam de hasta. Yani lösemi hastası. Dolayısıyla da Henry'nin ilaç bulması gerekiyor. Onun için tabi ilaçlar da hep Fedra'nın kontrolü altında. Böyle gidip eczaneden alır gibi alamadığın için Fedra da direnişçinin lideri olan Kathleen'in kardeşini yakalayamadıkları için Henry'e diyorlar ki biz sana ilacı veririz ama karşılığında bu adamı indireceksin diyorlar. Henry'nin de aslında bunun neden yüzünden zorunluluktan şeyi öldürdüğünü, Kathleen'in kardeşini öldürdüğünü anlatıyor. Bunu şey diye anlattım. Çünkü günün sonunda hani bir orada şey durumu oluyor. İşte ben kim iyi adam kim kötü adam gibi bir böyle işte senin terazine bırakmışlar gibi bir nokta oluyor dizide. Hani ben mi kötüyüm ama iyi miyim? Hani ne olduğu belli değil gibi bir şey var. Orada onu açıklamak adına da bu hikayeyi bağlamışlar diye düşündüm. O şey kısmı da dediğin gibi hani o bölüme gelecek olursak şu sniper. Ya sniper da demeyeyim de yani öyle 800 yaşında bir abiyi koymuşlar tepeye. Ya o sahne de abi ya eminim ki bak o nerede çekildi bilmiyorum da bugüne kadar yapılmış işte 50 tane 2. Dünya Savaşı filmi sniper sahnesi olduysa eminim orada çekilmiştir yani. Çok tanıdık ki geldi bana orası. Böyle yıkık dökük bir bina işte tepeden ateş etmece. Zaten adam çok kötü nişancı. Joel de söylüyor bunu. Aynen böyle dağlara taşlara böyle ateş ediyor adam. Öyle olduğu için de ben arka taraftan dolaşayım bu abimizi de yakalayayım diyor. Ama o sırada tabii çıkıyor. Adamı da görüyoruz zaten. Bayağı yaşlı bir tip falan filan. Ve neyse tam silahı buna çeviriyor yaşlı adam. Zaten çevirene kadar adam 8 kere falan öldürüyor yani. Öyle yaşlım ya abimiz çünkü. Ama o sırada telsiz sesini duyuyoruz. Telsiz sitede diyor ki Kathleen evet tamam oyalamaya devam et gelmek üzereyiz diyor. Joel de aha sıçtık yüz işaretini bürünmek suretiyle yukarıdan aşağıya doğru bağırıyor kaçın diye. Daha sonra Kathleen araba çetesiyle beraber bunları basmaya geliyor. Bildiğin şey basit 1980 belalı çocuk filmine dönüyor bir an ortada. Neyse bunlar silahla falan geliyor ama tam şey oluyor işte Sam ile Henry ve Ellie bir yere saklanıyorlar. Kathleen orada bağırmaya başlıyor. Ben bu saniye. Kathleen diyor ki işte hadi çık kaçışın yok diyor. Henry de artık diyor ki tamam ben çıkacağım ama çocukları bırak onlar gitsin diyor. Kathleen de diyor ki ya onlar çocuk diye ölemez mi diyor. Bak diyor benim annem babam öldü işte. Kardeşimle. Kardeşim öldü. Senin de kardeşin olacak. Zuan'ın kanunu bu gibi bir şeyler demeye başlıyor. Henry çıkıyor muydu abi ne oluyordu bilmiyorum ama birden yer patlıyor ve yerin altından o biraz önceki sahnedeki magma dediğimiz clickerlar çıkmaya başlıyor. Ve ortalık birinci clicker savaşına dönüyor abi. Sağdan soldan yukarıdan aşağıdan her yerden clickerlar saldırmaya başlıyor. Oradaki yüzlerce insanı. Ve bir tane böyle öküz gibi bir clicker çıkıyor. Aynen. Onun adı da blottermiş abi. Öyle mi? Bu şey yani bildiğin Yüzüklerin Efendisi'ndeki orklar gibi her yer tonla clicker ve öküz gibi büyük orklar vardı ya. Evet. Bir tane de onlardan çıktı. Mega pop kek diyebilir miyiz onun için? Mega pop kek abi. Kafalı. Evet. Abi orada şey biraz garipti yalnız ya şimdi bunlar zaten işte Henry, Sam, Joel, Ellie dört kişiler ortamda. Hı hı. Abicim Kathleen bir geliyor. Bin sekiz yüz on beş kişiydi. Yani dört kişiyi öldürmek için biraz yüklü değil misiniz yani? Buna rağmen niye uğramıyorsunuz hiç kimseyi? Onda zaten ayrı yani bir şey. Orada en önde de bir tane bunların kamyonu var. O kamyon da işte böyle vurakıra vurakıra geçiyor vesaire. Neyse en sonunda tabii. Toma. Evet Toma gibi bir şey. Joel abimiz tabii bin sekiz yüz metreden o adamı kafasından vurduğu için bu arada orada da yani maşallah ateş ettiğini vuruyor yani. Hiç ıskaladığı da bir adam olmuyor. Herkesi kafadan vuruyor. Neyse o sırada işte o araca vuruyor. O araç da dangır dungur köşeye çarpıyor. O araç infilak ediyor ve o infilakın o patlamanın etkisiyle de işte o yerdeki çukura düşüyor ve oradan senin dediğin birinci dünya clicker şampiyonu start alıyor bir noktada. O o şey biraz garipti yalnız ya o mega popkek olayına şaşırdım yani beklemiyordum öyle bir şey yani. Abi mega popkeki bir de vuramadılar. Ya vuruyorlar da işlemiyor. Ölmüyor. Zaten ben biraz araştırdım. Bir kişi uzun süre enfekte olursa popkeke dönüşüyormuş. Daha da uzun süre popkek seviyesinde kalırsa da mega popkeke dönüşüyormuş. Ve mega popkek olduğu zamanda işte insanları böyle tuttuğu zaman parçalayabiliyormuş. O kadar güçlü oluyormuş. Şimdi oyun olduğu için aslında bu sahnelerin hepsi çok güzel yani şey düşünüyorum o arabanın arkasına geliyorlar. Sen Joel'e oynuyorsan gidip içeri ilk önce o adamı öldürmek zorundasın. O adamı öldürdükten sonra o gelen Toma'nın içindeki şoförü vurmak zorundasın falan. Bunlar aslında oyun açısından güzel. Benim hoşuma gitti yani bu clicker savaşı falan. Güzel oldu. Evet evet güzeldi ya o sahne iyiydi ya. İyi çekmişler zaten. Değil mi? Aynen ne olursa olsun işte. Bu sahneyi nerede çekmişler dedin ya bu sahneyi Calgary'de çekmişler abi. Üç hafta sürmüş. Calgary'de Kanada'da. Kardeşimin yaşadığı yer oradan biliyorum. Üç hafta sürmüş ve sürekli kar yağdığı için de şey yapmışlar abi. Kar olmadığı zamanlar çekmeye çalışmışlar. O da bayağı uzun sürmesini sağlamış. Oradaki clicker'ların her biri de şeymiş abi gerçek figüranmış. O yüzden yüzlerce böyle clicker popkek gibi etrafta dolaşan insanlar varmış. Çekim aşaması bayağı eğlenceliymiş. Peki tamam güzel sonra orada çılgınlar gibi savaşıyoruz ve herkesin yok olduğu ortamda tabii ki bizimkileri hiçbir şey olmuyor. İşte bir ara böyle bir şeyi eli kıstırıyorlar falan arabanın içinde. Böyle ters yürüyen bir çocuk şey var. Enfekte olan. Ring'den çıkmış o da ya. Evet abi. Ring popkek abi. Aynen. Tersten duvarda falan yürüyordu kız yani. Bir anda artık egzorsizm'den birçok filmi andık Ring'i. Kafası Ring işte yürüyüş tarzı egzorsizm. Egzorsizm. Her şeyden böyle bir tat verdi bize. Aynen biraz koymuşlar gibi. Orada bir böyle bir geriliyoruz, meriliyoruz. Ona da niye geriliyoruz onu anlamadım. Zaten eli daha önce ısırmışlar. Bir şey olmamış yani. Orada en az gerileceğin konu o değil mi ya? Kız zaten enfekte olmuyor yani. Bırak ısırsınlar bir iki bir şey. Bir şey olmaz yani. Stres yapma bu kadar. Eli niye kaçıyor ya? Aslında bak güzel söyledin. Evet. Ya kaçma yani bu kadar. Senin kaçacak bir durumun yok. Bırak Joel kaçsın. Şey kaçsın. Abi yoksa oğlum mal mıyız lan? Öldürürler. Tabii ondan kaçıyor. Ölmekten kaçıyor aslında. Tabii tabii ölmekten kaçıyor. Ama hani şimdi kızlar. Ben yeni anladım. Kızlar kızlar. Ama ısırarak öldürürler. Enfekte olmuyor ya kızlar. Aynen. Hani ölüm şekli. Kan kaybına. Aynen kan kaybı ve yenmek suretiyle ölüm olacağı için kaçıyor. Yani biraz şekli değişik. Ama şimdi o küçük kızla tek tek kalınca hani o seni yiyemez de yani. Arabada safesin yani. Neyse bu çılgın savaşımız ve güzel sahnemiz bitiyor ve bir eve kendimizi atıyoruz. Sadece tabii ki dört yaşa yanınız ve diğer herkes öldü. Çünkü Çünkü Çünkü Çünkü dizimizin amacı bu zaten. Last of Us yani. Orada şeyi de söyleyeyim ben. Caitlyn'i orada bir tane çocuk öldürüyor. Hani çocuk ne olacak o da ölsün falan filan dedi. Ve Caitlyn'i bir çocuğa öldürtmüşler. O sekans benim çok hoşuma gitti abi. Evet güzel. Şeydeki o şey çocuk zaten. Bu elinin, elini ısırmak isteyen çocuk. Aynen. Onu ısıramadı. Bari bunu ısıramadı. Öyle. Bir de şunu söyleyeceğim hani. Exorcist gibi yürüyen. Ring gibi suratı olan kız dedik. Bir şey daha eklemek istiyorum. Özellikle Caitlyn'i öldürürken Chucky gibi atladı üstüne. Abi çok haklısın. Ya fırlatmışlar üstüne yani kadının. Dolayısıyla o filme de bir gönderme yapalım ve selam olsun diyelim Chucky'ye. Dünya en kötü korku filmi. Korku filmlerine saygı geçildiği yapmışlar abi. Bu bölümüne bu sahnelerde. Aynen öyle. Aynen öyle. Abi buraya kadar olan sekansla bu bölümle ilgili tek sorumluluk var. Aynen öyle. Aynen öyle. Bu bölümle ilgili tek sıkıntım, tek eleştirim şu. Bilmem katılacak mısın. Abi yer altındaki tünellerden geçiyorlar. Abi her tarafta elektrik var diye bir sordum abi kendi kendime. Aynen öyle. Ben de şunu da anlayamadım o bölümde. Bunlar hatırlarsan dışarı çıkabilmek için böyle 500 km tünelden gittiler. Orada hiçbir şeye rastlamadılar anasını satayım. Nasıl olduysa o krikürlerin hepsi aynı. Delikten çıktı yani. Neyse demek ki öldürmeyen Allah öldürmüyor. Öldürmeyen Allah. Öldürmüyor krikür. Diyelim. Peki şey kısmına geçebiliriz o zaman artık. Hengameden kurtulup eve gittikleri an. Değil mi? Çok yorulduk. Orada bir dinlenmek için bir yer buluyorlar. Daha sonra Ellie ve Sam uyumaya gönderiliyorlar. Hani gidin şurada odada uyumaya. Çünkü çocuk onlar. Çünkü çocuk. Çünkü dünyanın sonu da gelse 9'da uyumanız lazım çocuklar. Buradan bunu çıkarıyoruz. Neyse odaya gidiyoruz. Neyse odaya gidiyorlar falan. O noktada da böyle bir konuşma oluyor. Dizinin bu şeyden sonraki kısmı çok hızlı ve şey oldu yani. Ani oldu. Dolayısıyla onu ben sevdim. Onu öncelikle söyleyeyim yani. Olaylar bir anda gelişti ya. Mesela şimdi odaya gidiyorlar yatıyorlar. Daha sonra işte çocuk korkularından bahsediyor. İşte karşılıklı Ellie ile konuşuyorlar. Senin korkun var mı? Ben işte şundan korkarım bundan korkarım. İşte Ellie diyor ki ben yalnız kalmaktan korkarım diyor mesela orada. Hep böyle alaycı cevaplar veren Ellie. İşte hiç doğru. Hep böyle tiyi alıyor her zaman. Her konuyu. Ama işte çocuğun o gerçekten korkusunu hissettiği için o da gerçek korkusu. İşte ben yalnız başıma kalmaktan korkuyorum vesaire diyerekten çocuğa söylüyor. Daha sonra Sam bir noktada diyor ki işte dönüştüğümüz zaman işte içinde biz insan gibi kalıyor muyuz acaba falan falan diyor. Daha sonra da onun üzerine zaten bileğini gösteriyor ve ısırılmış olduğunu anlıyoruz Sam'in. Evet. Ve bunun üzerine Ellie tabii üzülüyor şoka giriyor. Çünkü o da onunla bir ilişki kurdu bir bağ kurdu. Ellie de kendince enfekte olmadığını düşündüğü için benim kanım bir ilaç diyor. Cure olacak diyor. Dolayısıyla ben iyileştirebilirim belki diyor. Kendi elini keserek yarasına basıyor. Böylece birçok kan hastalığı da kuruyor. Böylece birçok kan hastalığı da kuruyor. Böylece birçok kan hastalığı da kuruyor. Bulaşmış oluyorlar ikisi birden. Sonra hastaneye kaldırıyoruz bu ikisini. Bakteri oluşumu yüzünden. Tabii orası şaka bir yana hani o şekilde cure edebileceğini düşündüğü için elini keserek yarasını sığazlıyor ve Sam diyor ki benimle uyanık kal diyor. Ve o da evet diyor ben tamam seninle uyanık kalacağız diyor. Kalacağım diyor. Kalacağız. Ben ve Chucky kalacağız. Ben ve Chucky kalacağız diyor. Evet öyle devam ediyor mevzu. Sonra bir süreç geçiyor tabii aradan. Ve sabah olmuş olduğunu görüyoruz ve Ellie'nin de uyuyakalmış olduğunu görüyoruz. Ellie tabii ki uyanıyor. Bir bakıyor Chucky ay pardon Sam yatağa oturmuş dışarı bakıyor. Ben burada *** kimledim. Abi yalan yok şimdi. Sonra Ellie cama duruyor. Ellie cama doğru yaklaşıyor. Sam'e bir dokunuyor. Sam direkt Chucky modunda Ellie'nin üzerine zıplıyor. Daha sonra içeri odaya düşüyorlar bir şekilde. İçeri odada da Joel ve Henry uyuyor. Bu arada şey detayı çok güzel. Aslında onu anlamadım da şey detayı hoşuma gitti. Sam sağır olduğu için Ellie kalktığı zaman direkt fark edip saldırmıyor. Ellie ona geldiği zaman saldırıyor. Buradaki sorum şu abi. Sam neden Ellie'nin uyanmasını bekledi? Ellie uyurken saldırma. Bu birinci sorum. İkinci sorum yok bu arada. Tek sorum bu. Öncelikle ikinci sorundan başlamak istiyorum cevaplamaya. Yani orada evet güzel bir şeye değindin. Şeyi çok iyi yakalamışsın bu arada ben onu düşünmemiştim. Hani duymuyor ya. Evet. Hoş duymamasından ahmet Ellie de arkadan sesleniyor bu da. Orada ayrı bir mallık var yani. Sam falan diyor. Tabii ki Sam duymuyor. Çünkü sağır yani. Gerizekalı mısın Ellie? Neyse bir şekilde dediğin gibi dokunuyor ve dokununca da tıslamak suretiyle Sam'in enfekte olduğunu öğreniyoruz. Ya bu hüzünlü bölümü çok gülerek anlattık ama aslında baya duygusal bir bölümdü bu ya. Neyse bir orada bir hengame oluyor orada. Patırdı gürüldü böyle onun üstüne atlıyor falan. Dediğin gibi sonra da içeri düşüyorlar. Ya içeri düştükleri an direkt Joel ve Henry uyanıyor. Ve ne oluyor falan filan moda oluyor. Joel kalkarken silaha düşüyor. Henry silahını alıyor direkt. Bir bakıyor ki bir tane çocuk başka bir çocuğu öldürmeye çalışıyor. Tabii öldürmeye çalışan çocuk onun kardeşi. Sam'i öldürüyor. Ben bunu yapmasını beklemiyordum abi. Bu sahne dediğin gibi çok hızlı gelişecek. 5 saniye ya da 10 saniye içinde olan bir sahne. Ben Henry'in Sam'i vuracağını o 10 saniye içinde düşünmemiştim. Ben Henry'in Sam'i vuracağını o 10 saniye içinde düşünmemiştim. Ben Henry'in Sam'i vuracağını o 10 saniye içinde düşünmemiştim. Sen nasıl buldun bu sahneyi? Ya bu sahne işte dedim ya bana da böyle çok hızlı bir şekilde gelişti. Ya bana da şey biraz garip geldi ya ben o bölüm bana biraz yaptırttı yani. O da şey işte içeri düşüyorlar falan filan. İşte Joel zaten hemen tetikte bir abimiz olduğu için aslında davranmak üzere yani. Sevi'yi öldürmek üzere ama Henry'nin elinde silah var. Ve Joel'i yaklaştırıyor. Ve Joel'i yaklaştırmıyor. Yoksa Joel aslında müdahale edecek yani. Evet. Ben biraz şeye takıldım ya Henry'nin Sam'i vurma refleksi bir değişikti yani. Çünkü hayır falan diyor hatta ayağının dibini ateş ediyor Joel'in falan bir şey yapmasın diye. Sonra bir anda işte Sam'in suratını görüyor ve *** deyip vur veriyor yani. Yani sanki şeyi gibi bir vibe verdi bana orada yani. Hani böyle korkudan yanlışlıkla tetiğe baktı da adam. Hani böyle korkudan yanlışlıkla tetiğe baktı da adam. Patlatıverdi çocuğu gibi bir şey verdi bana yani orada. Hey. Hmmmm. He-he-he... He-he-he... No no no no. No no no no no. N-no. No no no. No. No. No. No. No. No. No. No. No. No. No. Güzel, kolay, kolay. Ne yaptım? Ne yaptım? Ne yaptım? Şey bir bölüm tabii. Yani güzel bir bölüm. Çünkü hani bir şekilde de ona empati kurdurtturuyorlar ya böyle dizinin bu bölümün en başından beridir işte. Çocuk küçük işte çocuk gibi aslında işte resimlerle işte bir şekilde bu durumu manage etmesi sağlanıyor. İşte yemekler getiriliyor. Acayip zor şartlarda kaçıyorlar ediyorlar vesaire vesaire. Sonra filmin son 4 saniyesinde mevzu bitiyor. Ya bir bakıma da değişik ve güzel olmuş yani o kısmı. Hadi öveyim biraz hadi. Değişik olmuş. O Sam öldükten sonra ben şeyi geliyor dedim ama yani kendini de vurur bu dedim yani. O ikinci kısmı çok sürpriz olmadı bana. O kendini vururken Ellie'nin çığlığı çok gerçekçiydi abi. Ellie bu olanlara asla aynılamıyor. Çünkü Sam'le çok yakınlaşmıştı. Çok iyi bir arkadaştı. Beraber kitap okuyorlardı. Sürekli gidiyorlardı. Eğleniyorlardı. İlk defa kendi yaşında birisiyle belki normal bir ilişki kurmaya başlamış şeydi. Ve onu kaybediyor. E tabii Joel açısından bakarsan da Joel yine aslında ona bağlı olan insanları kurtaramadığını hissediyor. Kızın da olduğu gibi. Ve bu onda ekstra bir travma yaratıyor. Ama travmanın büyüğünü muhtemelen Ellie yaşıyor. Çünkü çok sevdiği bir. İki kişiyi hayatından kaybediyor. Bölüm sonunda da onları gömüyorlar. Ve tekrar yola çıkıyorlar. Ne gibi görünüyor? Sen gibi görünüyor musun? Biraz. Ve onu görmedim. Onunla kız var. Yola gidebilir miyim? Hayır. Ellie. Oh. O zaman 6'ya geçelim abi. Geçelim. 6. bölümümüz. Vay be. Bir oturuşta 6 bölüm. Pardon. 3 bölüm çekebiliyoruz altın. Nerede o eski biz? 1 bölümü 3 saat konuşurduk eskiden. Aynen. Eğit be. Eğit be. İyi gidin. Günler iyi. 6. bölümün girişindeki ilk 2 karakteri sana bırakıyorum. Ben bayıldım o 2 karaktere. İlk 2 karakteri. Ben de bayıldım. İlerleyen sahnelerde daha da bayıldım. Zaten 6. bölüme 3 ay geçti aradan falan diye gidiyoruz. Bunlar hala yürüyor. Allah'ımıza çok şükür o yürüdükleri bölümü bu sefer görmüyoruz. Çünkü genelde 38 dakikası buna harcanıyor. Dizinin bölümlerinde. Yürüme kısmını hiking dediğimiz dağ taşı yürüme kısımlarını bu sefer geçmişler. Aradan 3 ay geçti yazılı. Ben orada bir rahatladım zaten. Bölümün başında. Oh dedim. Yürüme izlemeyeceğiz. Neyse. Sonra Cengizhan kılıklı bir adamın evine geliyorlar. Oklu moklu mızraklı bir abimiz. Tavşan alıyor. İşte geyik vuruyor. İşte ne bileyim tilki falan kovalıyor. Öyle bir abimiz var. Ormanın içinde yaşayan. Bir karısıyla birlikte. O 2 karakteri ben çok beğendim. Ya özellikle bizimkiler hani eve girdikten sonraki tavırları o. Espriler ve espriler işte kadının gülmesi falan falan benim çok hoşuma gitti yani hani. Bir yandan çok ciddi bir durumun içindeler aslında hani onların bakış açısından baktığın zaman ama bir yandan da pek de bir şey umursamıyorlar ya. O benim hoşuma gitti yani. Harika. O yüzden ikisini de beğendim. Ya kadının o ciddiyet içindeki o ciddiyetsiz tavırları harika abi yani her zaman yapmak istediğim tavırlar mükemmel bir karakterdi bence. Ne oluyor? Ne oluyor? İşte artık kansatsan. Wyoming'e doğru giderken kayboluyorlar. Çünkü Amerika'nın ortası bildiğin böyle bir boşluk. O boşluk içinde nerede olacağını nasıl bulacaksın? Elinin çok güzel lafları vardı burada işte. Şey diyordu mesela ormanın içindeki Wyoming tabelalarını kaçırmış olmadığı falan filan diyordu. Oralar beni bayağı eğlendirdi. Elinin cevapları beni çok eğlendiriyor abi. Çok hoşuma gidiyor. Sonra bu iki kişiyi buluyorlar. Bu iki kişiyi diyorlar. Diyorlar ki işte biz Wyoming'e nasıl gideceğiz? İşte benim kardeşim Tommy, Tommy'yi duydun mu falan diyorlar. Onlar da diyor ki duymadık. Ama diyorlar ki eğer onlar Wyoming tarafındaysa bence oraya gitme. Çünkü orada sadece ölüm var. Bazen onların öldürdüğü insanlar geliyor. Bazıları enfekte olmuş bazıları enfekte olmamış ama herkes ölmüş diyor. Yani aslında batıda biraz sıkıntı var. Kardeş batıya gitmeyin muhabbeti oluyor. Tabii bizimkiler durur mu belaya doğru yola çıkıyorlar. Tabii ki batıya gidiyorlar. Doğuda hiçbir şey olmadığını daha saf olduğunu söylediği için bizimkiler tabii ki batıya gidiyorlar. Ama o ev sahnelerinde şey çok güzeldi abi. İlk defa orada Joel'in evini tislediğini gösteriyorlar. Ve evden çıkıp batıya doğru gitmeye başladıkları zaman Joel birkaç kere panik atak yaşamaya başlıyor. Evet. Ve burada artık Joel'le bir şeylerin ters olduğunu hissetmeye başlıyor. Evet doğru. Bu stres, panik atak yaşadın mı abi hiç daha önce böyle bir panik atak? Yani. Yani yaşamadım sanırım. Ben de yaşamadım abi. Panik atak yaşayanlar varsa biraz anlatsın. Çok kötü bir şeye benziyor. Ben adam kalp krizi geçiriyor zannettim zaten. İlkinde. Abi çok haklısın. O kadar iyi ki bak ben de araştırdım. Panik atak nasıl bir şey gibisinden bana şey çıktı işte hani kalp krizi gibi bir şey. Vücut bir şeye çok fazla stres oluyor ama neye stres olduğunu anlamıyor şeklinde bir şey çıktı. Bayağı sıkıntı bir psikolojik rahatsızlıkmış. Orada onu gördüm. Panik atak yaşıyorsanız düşünmeyin. Panik atak yaşıyorsanız lütfen etrafınızı size değer veren insanlarla konuşun. Bütün dertlerinizi tasılarınızı. Bize yazın biz size içkı ısmarlayalım konuşalım. Tabii işin şakası. Neyse sonra ne oluyor? Bunlar giderken abi birden western filmine dönmüyor mu? Atlılar gelmeye başlıyor. Ben orada yine koptum. Ben de koptum. Bir anda böyle atlı süvari takımı geldi yani. Lungur lungur. Ne oluyor dedim yani. Yani sahneden sahneye atlıyoruz. İkinci Dünya Savaşı scene'den bu sefer de 1400'lerin atlılar süvarili dönemlerine denk geliyoruz. Neyse bir grup süvari geliyor ve bu süvariler ikilere tabii sorguluyorlar. Nereden geldiniz? Ne gittiniz? Falan falan. Herkes de daha önceki bölümlerde şey vardı biliyorsun. Bir tane pos cihazı gibi bir şey vardı. O pos cihazının suratına dayıyorlardı ve enfekte olup olmadığını öğreniyorlardı. Yeşil ya da kırmızı olmak suretiyle. Bunlar tabii biraz daha ilkel bir yöntem olaraktan köpek yolundan gitmişler. Bir tane köpekleri var. Hani enfekte olduğunuzu anlarsa sizi yer gibi saçma bir argümanla köpeği getiriyorlar. Köpek onu yiyince bu arada köpek enfekte olmuyor mu yani? Neyse onu da tam anlayamadık yani o kısmını. Köpek bir gidiyor işte bir Tommy'yi kokluyor. Bir oraya buraya bakıyor vesaire. Tommy'yi koklamıyor yani. Tommy değil. Joel'i kokluyor. Tommy beni andı. Joel'i kokluyor falan orada bir sıkıntı yok. Kıza gidiyor falan Joel eyvah sıçtık şimdi falan moduna giriyor ama bir bakıyor sonra kızla da oynuyor falan onda da bir şey yok. Tamam onlar da temiz olduğunu düşünüyor bu ikisinin. Bir dakika işte tam bu noktada çok abi süper sorularım var. Aslında birinci soruyu sen sordun. Köpek enfekte olmuyor mu? Bu soruyu ben de cevabını bilmiyorum atalım kenara. Abi ikinci sorum şu. Ellie'nin enfekte olduğunu o post cihazı gösteriyordu yeşil çıkıyordu. Bu köpek neden bulamadı? Evet. Ya bunlar bu mallıkla nasıl survive olmuş onu bilmiyorum. Zaten yani köpeğe bırakmışlarsa olayı bir sıkıntı var demektir yani. Ben olsam mesela Joel'e en son da o kasabadan gitmeden önce derdim yani baba bu köpek mevzusu sizde çalışmıyor. Bence başka bir yönteme geçin derdim yani. Ve üçüncü sorum şu abi. Köpeği nasıl eğittiler abi? Mesela hani uyuşturucu falan bulan köpekler var ya onları mesela uyuşturucu bağımlısı yapıyorlar. Bu köpeği mantar bağımlısı mı yaptılar nasıl bir fikrin var mı abi? İkimizin de köpeği var. Sen köpeğini nasıl eğitirdin böyle bir şeye karşı? Böyle bir şeye karşı öncelikle marketten aldığım kültür mantarları ile başlardım. Hafiften başlardın. Hafif kültür mantarı ile başlamak suretiydi. Ya bilmiyorum abi. Orada bir mantık yok yani orası jort açıkcası. Mantığına oturtabileceğim bir şey yok yani. Köpek de dengesiz abi zaten. Bir böyle hır hur falan havlıyor. Ertesi dakika da eliyle kucak kucağa oynuyorlar falan. Kendinize emanet ettiğiniz köpeğe bakın arkadaş. Bu mu yani? Yönteminiz bu mu? Orada ne oluyor? Tamam işte Joel artık ben kardeşim Tommy'yi arıyorum. Tommy'yi biliyorsanız Tommy ile görüşmek istiyorum. Muhabbeti çekiyor. Ve bir tane oradaki Afro-American ablamız da senin adın ne aslan? O da Joel diyor. Joel deyince orada onun bakışları değişiyor. Orada anlıyoruz. Bu kadın Joel'i tanıyor. Abi Amerika koskocaman bir yer biliyorsun. Kardeşini arıyor. Kocaman bir ormanın içinde yokluğun içinde kardeşini arıyor. Ve kardeşini bu kadar precise bir şekilde bulması da başka bir saçma olacak olursa. Abi zaten ilk sahnede o işte yaşlı çifte gidiyor. Tommy'yi tanıyor musun? Diyor. Yani... Tommy kim a*******m ya? Abi şeye benziyor ya. Düşünsene sen Kadıköy'e geliyorsun. Soner'i tanıyor musun? Falan diyorsun. Sana herhangi bir şey. Ahmet'i biliyor musun? Diyorum falan. Yani inanılmaz bir şey yani o. Bir de yani adam direkt olarak da hani onları bulması da dediğin gibi yani inanılmaz büyük bir kara parçasından bahsediyoruz. Yani herif haritayla yolunu bulamaz. Yani o da bir şey. Yani o da bir şey. Yani o da bir şey. Yani o da bir şey. Yani o da bir şey. Yani o da bir şey. Yani o da bir şey. Yani o da bir şey. Yani o da bir şey. Yani o da bir şey. Yani herif amaklıхı, onları bulması da dediğin gibi yani inanılmaz büyük bir kara parçasından bahsediyoruz. Yani herif haritayla yolunu bulamadı. Ya bir sokağa sapsan yani uzay boşluğuna gidersin. Yani öyle öyle bir alan, arazi ama neye bir şekilde işte Tommy'yi buluyor. Joel ne oluyor işte? Bu ömrikli bunları alıp götürüyor bir bakıyor. Tommy karşı сосlosluğa karamaşıyor, Tommyye bağırıyor stepsop varıyor muyum falan それ Tamam artık bunlar işte abi kardeş şogundaki gibi. Önünde kimse duramaz diyorum. Abi bunda da aynı muhabbet. Tommy bir mesafeli Joel'e karşı. Ben orada sinir oluyorum. Aynen. Abi yemin ediyorum küfür ettim orada ben. Böyle kardeşlik mi olur lan? Orospu falan filan dedim yani. Yani o kısım o bir değişikti hakikaten. Yani bir de o dakikalarda daha yani Joel bir şey konuşmadı. Bir şey istemedi. Aradan bilmem kaç yıl geçti. Ya yıl değil işte kaç zaman geçtiyse geçmiş görmemişsin falan. Böyle bunu görüyor hafif tripli yani. Yani niye tripli olduğunun hiçbir nedeni yok yani. Daha bir şey istemedi bile daha hani. O da değişik. Abi insan bir şey yapar. Abi naber? Hoş geldin. Nasıl buldun beni? Ya harikasın. Oha inanmıyorum falan der. Abi yok hiçbir şey yok. Hani biz Amerikalıları da tanıyoruz abi. Sen de ben de. Var yani tanıdıklarımız. Onlar hiç böyle tipler değil benim yani tanıdığım Amerikalılar. Aynen öyle yani. Böyle bir şey yok yani. Dünyanın en samimiyetsiz insanları abi. Dünyanın en alakasız olayını bile büyütüp saatlerce konuşan insanlar. Tommy'ye bak oğlum bu Amerikalı değil mi yoksa? Ben orada biraz sinirlendim abi Tommy'ye. Evet evet. Orada Tommy bir negatif bastı zaten ortama. Daha sonra zaten işte bunlar bir içki falan hadi içelim falan muhabbeti oluyor. Kadın hep zaten diplerinde bunların. Sen bir bizi rahat bıraksana ya getiriyor zaten Joel bir noktada. Kadın da mega dominant. Ya inanılmaz işte. Sonra işte Joel durumu anlatıyor. İşte böyle böyle diyor benim hani şey yapmam lazım. İyi böyle yolumuza devam etmemiz lazım. İşte senin yardımına ihtiyacım var. Ama Tommy de diyor ki ya iyi güzel diyorsun da diyor. Ben buradan gidesim yok. İyiyiz burada takılıyoruz. İşte böyle atlar matlar köpekler her şey güzel diyor. Joel bunu birazcık zorluyor zorluyor. İşte birkaç şey şekilde yine muhabbet esnasında ama en sonunda Tommy de diyor ki ya tamam diyor. Yani ben. Gelmek istemiyorum. Bunun bir nedeni daha var. Ben baba olacağım diyor. Baba olacağını duyunca artık orada da Joel fazla itiraz edemiyor. Evet. Kalman için iyi bir sebep var diyor. Bu sırada da işte bu arada çok güzel bir komünist hayat yaşıyor orada. Her bir kıyamet ya da böyle bir olay olursa ve sağda solda üç beş kişi varsa komün hayatı kuracağımız garanti abi. Ben bu diziden bunu öğrendim. Evet. Demokrasi falan yok yani orada herkes her şeyi paylaşacak. Yoksa mutlu olamıyorsun. Aynen. O yüzden de mesela bana öyle bir ortam daha mantıklı gelmiş. Hani ilk podcast'i çekerken de demiştim ya hani hemen para mara oluşmuş falan. Ne parası abi yani? Ya böyle olur muhtemelen yani paranın bir değeri olmayacak ki yani. Hele ki yaptığın para duvar takviminden ise yani. Hiçbir değeri yok. Ya o yüzden bu şey biraz daha bana mantıklı geldi yani nispeten. Hani işte hayatı bölüşelim yiyeceğimizi bölüşelim zaten evleri bölüşüyoruz falan. Ya öyle olmak durumundayız. Ya da böyle bir şey yok. Yani bu da çok daha gerçekçi. Çok daha gerçekçi gerçekten. İlk bölümdeki o takvim kağıdından parası muhabbeti sen onu deyince ve podcast'i dinlerken aklıma şey geldi abi. İşte oğlum mühendis olunca böyle oldu. 29 Şubat geldi. 29 Şubat parası bende varsa dört yılda bir. O yüzden o para daha mı değerlidir falan filan diye düşündüm. Allah affetsin böyle salak saçma düşüncelerim oluyor. Bu arada yani daha değerlidir diye düşünüyorum. Yani 29 Şubat parası bence her zaman daha değerli. Yani bu arada yani daha değerlidir diye düşünüyorum. Yani 29 Şubat parası bence her zaman daha değerli. Yani bu arada yani daha değerlidir diye düşünüyorum. Herhangi bir böyle dünyanın sonu falan yaşarsak zombi etek falan 29 Şubat yapraklarını takviminizden çıkartın ve cebinize koyun. Elbet bir gün işinize yarayacak. Bir gün değerlenecek bu para. Kesin. Yastık altı yapım 29 Şubatları. Şuan bir gün de bu kadar. Şuan bir gün de bu kadar. Şuan bir gün de bu kadar. Şuan bir gün de bu kadar. Şuan bir gün de bu kadar. Artık takvimin yok değil mi ya bu muhalefetli takvimlerinden? Artık takvimin yok değil mi ya bu muhalefetli takvimlerinden? Yok ya ben yine de masaüstü takvim kullanıyorum bu arada. İşaretliyor musun? İşaretliyor musun? Önemli şey de. Yani öyle ufak tefek evet oraya not düşüyorum yani. Önemli şey de. Yani öyle ufak tefek evet oraya not düşüyorum yani. Mesela bugün çekim alanı podcast kaydedeceğiz. Mesela bugün çekim alanı podcast kaydedeceğiz. Tabii tabii. Bir şey. Aynen. Çekim alanı yeni podcast çıkacak onu dinle falan. Çekim alanı yeni podcast çıkacak onu dinle falan. Yani yazmayı seviyorum ya o yüzden hep böyle kalem kağıt işte takvim cartucu elimin altında olur yani. Abi yazın iyi mi peki altın? İğrenç. İğrenç değil mi? Ama ona rağmen yazmayı seviyorsun. Sen tam bir yazma fanatiksin abi bağımlısın. Aynen. İğrenç yapmama rağmen. Ya aslında benim eskiden güzeldi ya yazım sonra iğrençleşti. Ama yine de hoşuma gidiyor. Abi çok güzel. Peki neden iğrençleşti? Bilmiyorum. Özensiz. Biraz zor biliyorum. Özensiz yazıyorum belki onundandır yani. Bir süre şey bir kursa git. Bir süre şey bir kursa git. Bir süre şey bir kursa git. Ben bir kursa gitmiştim orada yazı yazmam gerekti bir dil öğrenmek için. Abi yazamıyorum yani beynim emrediyor elime elim yazamıyor. Mesela atıyorum A, B, C yazacağım ya abi A, B, C'yi birleştirip tek bir karakter haline getiriyorum böyle. İşte A'dan B'ye oradan C'ye falan böyle. İğrenç abi. El yası diyebilir miyiz buna kısaca? Abi hayır diyemeyiz çünkü görsen yüzüme tükürürsün o kadar kötü. Bu neden dersin? Hani İsrailce filan. İsrailce filan yazıyorum herhalde ben muhtemelen gizli bir Yahudi'yim abi. Hani onların alfabesini biliyor musun böyle arabik gibi. Evet evet. Ama daha dikey. Evet garip. Onlar gibi yazıyorum abi. Hierografi yazısı gibi alfabelerim. Hah aynen ya da ben şey neyse ya yazı işinin bokunu çıkarmıyorum. Sonra ne oluyor abi işte bu Afro-Amerikalı teyzemiz eli iyi biraz etkisi altına alınan için. Çünkü Joel'in bir sıkıntı getirdiğinin farkında. Joel'in Tommy ile beraber yaptıklarının farkında ve Tommy'nin iyi bir insan. Joel'in kötü bir insan olduğunu düşünüyor. Orada abi o sahnelerde Ellie Joel'i çok güzel savunuyor o kadınla. Evet. Burada ilk defa işte ikisinin arasının gerçekten çok sıkı bir hale geldiğini görüyoruz. Yani 4-5-6. Bölüm bunlar artık biraz aile muhabbetine dönmeye başlıyor. Hatta 3. Bölümde şey vardı işte Tess öldüğü zaman Tess aile sen bir kargo demişti Joel Ellie'ye. Ama bu bölüm işte bu geldikleri noktada artık o ikisinin de aileye yaklaştığını görüyor. O yüzden çok güzeldi. Evet. Bu kısımlar. O ablamızla bir sahnede de şey oluyor bu arada. İşte böyle iki tane mum görüyor. Bir tane ölü için yaz gibi bir mum yakılmış işte. Orada da isimleri yazıyor. Birisi diyor ki işte bu ne için falan diye soruyor Ellie. O siyahi ablamız da diyor ki işte çocuk çocuğumuz gibi bir şey söylüyor. Evet. Öldüm çocukların için çok üzüldüm diyor. Yok diyor o da bir tanesi benimdi. Diğeri Joel'in çocuğu diyor. Orada da Ellie Joel'in çocuğu. Ellie Joel'in kızının öldüğünü öğreniyor. Anlıyorum. Ve böyle incelen bir aydınlanma yaşıyor yani böyle flashback yaşayıp kendi kafasının içinde. Bazı şeyleri oturtuyor yani. Ve Tommy de yaptı. O yüzden o için meraklı mısın? Tommy Joel'i takip etti. Şimdi bu şekilde. Veya belki ben Tommy'den daha ucuzum. Hiç bir şeye bakma. Ama kesinlikle ucuz. Bir çok işçi olacaktık. Mükemmel hatırladın. Ben tamamen unutmuştum bu sahneyi. Bayağı iyi hatırladın ya ben orayı tamamen. Evet orada bir aydınlanma yaşıyoruz. Mükemmel nokta abi gerçekten. Bu arada o şey tahta siyah falandı ya böyle. Anıt gibi yapmış muhabbeti dedi ya. O biraz şey basit geldi. O biraz şey basit geldi. O biraz şey basit geldi. O biraz şey basit geldi. O biraz şey basit geldi. Ama tabi orada asıl bize göstermek istedikleri şey aslında. Eli orada Joel'in bir kızı olduğunu öğrenecekti. Aynen. Zaten anıt manıt yok abi. Tebeşir ile tahtaya isim yazmışlar bu. Yani Elinin onun anıt olduğunu anlaması bile mucize yani. Hani üzerinde önündeki mumlar. Ya anıt olduğunu düşünmezsin. Hani anıt mı? Anıt mı? Anıt mı? Anıt mı? Anıt mı? Anıt mı? Anıt mı? Anıt mı? Anıt mı? Anıt mı? Anıt mı? Anıt mı? Anıt mı? Anıt mı? Anıt mı? Anıt mı? Anıt mı? Anıt mı? Anıt mı? Anıt mı? Anıt mı? Anıt mı? Anıt mı? Ya anıt olduğunu düşünmezsin yani akşam elektrikler gitti de mum yaktılar herhalde falan dersin. O sahnede şey çok güzel oluyordu abi. Eli çok güzel cevaplar veriyor bu kadına. O kadında aslında önceki hayatında ya daha doğrusu bu muhabbet onladan önce assistant district attorney mi ne öyle bir şey diyordu. Neyse yani hukuk içinde. Aynen. Eli böyle güzel cevaplar verince aslında senden çok iyi avukat olurdu diyor. Gerçekten elide bir o mod var abi. Var var. Evet o hazır cevaplılığı falan görmek lazım. Evet. Evet. Falan güzel zaten yani birazcık şey de katıyor. Neşe de katıyor yani sohbetleri muhabbetleri güzel oluyor yani. Böyle en gergin ortamlarda bile o verdiği cevaplar böyle biraz havayı dağıtıyor güzel oluyor. Sonraki sahnede artık Tommy ile Joel baş başa kalıyor. Bundan sonra da Joel Tommy'e Ellie'nin immune olduğunu söylüyor sanırım değil mi? Hani ısırılmış olduğunu ama bir şekilde immune olduğunu. Ve işte bilmem kaç gün geçmiş olmasına rağmen mantara dönüşmediğini söylüyor. Mantara dönüşmediğini? Sadece patates olduğunu. Mantar seviyesine gelmediğini söylüyor. Ve artık o sahnede Joel artık çok çaresiz durumda. Ben bunu götüremeyeceğim ve Ellie'yi de kaybedersem artık ne yapacağımı bilmiyorum. Çok kötü duruma geçeceğim muhabbeti yapıyor. Ve lütfen Ellie'yi al Tommy sen gitmesi gereken yere götür diyor. Her gece işte. Rüyamda hezimete uğruyorum. İşte uyuyamıyorum. Oram buram titriyor. Kalp krizi geçiriyorum sokaklarda. İşte içimden bir parça kopuk. İşte Ellie de benim yüzümden ölmesin falan. Zaten herhalde o şey nedeni de o yani. Panik hata. Çünkü işte bu Ellie de benim yüzümden ölecek. Panik hata var. Çünkü bir yandan da hala şey devam ediyor işte. O kızının ölümü sırasında hiçbir şey yapamamış olmamış. Olması nedeniyle duyduğu suçluluk duygusu ve işte o çaresizlik hissi adamın peşini bırakmamış hiç yıllarca ve aylarca. Öyle olduğu için de hani aynı şeyi yaşamak istemiyor. Dolayısıyla Ellie'nin ölümüne neden olmak istemediği için de Tommy'ye sen götür diyerekten de bir yaklaşım içerisine giriyor Joel abimiz. Joel böyle dertlerini anlatırken Tommy bir noktada şey diyor ya ben orada çok sinir oluyorum. İşte sen kızını kaybettikten sonra hayat senin için durmuş olabilir ama benim için de durması lazım. Ama benim için de durması lazım. Ben orada yine bir *** çektim Tommy'ye. Orada Tommy ile Joel'in ne kadar yakın bir ilişki içinde olduğunu anlayamadım. Bu arada ama Joel tamamen survive etmek üzerine bir kafası var. Tommy'nin de her zaman bir şekilde bir şeyleri düzeltme çabası var. Evet evet. Biraz da onu da görüyorum. Ya zaten o böyle askerliğe de askere de o yüzden gitmiş. İşte hani kahraman olmak için ama hiçbir bok olamadın falan falan muhabbeti yapıyor Joel zaten. Ama bir yandan da şöyle bir şey var. Abi şimdi Tommy'nin yerinde ol yani. Tamam okey. Şey kısımlarını bir kenara bırakıyorum. Adamın öküz gibi olması ve ruhsuz bir şekilde karşılamaması falan onun bir açıklaması yok falan da. Ama abi şimdi geliyor adam bilmem kaç yüz yıl görmemişsin. Hadi al Ellie'yi bundan sonra sen devam et. Hani siktir et buradaki yaşamını falan. Yani. Yani burada da birazcık Tommy'yi de çok suçlayamadım ben yani. Ya niye böyle bir göğüs. Ya niye böyle bir görev yüklüyor Naga yani adama durup dururken. Abi şey falan da demiyor ki yani hani biz gideceğiz ama hani ben tek başıma başaramayabilirim. Hani sen de gel bana destek ol işte en azından şuraya kadar falan gibi bir şey dersin de. Ya sikerler ben artık gidemiyorum zaten götüm başım ağrıyor bundan sonrasında al sen götür. O da biraz haksızlık olmuyor mu yani? Ya çok haklısın abi Allah kimseye böyle bir şey yaşatmasın diyorum. Tommy'nin yerinde olmak istemezdim. Düşünsene etrafındaki herkes mantar çözüm için bir tane kızın bir yere gitmesi gerekiyor ve seni götürmen lazım ama baba olacaksın falan filan. Aynen. Tommy olmak zor. Neyse Tommy ama en sonunda diyor ki abi diyor sen benim agamsın diyor tamam ben götüreceğim o kızı diyor. Sabah hazırla o kızı ben alıp götüreyim diyor. Joel eve gidiyor Ellie tabi ki bu konuşanları duymuş ve *** Joel diyor başımda durma artık diyor. Beni zaten göndereceksin diyor önceden git diyor. Evet. Joel de bir şey demiyor odasına gidiyor sabah kalkıyor bir bakıyor Ellie toplanmış. Abi Ellie'yi ben sabah hazır bir şekilde görünce şaşırdım ben çünkü Ellie'nin bir ergenlik yapıp kaçacağını falan düşünüyorum. Abi aynı şeyi düşündüm ben hani sabah kalktıklarında Ellie'yi bulamayacaklar diye düşündüm yani. Çünkü karakter zaten öyle bağırıyor yani hani böyle işte kendine buyurup falan filan ama ondan sonra bakıyoruz Ellie orada. Tabii sonra da bakıyoruz Ellie orada. Tabii sonra da bakıyoruz Ellie orada. Tabii sonra şeye bağlıyor yani mevzuyu. Yani aslında işte Sem'e de demişti ya Ellie aslında terk edilmek ve yalnız kalmaktan korkuyor. Çünkü Sem'e de aynı şeyi söylemişti hani en büyük korkunun ne muhabbeti olmuştu orada. Mükemmel nokta. En büyük korkunun ne muhabbeti olduğu zaman da işte Sem'e işte terk edilmek ve yalnız kalmak demişti. Çünkü bugüne kadar hep terk edilmiş bir şekilde ve yalnız kalmış yalnız mücadele etmek zorunda kalmış vesaire. Dolayısıyla da o duyguyu yaşamaktan çok korkuyor. Bu yüzden de zaten Joel'le birlikte o o... ...olmak istiyor. Çünkü onunla bir bağ kurmak istiyor ve onun tarafından terk edilmek istemiyor yani doğal olarak o bağdan dolayı. Zaten ertesi sabah uyandıklarında da Joel artık yattı kalktığını düşündüyse diyor ki tamam sana bir şans vereceğim. Hani Tommy ile gidebilirsin bak o adam böyle kral böyle bilmem ne ya da ben de devam edebilirim falan diyor. Zaten kız hiç düşünmüyor Ellie. Direkt Joel'i seçiyor ve ata biniyorlar. Tommy de derin bir rahatlama nefesi alaraktan oh be. Bana kalmadı bu iş Allah'ıma teşküler olsun diyerekten kasabasına geri dönüyor. Bir at bir tüfek alıyorlar fazla da bir şey almıyorlar. Yani gönüllüleri de o kadar şey abi iyi insanlar isteseler toplar tüfekler isterler. Gönüllüleri zengin. Bu gönül zenginliği sayesinde de gidecekleri yere varıyorlar. Ama buraya giderken şeyi görüyoruz mesela Joel Ellie'ye ateş etmeyi öğretiyor. Bugüne kadar asla yapmadığı bir şey. İşte silahlardan uzak durur onu yapmadığı bir şey. O zaman o zaman uzak durur onu yapma bunu yapma demesine rağmen artık onunla arasının çok iyi olduğunu görüyoruz. Artık gerçekten bir baba kız gibi hareket etmeye başlıyorlar. Hızlı bir sahneler gelişiyor burada. Gitmek istedikleri yere gidiyorlar. Fireflyları arıyorlar. İşaretleri buluyorlar. Hastaneye giriyorlar ama içeride kimse yok. İçeride bir tane harita buluyorlar. O haritalarda işe böyle işaret etmişler. Her yerden oklar geliyor. Böyle pinler bağlamışlar. Pinlerin birleşiği bir yer var. Biz en iyisi buraya gidelim diyor. Buraya gitmeye başlarken de yukarıdan sesler duymaya başlıyorlar. Seslere için cama açıp aşağıya bakıyorlar. Aşağıda dört tane insanı görüyor Joel. Bu insanları görünce hemen oradan uzaklaşmak istiyor. Çünkü savaşmak istemiyor. Zaten zayıf. Tam atlarını binip gitmek üzereyken Eli Joel diye bağırıyor. Joel arkasından dönüyor. Bir tane adam geliyor. Joel onu tutup öldürüyor. Ama sonra bir bakıyoruz ki Joel'in karnına bir tane... Tahta kazık batmış. Joel orada ölmediğine göre anında vampir değildir. Ben bu sahneden ilk olarak bunu çıkartıyorum. Bravo. Ama orada bıçaklanmıştı adam ya. Bıçak değil miydi o? Bıçak mıydı? Bıçaktı bıçaktı. Ya abi çok garip bir şeydi. Böyle öküz gibi bir şey girmişti ama. Ya bir de onu bıçağı zort diye çıkarmaması gerekiyordu. Yani şunu çekeyim de hemen bir kan kaybından şöyle güzel bir şuurumu kaybedeyim dedi Joel. Ve o bıçağı çıkarttı zort diye. Hayatında hiç House'u izlememiş mi abi? Aynen abi. Immortiasi room izlememiş mi? Her bir şey girdiyse bu cümlesi çıkarmayın arkadaşlar. Aynen arkadaş. Ya bunu yani hala öğrenmediyseniz bu birçok diziden survive edemezsiniz yani. Zaten o yarayı aldıktan sonra diğer üç tane adam da sesleri duyuyor vesaire oraya koşmaya başlıyorlar. O sırada da koşaraktan bizimkiler hemen güç bela atın üstüne biniyorlar. Kız da biniyor Joel de biniyor ve dıgıdık dıgıdık demek suretiyle oradan uzaklaşıyorlar. Ama tabii ne yapıyor bu arada Joel'imiz çılgınlar gibi kan kaybediyor falan. Artık son saniyelerinde dizinin böyle adamın kafasının bir dünya olduğunu artık düşüyor mu hatta ne yapıyor öyle bir şey oluyor değil mi? Düşüyor. Düşüyor ve... Hattan düşüyor. Ben ne yapacağım diyor Ellie de o sırada ve dizi noktayı koyuyoruz yani o nokta o sahneyle birlikte. O sahnede de şey çalıyor yine The Patch Motown My Best Friend. O şarkının adını bilmiyorum da yine onun farklı bir cover'ı çalıyor. Biraz daha sakin, slow bir modu. O şarkı seçimi de orada yine güzel olmuş. Bu bölümden sonra nereye gidiyoruz? Joel'e ne olacak? Joel'in ölmediğini biliyoruz Allah kahretsin. Bu çok kötü bir şey abi. Ya ben normal bir dizi olsaydı bir oyundan uyarlama olmasaydı Joel'in o sahnede ölmesini isterdim. Hani dizide çok yaşamak için. Ama şimdi Joel'in yaşayacağını bildiğim için o biraz sıkıcı oluyor. Evet. Ama nasıl kurtulacak o konuda benim bir teorim var abi. Bence Tommy gelecek bir şekilde ve Tommy'i kurtaracak. Yani Tommy aslında bunlarla buluşmak için hareket halindeyken abisinin o şekilde yaralı olduğunu bulacak gibi geliyor bana. Güzel bir teori. Ya bir kere zaten Ellie'nin bir şey yapamayacağı net yani. Belli ki bu birisi gelip kurtaracak. Benim aklıma hiç mesela Tommy gelmemişti ama dediğin çok mantıklı geldi bana yani. Hakikaten birisi kurtaracaksa o da Tommy olur herhalde. İşte içi rahat etmedi. Arkalarından gitti. Sonra bunu aldı köyüne geri götürdü falan şeyi şu an bana mantıklı geldi. Zaten ya öyle olacak ya da yine x bir kişi bir şekilde bunları bulup kurtaracak falan filan. Ama birisi daha invol olacak gibi gözüküyor yani. Belki şey de olabilir aslında hani hastaneye çok yakınlar ya bir orada saklanan Firefly belki gelir ya da orada... Olabilir. Ya da Ellie elini kesip bir turda ona mikrop bulaştırabilir yani. Belki desem enfekte olmayacaktı ama Ellie o elini keserek Sammy enfekte etmiş de olabilir bu arada şu an onu düşündüm. Belki sadece bir sıyıcıktı ama mantarı Ellie bulaştırmış da olabilir. Neyse o bölümü kapattık o yüzden şu an düşünmüyorum bunu. Duygusal açıdan çok yoğun bölümlerdi. Ben baya baya beğendim abi. Güzel güzel. Dördü beğenmedim. Dört kötüydü abi. Bak dört çok kötüydü yani. Dürüst olalım hakikaten bok gibi bir bölümdü. Yani çok çok az aksiyon oldu sadece Catelyn, Madlyn tanıştırdılar işte ve yani niye bu adam bunu arıyor anlattılar. Onun için de 50 dakikaya gerek yoktu bu arada yani neyse. Ama onun dışındaki iki bölüm baya iyiydi. Beş zaten baya iyiydi. Clicker savaşı falan filan o herkesi döven ork onlar güzeldi. Altıda da altının sonuna doğru o olan olaylar hoş yani çok duygusallı bence bu üç bölümde. Var mı eklemek istediğin abi? Dalga geçmek istediğin başka bir şey var mı? Dalga geçebileceğim çok şey var ama onları artık diğer bölümlere saklayayım diyorum. Bu arada birinci sezonda kaç bölüm kaldı abi? Üç. Üç kaldı. Üç bölüm mü? Tabii tabii. Ooo haftayı final yapıyoruz. Aynen aynen yani üç altı dokuz diye planlamıştık diye hatırlıyorum. Abi mükemmel o zaman ya. Sonra da tek tek gideriz işte bölümleri. Abi çok güzel. İkinci sezonda da üç bölüm oynadı belki onu da üç bölüm yaparız. Evet. Sonra yakalarız. Öyle olabilir. Çok güzel abi. Ama mesela şeyi düşünüyorum mesela şimdi sadece dördüncü bölümü yapıp yorumlasaydık on beş dakika falan max yani. Bölümdeki yorum. Abi ben de burada şey elimi kesip seni kurtarmaya çalışırdım bu çile. Yani aynen öyle yani. Ya iyi oldu ya böyle üç üç gitmemiz oldu. Güzel güzel. O zaman haftaya yedi sekiz dokuzda buluşalım. Cenk de aramızda olacak. Sonraki bölümde görüşmek üzere o zaman. Görüşmek üzere.